İkinci Yaşam -21-

Start from the beginning
                                    

Bu düşünceyle yüzümü kırıştırdım. Kötü çocuk falan dinlemem, koyardım onu kapıya!

Aynen Melis, bak yaptın şu an.

Anlamadığım bir şekilde sorunlu tipleri kendime çekiyordum. Ya da ben aralarından öylelerini seçiyordum, bilmiyorum.

"Tüm emirlerimi yerine getirmeni beklemiyorum ben zaten. Robot gibi birini isteseydim en son seçeneğim sen olurdun emin ol. Sadece güvenliğim konusunda rahat olmamı sağla yeter," dedikten sonra kollarımı birbirine bağladım ve bana bakan soğuk suratına aynı şekilde gönderdim bakışlarımı.

Neden bu kadar geç geldiğini merak ediyordum. Birkaç tahminim vardı tabii ki, kendisi zaten bir asker olmadığı için böyle bir göreve atanması imkansızdı. Ancak aynı zamanda kendisi tüm askerleri yöneten Ethan'ın en yakın dostuydu. Eğer Ethan isterse benim korumam olarak görevlendirilmesini sağlardı onun.

Yine de Zack asker olmadığından onu böyle bir göreve atamak zor olmuş olmalıydı, birkaç pürüz çıktıysa onları halletmek adına geç gelmişti muhtemelen.

Kısacası, Zack'in korumam olup olmayacağı Ethan'a bağlıydı ve görünüşe göre Zack, ona aramızdaki konuşmadan söz edince kötü bir fikir olmadığını düşünmüştü. Ya da neden böyle bir şey istediğimi merak edip öğrenmek amacıyla özel korumam olmasını sağlamış da olabilirdi.

Ne olduğu mühim değildi, sonuçta buradaydı ve önemli olan buydu.

"Güvenliğin konusunda kuşkun olmasın. Burada benden daha iyi birisi olacağını sanmıyorum." Dedikleriyle gözlerimi devirmemek için kendimi çok zor tuttum.

Egonu yesinler senin.

Anladığımı belirten bir şekilde başımı salladım ve acı kahve gözlerine diktim gözlerimi. Onu incelerken hiç resmi bir şekilde tanışmadığımız aklıma geldi. İlk karşılaşmamızda konuşmaktan ziyade beni boğmayı tercih etmişti çünkü. Ne kadar güzel bir tanışma şekli değil mi?

Boğazımı temizledim ve sağ elimi tokalaşmak maksadıyla ona uzattım. Önce tip tip baksa da sonra ne yaptığımı kavramış olmalı ki elimi sıktı.

"İlk tanışmamız hiç olmadı sayıyorum. Bu yüzden kendimi tekrar tanıtacağım. Adım Elizabeth Wallace, memnun oldum."

Sonunda küçük bir duygu belirtisi göstererek dudağının sağ tarafı yukarı doğru kalktı. Tuttuğu elimi biraz sıktı ve önüne gelen kızıl saçlarının arasından keskin bir bakış attı.

"Zack Rosca."

Şimdi düşünüyordum da, Zack bana ilk kez adını söylemişti. Yani benim ismini öğrendiğim ilk seferdi. Eğer konuştuğumuz süre içerisinde ismini bir kez ağzımdan kaçırsaydım işler kötü bir hal alabilirdi.

Böyle bir şey yapmadığıma şükrederek derin bir nefes aldım, yine ballıydım.

İkimiz de elimizi indirdiğimizde Zack'e bir bakış atıp arkamı döndüm ve kendi sarayıma doğru ilerlemeye başladım. Zack'in gelmesi aşırı uzun sürdüğünden Diana ve diğerleriyle oturup sohbet etmeye geç kalmıştım. Muhtemelen odalarına çekilmişlerdi ancak bir ihtimal ordalarsa diye daha da oyalanmadan gitsem iyi olacaktı.

Hızlı hızlı ilerlerken arkamdan gelen seslerle Zack'in de peşime takıldığını anlamış oldum. Bir şey demeden ilerlemeye başlamam biraz kaba olmuş olabilirdi ancak kendisinin de çok nazik birisi olduğu söylenemezdi. Hem görevi buydu, her dakika konuşmayacaktık sonuçta.

Sarayın oturma odasına geldiğimde etrafa bir göz attım ancak düşündüğüm gibi kızlar yoktu. Bomboş olan salonun görüntüsü biraz rahatlamama sebebiyet verdi. Çünkü şu an kimseyle oturup konuşmak istemiyordum. Direkt odama çıkıp dinlenmekti tek isteğim.

İkinci Yaşam 1-2Where stories live. Discover now