II. SARMAŞIĞIN ZEHRİ

61 3 1
                                    

İÇİMDEKİ VAVEYLA 2. BÖLÜM

SARMAŞIĞIN ZEHRİ

🎼 Aurora-Runaway

Keyifli okumalar:)

Sonbahar umutların tükendiği, bir şeylerin bitti dediğimiz , yaprakların birer birer ağaçları terk ettiği, gökyüzünün hüzüne boğulduğu mevsimdir.

Yalnız bu sonbahar sadece umutların değil, bir canın da sebebi oldu. Kimse yoktu, kimseler bizi duymuyordu.
Bu gece bir fırtına koptu birilerinin içinde. Bugün bir gül koparıldı gül bahçesinden.

Gökyüzü yine birinin ruhuyla beraber umutlarını da en derinliklerine atmıştı.

O an bir yağmur damlası düştü. Yanağıma gök bu ağlayan bebeğin feryadıyla koparmıştı kıyameti.
Yere baktım, sessizce yatıyordu yerde tek bir uzvu bile oynamıyordu. Kafasının arkasından yola süzülen kan ne kadar şiddetli bir çarpma olduğunu gösteriyordu.
Kafayı yemek üzereydim. Bir yandan bu kadın öylece yatıyor, bir yandan bebeğin ağlaması.
Birde işlediğimiz cinayetin mehçul faili.
Ben miydim katil onu uyarmadığım için, yoksa o muydu yola bakmadığı için? İçimde bunu muhakemesini yapmak sanki bir işkenceydi.

Koskoca yoldu ve burada bizden başka bir kişi bile yoktu. Kadının yanından kalktım.
Pusetteki bebeğin yanına gittim usul adımlarla.
O kadar küçüktü ki. Bebeğe baktığımda yüzünün bir kısmı kana bulanmıştı.
Ve bu ağlamasıda sona erecek gibi değildi.

Kafamı çevirip arabaya baktığımda Savaş hala şoktaydı. Bebeğin yanından kalkıp arabaya gittim ve onun oturduğu koltuğun kapısını açtım.
Savaş'ı kendine getirdim.
"Kalk. Kalk da bir bak ne yaptığına ?"

Söylediklerim onu şok etmiş ve bir haylide kızdırmıştı.
"Ben yaptım öyle mi?"
Bir de pişkin pişkin soruyordu.
"Tabi ki sen yaptın birazcık gözünün önüne baksan bunların hiçbiri olmazdı. Şu an bak sen bir değil iki cana birden kıydın. Bu bebeğin hali ne olacak hiç düşünmüyor musun?"

Öfkeli ama bir o kadarda şaşkın bir halde cevapladı.
"Bebeği al ben bakacağım kadının çaresine hadi acele et."

"Savaş neyin çaresine bakacaksın kadın öldü. Onu öldürdün ve hala çaresine bakmaktan söz ediyorsun."

"Sana bebeği al dedim Hazan çok konuşma dediğimi yap."

Sürekli tehditlerle bir yere varacağını zannediyordu.
Dayanamayarak en sonunda patladım, herkesin sabrının bir sınırı vardı.
"Sen kendini ne zannediyorsun ha? Birilerinin hayatına son verip üstünü bir şeylerle kapatabileceğini mi?"

Bu sözlerim onu fazlasıyla sinirlendirmiş benimde gözlerimin dolmasına neden olmuştu.
"Bana bak o kadını sen öldürdün anladın mı bir şeylerden kaçmayı artık kes, cezanı çekeceksin."

Ukala bir tavırla bana döndü.
"Nasıl çekecekmişim cezamı söylesene, ben cezamı çekersem seni de bırakmam çünkü bu suçun ortağı sensin de. Ne sen masumsun ne de ben."

Direncim ne kadardı bilmiyordum karşısında daha ne kadar duracaktım bu acımasızlığın, bu gaddarlığın karşısında.
Bu karanlık daha ne kadar içine çekecekti beni?
Ellerimi omuzlarına vurarak geri ittirmeye başladım.
"Ben hiçbir şey yapmadım onun sebebi sen oldun. Sen cezanı çekeceksin anladın mı kolayca kurtulamazsın."
Ellerimi bileklerimden tutup vurmamı engelledi.
"Kes artık sesini sana daha önce ne dediysem o, ben ne kadar suçluysam sende bir o kadar suçlusun."
Ellerimi sert bir şekilde yanlarıma bıraktı. Kalbimi bir kez daha kırmıştı.
Yağmur gözyaşlarıma karışıp gidiyordu.
"Şimdi sana dediğimi yap yürü."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 17, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

İÇİMDEKİ VAVEYLAWhere stories live. Discover now