güneşin oğlu geceye tutulmuş] sekai

29 // bana ne yaptığını buldum

Bölüm 29 // Bana Ne Yaptığını Buldum

Jongin'den-

"Sana söyledim Jongin, bir haftadır da söylüyorum. Sehun'un kıçını daha önce görmedim." Kyungsoo çatalını tehditkâr bir şekilde suratıma doğrulttuğunda aksi aksi geri çekildim. En yakın arkadaşı olup nasıl dövmesinden haberi olmazdı?

"Emin misin Soo? En azından neye benzediğini bileyim." Meyve suyumdan bir yudum alıp Sehun geliyor mu diye baktım konuşmaya devam ederken. Tam olarak bir haftadır her sabah, o gelmeden Kyungsoo'yu dövme konusunda darlıyordum ama hâlâ bir sonuca ulaşabilmiş değildim.

Bıkmış yüz ifadesi daha da korkunç bir hâl aldı. "Seni şurada boğarım Jongin." Hayır kendisi sevdiği çocuğu dövünce sorun yoktu, ben Sehun'un kalçasındaki dövmeyi hergün sorunca  katlanılmaz oluyordum.

Başka çarem kalmamıştı. Birkaç masa ötemde kahvaltısını yapan Minseok'tan içten içe özür diledim. "İyi," dedim ilgimi kaybetmiş gibi yaparak. "Ben de sana Minseok ve nehir nimfası hakkında bir şeyler söyleyebilirdim ama, madem beni boğacaksın..."

Söylediğim şey elbette ilgisini çekti. Yeniden birbirlerinin üstüne atlamasınlar diye (atlamasın diye demek daha doğru olur) onları ne kadar uzak tutarsak tutalım birbirlerinden başka düşündükleri bir şey yoktu. "Nasıl yani?" dedi dakikalardır beni tehdit ettiği çatalını indirirken. Keyifle güldüm. "Ne olmuş ki o ikisine?"

"Seninle bir anlaşma yapacağız kadim dostum." Yemeğimi bırakıp tüm bedenimi ona çevirdim. "İkimizin de kârlı çıkacağı bir anlaşma." Yaptığım çok da hainlik sayılmazdı sonuçta, bir yalanı düzeltecektim.

"Ne anlaşması?"

Yüzüme fazlasıyla sevimli olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim. "Sehun'un dövmesini öğrenip bana en ince ayrıntılarına kadar anlatırsan, sana yosun kafa hakkında önemli bir sır vereceğim." Öğrenince vicdan azabı duyacağın, zavallı çocuğu dövdüğüne pişman olacağın bir sır. Cidden, o gecenin sabahında Minseok'un sol gözü mosmordu.

Bıkkın bir nefes verdi. "Nasıl öğreneceğim ki bunu? Birden pantolonunu aşağı mı indireyim Jongin ne yapayım?"

"Bilmiyorum Soo. İstersen uykusunda soy çocuğu ama öğrenmeden gelme."

O sırada kahvaltı tepsisini almış ve tam karşıma oturmuş Sehun'u henüz farketmemiştim. "Neyi öğrenmeden gelmesin?"

"Hiç." dedim hemen panikle. Önüme döndüm ve yüzümdeki pazarlıkçı ifadeyi sildim. "Borsa hakkında konuşuyorduk da. Japon yeninin son durumunu öğrenmeden gelme diyordum tam." Ne?

Kyungsoo gülerek meyve suyunu püskürttüğünde kafamı patates kızartmalarıma gömmemek için zor tuttum kendimi. "Oh," dedi Sehun da kafası karışmış bir ifadeyle. "Japon yenini ne yapacaksın ki?"