SOULMATE // Taekook

thirty one

Her ağladığında kusurlu gibi görünen ama aslında kusursuz olan göz kapakları titreşip kapanır, güzel gözlerinden yaşlar bir bir firar ederdi ve ben yıkılırdım.

Bundan daha kötüsü, ağlama sebebi çoğunlukla bendim ve o bunu bilmiyordu bile.

İlk sevgilisi olduğunda birinci sınıfın ikinci dönemindeydik. Bahar aylarıydı ve o her konuda olduğu gibi cesur davranarak eşcinsel olduğunu açıklamıştı. İlk bana açıklamıştı. Bu ise beni çok mutlu etmiş ve tıpkı onun yaptığını yaparak ben de ona eşcinsel olduğumu itiraf etmiştim. Eşcinsel olduğum için toplum tarafından dışlanmak korkmadığım bir şeydi. Bu Namjoon hyung sayesindeydi elbette.

Fakat yine de beni birçok konuda cesaretlendiren asıl kahramanım Kim Taehyung'un ta kendisiydi.

O beni kabuğumdan çıkaran kişiydi. Çekincelerimi ve utancımı kıran kişiydi.

Onunla benziyorduk fakat farklı olduğumuz noktalar da vardı. Yine de onun sayesinde farklı olduğumuz noktalardan bazılarını yok etmiştik.

Sevgilisi olduğunda onu çok kıskanmıştım. Gözümün o an nasıl döndüğünü bile hatırlamıyorum ki sevgilisini bir gün okul çıkışında bir köşede kıstırmış ve kendimden beklemediğim bir kuvvetle çocuğu dövmüştüm. Çocuk benden o kadar çok korkmuştu ki onu Taehyung'a bir şey söylememesi için tehdit ettiğimde ağzını bile açamamıştı. Bu olaydan haberi olan tek kişi çocukluk arkadaşım Jimin'di. Başta bunu yapmamın başıma büyük bir bela açacağını söyleyip beni bir ton azarlamış, sonrasında da her anımda olduğu gibi yanımda olacağını söyleyip rahat bir nefes vermeme sebep olmuştu. Jimin Taehyung'a aşık olduğumu öğrenen ilk kişiydi.

E tabi onunla beraber Yoongi Hyung da öğrenmişti ki bu şaşılacak bir şey elbette değildi.

Adını hatırlayamadığım çocuğu dövdükten sonra çocuk benden deli gibi korktuğu için Taehyung'tan ayrılmıştı. Elmalı kurabiyem ise sebebini anlayamamış bir şekilde bu durumu gelip ilk bana anlatmıştı. İlk kalp kırıklığım o anda yaşanmıştı. Taehyung'un bana aşık olmadığını bilmem bile bana bu kadar büyük bir etki yapmamıştı. Taehyung'un benim yüzümden, bilmeden ağlaması kalbimi ilk kıran şeydi.

Belki takıntılı diyebilirsiniz bana fakat benim gözümde, çıktığı hiçbir çocuk onu hak etmiyordu işte. Belki ben de onu hak etmiyordum ama çıktığı o sünepe çocukların hiçbiri onu hak etmiyordu, buna emindim.

Bu yüzden kendime engel olamadım. Kıskançlığım her seferinde gözümü boyadı ve ben Kim Taehyung'u her sevgilisinden çeşitli planlarla ayırdım. Bazen dövüp korkuttum, bazen Taehyung hakkında kötü fakat yalan olan bilgiler verdim...

Bogum olayını ise zaten biliyorsunuz...

Ona aşkımı hiçbir zaman itiraf edemiyordum fakat istemeden de olsa yanındayken birçok pot kırıyordum. Başta anlamamazlıktan geliyor sanıyordum fakat sonrasında saflığından dolayı anlamadığını fark etmiştim.

Daha öncesinde de dediğim gibi, onunla yakın arkadaş olmamın ve onun böylesine saf olmasının en iyi avantajlarından biri, kesinlikle ona istediğim her an iltifat edebilmekti. Elbette aşırıya kaçmadan...

Kim Taehyung, benim sevmekten asla vazgeçmeyeceğim en değerli insandı.

Şimdi de durduk yere yapmak istediğim partiye gelmesini sabırsızlıkla bekliyordum. Parti dediğime bakmayın bizimkilerle yaptığımız saçma bir toplaşma olayıydı işte. Ben büyük, şaşalı şeylere hiç gelemem.