497 58 428
                                    

Herkes hata yapar hayatında. Ya bir anı olarak kalır bu hatalar, ya da iyi bir tecrübe olur. Ama bazı hatalar öyle büyüklerdir ki ya insanın aklına mal olur ya da hayatına.

Hatalar, pişmanlıklar hayatımızın birer parçasıdır. Ama neden durmadan aklımıza gelir? Neden bu kadar canımızı yakar? Cevapsız milyonlarca sorudan yalnızca bir kaçı...

Peki benim canımı bu denli yakan, aklımı yitirmemi sağlayan bu hata neydi? Nasıl yaptım bu hatayı. Her şey göremememin nedeni mi yalnızca. Ya da yanlış tercihim mi?

-----

'' Kararsızlık yalnızca canını yakar Adrien. Bu kararsızlığının benimle son bulmasını istiyorum.'' diye fısıldayan ve dudaklarıma yaklaşan dudaklar ile istemsizce heyecanlandım. Belki bir kız ile ilk defa yakınlaşmamdı heyecanımın nedeni. Peki ya hızlanan kalbim?

Doğru kişi Kagami miydi emin değilim ama içimdeki ses karşılık vermemi söylüyordu.

Biz öpüşmemize yeni başlamışken arkadan gelen devrilme sesi ile birden geri çekildim. Tanrı aşkına ne oluyor? Kagami kollarımdan tutarak dönmeme izin vermezken arkamdaki her kimse ona üzgün bakışlar ile bakıyordu.

'' Ben üzgünüm ama daha fazla dayanamadım. Senin söylemeni bekledim ama fazla çekingendin. Çok üzgünüm.'' dedi. Kimdi bu arkamdaki cidden.

Hızlı adım sesleri ile arkamdaki kişinin kaçtığını anladım. Kagamiye sorsam? Zaten bilmemi istese dönmeme izin verirdi. Biz gizem olarak kalacak sanırım.

-----

''B..ben geç kaldım Luka. Canım çok yanıyor. Ama eğer o böyle mutluysa yapabilecek hiçbir şeyim yok. Mutlu olması beni de mutlu eder sadece.'' dememe rağmen neden ağlıyordum hala?

Kagamiyi suçlayamazdım. Zaten ikimizden biri üzülecekti bu işin sonunda ve Adrien ile dostluğumuzun sonucu benim üzülecek kişi olmam kaçınılmaz bir sondu.

''Sen de Adrien da gözlerinizi açmamaya yemin etmiş gibisiniz Marinette. Olanlar için üzgün olmam gerek ama olamıyorum. Sadece böyle ağladığın için üzgünüm ama belki de böylece senin için çalan gerçek melodileri duyabilirsin.''. Luka elimi kalbinin üzerine koyarken demişti bunları. Benim kalbim Adrien'ın yanında nasıl atıyorsa öyle atıyordu kalbi. Belki de daha güçlü ve umut doluydu. Tıpkı gözleri gibi.

Ağlamam durmuş sadece Luka'ya bakıyordum. Benim gerçek aşkım o olabilir miydi?

''B..ben emin değilim Luka. Belki de gerçek aşkım sensindir. Ama şuan seninle birlikte olsam sadece Adrien'ı unutmak içi seni kullanıyor olmaz mıyım sence de? Duyguların, aşkın fazla güzel ve narin. Ben onları parçalamak istemiyorum.'' dedim akmaya tekrar başlayan göz yaşlarım ile.

''Ben istiyorum Marinette. Kalbinde küçük bir yer bile olsa benimle olduğunu -benimle dedim çünkü benim diyip bir eşya gibi göstermek istemedim. Bir insana veya onun bir parçasına benim demek o kişiyi bir objeden farksız yapar- düşünüyorum. Çırpınan, atmaya çalışan küçük bir bölüm. Orayı görmeni sağlamak istiyorum. Aynı zamanda da yaralarını saran kişi olmak istiyorum. Benimle sadece sevgili olmanı değil benimle hayatı bulmanı, renkleri, notaları bulmanı istiyorum. Eğer kabul edersen sana hemen gerçek renkleri öğretmek istiyorum. Aşkım kırılgan olabilir ama senin onu sıkı sıkı tutacağını biliyorum.'' dedi süzülen her bir yaşı sıkılmadan tekrar tekrar silerken. Çok güzel bakıyordu ve kalbimin hızlanan atışlarını hissedebiliyordum. Sanırım haklıydı. Gerçek dünyayı, renkleri görmek istiyordum ve bana ışık olmasına izin verecektim.

Hafif gülümseyerek kafamı salladım. Sanki bulalıcıymış gibi o da gülümsedi hemen ve sıkıca sarıldı bana, tüm yaralarını kabullendiğı kalbime-böyle bir aşk yaşayamadığım ve yaşaymayacağım için asla ağlamıyorum. Okumaya devamm-sıkı sıkıya sarıldı. Bir daha bırakmamak üzere.

SAUDADEOnde as histórias ganham vida. Descobre agora