1.BÖLÜM

297 50 402
                                    

Hellööö...

Öncelikle her bölüm için düşüncelerinizi belirtmeniz benim için çok önemli.
Şimdi herkes şarjını kontrol etsin ve rahat bir pozisyon alsın. Çünkü benim dünyama giriş yapmaktasınız.

Hepiniz hoşgeldiniz...

Okumaya başladığınız tarih ve saati buraya bırakın bakayım.

*****

Gözlerim hala kapalıyken yatağımda bir sağa bir sola dönüyordum. Belki rahat bir pozisyon yakalayıp tekrar uyurum diye. Ama malesef gözlerimi açıp güzel beyaz tavanımı izlemeye başladım. Sahi ne kadar güzel bir tavanım vardı dümdüz bembeyaz.
Boş düşüncelerimi susturmak için yatağımdan yavaşça kalktım. Sersem adımlarla zorla da olsa yürüyerek banyoma girmeye çalıştım. Evet çalıştım çünkü yürürken bir oraya bir buraya çarpıyordum. Elimi ve yüzümü çok büyük bir güçlükle yıkadıktan sonra tekrar odama sersem adımlarımla ilerledim.

Saat daha sabahın 7.30 ydu. Her zaman geç yatsamda erken yatsam da bu saatler de uyaniyordum. Artık alışmıştım sadece uyanınca biraz sersem oluyordum o kadar.

Üzerime siyah beyaz çizgili kazağımı giydim altına da siyah kot pantolon giydikten sonra saçlarımı ev topuzu yaptım. Odamdan ses çıkarmadan çıkıp mutfağa geçtim. Babam sabah saaat 8.10 gibi evden çıkardı ise gitmek için ve ben de erken kalktığım için kahvaltıyı hazırlıyordum. Mutfakta ki masayı silip üzerine örtüyü serdikten sonra buzdolabından tek tek kahvaltılıkları çıkarıp masaya koydum. Çaydanlığa su koyup kaynamasını bekledim. Çayı demlerken sabah olmazsa olmazım olan patates kızarttım kendime çünkü annem ve babam pek sevmezdi.

Kahvaltı hazır olduktan sonra mutfaktan çıkıp vestiyerin önüne geldim. Siyah düz taban botlarımı giydikten sonra cüzdanımı ve anahtarı da alıp evden çıktım.
Evimin hemen arka sokağında market ve fırın vardı. Fırına doğru yürümeye devam ettim. Fırına gelince içeride çalışan Osman amcaya gülümseyerek baktım . Fırın pek kalabalık olmadığından içeride tek Osman amca vardı.

"Günaydın güzel kızım , nasılsın ? " dedi.

" Aynı be Osman amca değişen bir şey yok sen nasılsın ." Dedim.

" İş güç biz de kızım. İki ekmek al oradan. " dedi.

Başımı sallayarak ekmeğimi alıp paramı bırakıp çıktım. Tekrar evime doğru yol aldım.

Pantolonumun cebinden anahtarımı çıkartıp kapıyı açtım. Ekmeği indirip annem ve babamın odasının kapısını tıklattım annem içeriden " tamam kızım geliyoruz " diye seslenince gidip salonda ki koltukta oturup onları bekledi.

Gelen ses ile başımı sese doğru çevirdim .
" Ah ben güzel kızım yine döktürmüş" diyen babama gülümseyerek ayağa kalktım.
Babama sarılırken annem hemen
" Sanki biz hiç hazırlamıyoruz size Ekrem bey " diyince
Babam " Annen kıskandı kızım " diyince ikimiz güldük.
Annem bize umutsuz vaka gibi bakıp cevap vermeden mutfağa geçti.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra annen ile sofrayı topladık. Hemen odama çıkıp üzerimi değiştirdim çünkü okula gitmem lazımdı. İstanbul üniversitesi işletme fakültesi 3. Sınıf öğrencisiyim her ne kadar başta bu bölümü istemeyerek gitsem de sonradan sevmeye başladım. Başarım arttıkça daha da çok sevdim.

