varlığını bildiğiniz birinin yokluğundan korktunuz, 10

Start from the beginning
                                    

"Sen kimsin? Seni tanımıyorum bile." deyiverdi. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Son noktaydı bu. Beni tanımıyormuş gibi yapması sinirlerimi bozmuştu. Kıskançlıktan kanımı kaynatan o yanındaki adamın üstüne atladım. Jimin'in uyarılarını duymuyordum bile ki saniyeler sonra o da susmak zorunda kalmıştı çünkü Bayım da onun yüzüne yumruğunu geçirmiş, hepimizi bir kavganın ortasına sürükleyivermişti.

Bir yandan yerde uzanan adama yumruk atarken diğer yandan Bayımın Jimin'e nasıl vurabildiğini düşündüm. Yapmazdı ki. Haklı da olsa haksız da, kimseye vurmazdı. Bir şeyler ters gidiyordu ve ben kavrayamıyordum. Sadece vurdum. Altımdaki adam da yüzümü tırmaladı. Karnıma saldırdı. Panayır saniyesinde karışıverdi. Biri geldi, omzumdan tuttu ve kaldırmaya çalıştı. Ancak içimde nasıl bir kin, kıskançlık, öfke ve özlem varsa tüm hıncını altımdaki adamdan aldım. Çığlık sesleri yükseldi alanda gezen insanlardan. Peşin sıra benim omzumdan tutan kişi nihayet kaldırdı bedenimi ayağa. Kendine döndürdü. Kollarımı sımsıkı tutarak sarsttı. "Napıyorsun sen?" diye bağırdı. Gözlerimi kıstım, hem şu an beni tutuyor olup hem nasıl Jimin'i dövebiliyordu bu adam?

"Şu ar damarı yırtık olan adamı dövüyorum, Bayım. Ama siz de Jimin'i fena benzetmişsiniz, tebrikler." dedim. Sonra sonra kafama dank etti her şey, gözlerim kocaman açıldı. "Bir saniye ya. Siz benim Bayımsanız, Jimin'i döven kim?" deyip hızlıca Jimin'e baktım. Yoongi hyung'da buradaydı. Onları ayırıyordu. Hayır bakın gerçekten o kilolu adam, benim Bayıma benziyordu. Karıştırmış olmam çok doğaldı. Bunun için ekstra dayak yiyemezdim. Jimin nihayetinde yerinden kalktı. Diğer adamsa özür dilememi bekler gibi bana baktığı vakit kafamı iki yana salladım. "Özür dilerim ama hiç sikimde değil." dedim ve tahmin edebileceğiniz üzere kaçtım. Yani kaçtık. Farkında değildim, refleksle Bayımın beni tutan kollarından tutup çekiştirmişim. Benimle birlikte kaçmıştı.

Alkolik ve sokakta yetişmiş bir genç olduğum ortadaydı. Zira Jimin de alkolik olmasa da sokakta yetişmişti. Böyle kavgalar bizim için bir hiçti. Arkama dönüp bakmadan koşmamdaki neden buydu. Jimin benden daha iyi bile kaçmıştır, emindim. Koştuk işte kısa süre. Atlattığımızı düşündüğüm ilk an herhangi bir duvarın arkasına saklanıp, yığıldık. Derin bir oh çekerek gözlerimi yumdum. Duvara kafamı yasladım. Şimdi soru yağmuruna tutulabilirdim.

"Napıyordun sen orada allasen?" sesi yükseldi yanımdaki adamdan, çok geçmeden.

"Olayı hatırlamıyorum."

"Nasıl hatırlamıyorsun? Demin gerçekleşti."

"Hatırlamıyorum işte. Sanrım o adam size benziyor diye tartıştım. Yok yok öyle değildi, adama hakaret etmiş olabilirim birazcık. Ama hayır onu da yapmadım. Bayım, cidden hatırlamıyorum zorlamayın."

"Dur bakayım. Sen içmişsin. Çocuk! Uslu durmaz mısın sen hiç?"

"Ben usluyum. Her an zıvanadan çıkmaya müsait bir yapımın olması benim suçum değil."

"Biraz büyüyebilirsin."

"Büyümek isteyen de kim?"

"Çocuk, zırvalama hadi. Neden bu kadar çok içtin anlat."

"İçmedim."

"İçmişsin, birde yalan mı söylüyorsun?"

"Ben yalancı değilim!"

açan en güzel çiçektin gönlümde ✓Where stories live. Discover now