[1] KARA LİSTE

735 57 197
                                    

"Şimdi al eline bakalım şu kalemi ve kağıdı, söylediklerimi yaz."

İyice kırlaşmış saçlara sahip olan doktorumun çalışma masasının arkasında duran ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduğunu gösteren diplomaya sabitlemiş olduğum gözlerimi bana uzattığı şeylere çevirdim. Dediği gibi kağıdı ve kalemi aldım. Yazmaya başladım.

"Acı, turşu, baharat, yaş pasta, kuru pasta, patates kızartması, her türlü kızartma..."

İçimden "umarım bunlar yiyeceğim şeylerdir Doktor Amca, aksi takdirde bir aya kalmaz açlıktan ölürüm," diye geçiriyordum. Sonuçta sebze insanı değildim. Köfte, patates kızartması gibi yemeklerden, her türlü altın günü ikramlarından ve abur cuburdan oluşuyordu en sevdiğim yiyecekler. Ayrıca yemek için yaşayanlardandım, yaşamak için yiyenlerden değil. Kır saçlarının verdiği yetkiyle amca dediğim doktor ise durmaksızın listeyi uzattıkça uzatmaya devam ediyordu.

"... çekirdek, cips, kola, hazır meyve suyu, her türlü kek, aşırı salçalı ve yağlı şeyler, kaşar, tam yağlı peynirler..."

Sanırım Acun sonunda Dominik Cumhuriyeti'nin cennet adaları yerine Survivor'ı bizim evde çekmeye hazırlanıyordu ve ilk yarışmacı da bendim. Hangi takımdaydım acaba? Okulda, mahallede ve akrabalar arasında ufak çaplı bir şöhretim yok değildi ama benim Ünlüler Takımı'na katılmama yetmezdi. Tamam, o zaman buraya kendi ayaklarımla gönüllü olarak geldiğime göre Gönüllüler Takımı'nda olmalıydım. Acun Ağabey bu seferki büyük ödül ne acaba?

"Yazdın mı, kızım?"

"Evet, yazdım hepsini."

"Oku bakalım neler yazmışsın, atladığımız bir şey var mı?"

Doktorun emri üzerine okudum tüm yazdıklarımı.

"Hemen alta ekleyelim: Fast food, çikolata, kahve..."

Neeeee? Şaka yapıyorsun! İşte şimdi çok oldun sen Doktor Amca! Amca dedik bağrımıza bastık bir de! Amaaaa... Canım cipsimi benden aldın, bir şey demedim! Çayımın sevgilisi, sohbetlerimin baş konuğu çekirdeğimi de aldın! Kan kusarım, kızılcık şerbeti içtim derim dedim. Ama burada duracaksın Doktor Bey! Çikolata-kahve benim kırmızı çizgim! Onları benden almana asla izin vermiiciiiimmm!

Yalvaran gözlerle önce doktora, ondan istediğim karşılığı bulamayınca da büyük silahıma döndüm. Kurbanlık koyun gibi melul melul anneme baktım. Sonuçta ana yüreği dayanamazdı biricik yavrusuna.

"Hayır, Gülce," dedi annem kati bir şekilde. "Sağlığın için hakim olacaksın boğazına. Senin iyiliğin için."

Son kale de yıkılınca kafamı mağlup olmuş bir savaşçının umutsuzluğuyla kara listeye çevirdim ve içim kan ağlaya ağlaya resmen gözyaşlarımla yazdım o iki kelimeyi: çikolata, kahve.

"Ayrıca kavrulmuş kuruyemişlerden de uzak duruyorsun ve çiğ kuruyemişleri de bir avuçtan fazla yemiyorsun."

"Peki," dedim üzgün bir şekilde.

"Ha bir de..."

Bir bitmedi isteklerin Doktor Amca ya! Herhalde şimdi de yiyebileceklerimin listesine başlayacağız. Yazıyorum: 1- Zehir 2- Zıkkım.

"...karın bölgende yağlanma görüyorum."

Hemen kollarımı birbirine bağladım ve utanarak dar tişörtümün altından belirip herkese arsızca gülümseyen göbüşümü saklamaya çalıştım.

Böyle ölmem Doktor Bey, nükleer füze atınız lütfen!

"Ailenizde şeker hastalığı olan var mı?"

ŞAKA YAPIYORSUN! (Devam Ediyor)Where stories live. Discover now