Dolabımı açıp içinden krem kot pantolonumu ve üzeri için beyaz bir ince kazak çıkarttım. Üstümü giydikten sonra tekrar dolabımı açarak krem montumu üzerime aldım. Siyah çantamın içerisine gerekli olan küçük defterimi ve kalemleri mi de koyduktan sonra saçımı ve makyajımı yapmak için makyaj masamın önüne oturdum.

Yüzüme nemlendirici krem sürdükten sonra kirpiklerime rimel sürdüm. Dudaklarıma da toprak rengi olan ruhumu hafif bir şekilde sürdüm. Saçlarımı tarayıp on uçlarını dalgalı yaptım. Son kez ayna da kendime bakıp çantamı elime alıp aşağıya indim.

Annem salonda oturmuş televizyon izliyordu.
"Annecim ben okula gidiyorum." Dedim.
Annem " dikkat et kızım. İşin bitince hemen eve gel." Dedi
Anneme baygın bir şekilde bakarak " tamam " dedim

Vestiyerin önünde olan cüzdanımı çantama koyup botlarımı giydim. Evden çıkınca biraz yürüdüm ve otobüs durağının önüne geldim.

Durağın önünde bekleyişimin 10. dakikasını dolduruyorum ki otobüs geldi. İçinden akbilimi çıkarıp okuttum.
İstanbul otobüsün de yer bulmak mümkün olmadığı için ayakta yolculuğuma devam ettim.

Nihayet otobüs okulun önüne gelmişti ve nefessiz kalmadan inmiştim. Hava soğuk olduğu için fakülteye girmek için hızlı hızlı yürüyordum. Bugün bir de seminerimiz vardı ve ben saatini tam hatırlamadığım için daha da hızlanarak içeri girdim.

Girer girmez ırmak kuşumu gördüm. Ona doğru giderken o da bağırarak beni çağırıyordu .
" Ahsen , ahseeenn " diye bağırıyordu resmen
" Geldim ırmak kuşum niye bağırıyorsun." diyerek sarıldım.
" Ay ne bileyim heycan yapıyorum seni görünce " diyince ikimiz de gülmeye başladık.

Irmağın oturduğu masaya geçtim ve montumu çıkartıp sandalyenin arkasına astım. Sınıfta herkes kendi havasındaydı.
Irmağa dönüp " ırmak kuş bugün seminer vardı saat kaçta olacak ya tamamen unuttum ben " dedim

" Ya kanka bı 15 dakikaya başlar zaten seminer olduğu için kimse takmıyor yine sayılı kişiyiz birazdan geçeriz biz de " dedi . Başımı salladım onun dediğine

Biz konferans salonuna doğru yürürken konferans salonunun tıklım tıklım dolu olduğunu gördük. Bölümden olmayanlar bile gelmişlerdi.

Irmak ile birbirimize bakıp içeri girmeye çalıştık. İnsanların içinden zorlanarak da olsa duvar kenarında bir yer de durduk. Bu seminer bizim için önemliydi ama bu kadar kalabalık olması bizi şaşırtmıştı.

Etrafa bakarken sahnede olan genç adam ile gözlerimiz kesişti ne kadar mesafe olsa da aramızda derin derin bakıyorduk birbirimize aniden kendime gelince gözlerimi çevirdim.

Aceba tanıyor muyum diye kendi kendime sorarken şok olmuş gözlerle sahneye tekrar baktım.

*****

Evet arkadaşlar ilk bölüm sizlerle oy ve yorumları unutmayın. Özellikle de yorumlarda düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın . Hatalarım varsa kusura bakmayın. En yakın zamanda düzeltirim siz söyleyin yeter ki...

Sizi seviyoreeee ballı katmerler💞

EHVENİŞERWhere stories live. Discover now