deux

31.7K 1.7K 1.5K
                                    

Kulaklarım uğulduyor. Nefes seslerim apartmanda yankı yaparken heyecanlıyım. Saat gece yarısını biraz geçmiş. Taehyung ile aramda bir kapı var, ben o kapıyı çalalı bir dakika falan oluyor ve şansa bakın ki saat tam da Taehyung'un sevişmeyi sevdiği saatler.

Açıkçası Taehyung prensipleri sıkı bir adam. Elbet sevişir, elbet öpüşür, zaten bahsettiğim kısıtlamalar böyle şeyler değil. Onunla aramızda duygusal bir bağ yokken bile bana 'seks yapalım' dediğini duymadım. Başından beri sevişiyorduk biz. Kelimeleri ayırmadan. Aynı dudaklarımız gibi.

"Hoş geldin."

Aralanan kapıdan görüş açıma giren beden nefes kesici. Kim Taehyung bütün asaletiyle önümde dikiliyor. Üzerinde yalnızca siyah bir eşofman. Giydiği bol gömleklerden belli olmasa da benim sıkça şahit olduğum bir manzara, karın kasları. Ona çok yakışıyor. Beli daha da incelmiş ve görünüşe göre daha da kuvvetli. Alt dudağımı ısırarak bakıyorum ona. "İçeri geç." diyor.

Bütün evin karanlık olduğunu ancak içeri adımlayınca anlıyorum.

"Geç kaldın." diye bildiriyor bana. Arkamdan kapanan kapı ürkütücü. Her yer kapkara, gözlerimi çaresizce kırpıyorum. Taehyung'un varlığını hemen arkamda hisetmemle de omurgamı bir ürperti sarıyor.

Bileğimde sımsıkı bir tutuşla, Taehyung'un peşinden sürükleniyorum.

"Hazırlanmam uzun sürdü." diyorum gülerek.

Aldırış etmiyor. Salona ilerlediğimizi tahmin ediyorum. Ancak salonda beni yalnızca terletecek, bundan eminim. Taehyung salonda sevişmeyi pek sevmez. Ya da yatak odası dışında herhangi bir yerde. Meh, belki arabada ancak o da gözden uzak bir yerde. Ne beni ne de kendini ifşa edebilecek herhangi bir durumdan hoşlanmıyor, bundan ötürü okulda çok yakınlaşamıyoruz.

Sabahki ceza bile beni şaşırtıyor.

"İşleri alaya almaktan ne zaman vazgeçeceksin?" Taehyung'un tok sesiyle ters yüz oluyorum. Beni salonundaki deri, siyah koltuğun sırt kısmına kalçamdan yaslıyor. Kalçam siyah derinin üzerinde gıcır gıcır. Avuçları iki yanımı bulup üzerime eğilirken göğsüm kabarıyor ve sızlanıyorum. Taehyung'un nefesi ve karanlık bakışları çok yakıcı.

"Neden söz ediyorsunuz?" diyorum aynı ateşle gözlerine bakarak. Kullandığım resmi hitap onu çıldırtacak türden.

O da beklemeden, "Sen gayet iyi biliyorsun." diyor. Elleri harekete geçiyor, kalçamı avuçluyor ve ona doğru kayıyorum. "Okulda kaç kere ceza aldığını tekrar ettirme bana.

"Ah, Bay Kim," derken nefesim dudaklarında. Sinir olduğu durum devam ediyor çünkü hâlâ alaycıyım. Bununla beraber kaşlarını daha da çatıp alnını alnıma dayadığında sözler saniyelik aklımdan uçuyor. O böyle bir adam işte. Tek bakışıyla aklınızı alır, ne söyleyeceğinizi geçin ne hissedeceğinizi bile hatırlattırmaz, unutturur size.

"Kolay mı sanıyorsun?"

Sorusuna karşı merakla alt dudağımı ısırıyorum.

"Etrafındaki bütün kızları izlemek benim için kolay mı sanıyorsun sen?"

Sesi nasıl da hırıltılı. Sanki bam teline basmışım, bütün birikmişlerini kusuyor. "Omzunda gezen ojeli parmakları görmezden, yer aldığın her voleybol turnuvasında senin adını bağırarak gülüşenleri duymazdan gelmek çok mu basit?"

Avuçları kalçalarımdan yanaklarıma çıkıyor. Buna ihtiyacı varmış gibi yanaklarımdaki baskıyı hafifçe arttırıp dudaklarımın öne doğru büzülmesine sebep oluyor ve beni kaptığı gibi dudaklarımızı birleştiriyor. Onunla öpüşmek güzel şey. Çünkü onun bana hissettirdiği kadar da benim aldığım aroma var dudaklarından. Alt dudağını ben ele geçiriyorum. Benimkine göre dolgun olan dudağının sıcak hissini dişlerimle sıkıştırıyorum, bana karşı kızışıyor sevgilim.

JE VEUXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin