2.Bölüm

8.5K 579 130
                                    

Geceyi matem diye adlandırır çoğu insan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Geceyi matem diye adlandırır çoğu insan. Hüznünü, acısını ve tüm korkularını geceye saklarlar. Gece örter. Gece saklar. Gece içine çeker.

Kötü yollara düşmüş gecelerden geliyorum, diyordu bir şiirde. Bunu yaşatırcasına karşıma çıkan bu adam sık nefesler alırken içime adlandıramadığım duygular kaplıyordu. Korkuyor muydum? Bilmiyordum.

Güneş doğmuş ve batmıştı. O uyanmamıştı.

Ateşlenmişti. Alnında oluşan boncuk boncuk diye tabir edilen terlerini temizlemiştim. Ateşi düştüğünde yeniden gece olmuştu. Hem Bulut hem de menekşelerim sessizliğini koruyordu. Sanırım onlar da benim gibi anlamadıkları bu durum karşısında ne yapacaklarını bilemeyip sessizliği seçmişlerdi. Aklımı dağıtmak istediğim için boş kalan tüm zamanımı çevirdiğim kitaba ayırmıştım.  Bu sayede elli sayfalık bir kısım kalmıştı. Boynumu ovarken oturduğum masadan kalkıp bilgisayarı kapatmıştım. Acıktığımı hissederek mutfağa doğru ilerledim. Boynum tutulmuştu. Çevirdikçe ince bir sızı giriyordu. Canım her ne kadar menemen çekse de uğraşamayacaktım. Ekmek arası bir sandiviç hazırlamak daha cazip gelmişti. Hızlıca hazırlayıp çilekli sütle salona geri geldim.

Sandiviç tabağını ve sütü ortadaki sehpaya koydum. Bugün oldukça dağınık durmuştu ev. Televizyonu açıp açmamakta kararsız kalırken bir anda üstüme çöken ağırlıkla sehpaya devrildim. Ağzımdan iniltili bir çığlık kopmuştu. Bir bileğimi büküp sırtıma yaslarken gövdem sehpaya yaslanmıştı. Debelendiğim halde kurtulamıyordum.

"Kimsin sen?" diye sordu boğuk sesiyle. Bir eli ensemde beni sabitliyorken diğer eli bileğimi sıkıyordu.

Ağzımdan dökülen iniltiyle sehpanın üzerindeki kalem ve defteri gördüm.  Boşta kalan elimi uzatırken sertçe tuttu ve beni ters çevirdi. Sırtım sehpaya sertçe çarpmıştı. Boynumun acısına bu da eklenmişti. İfadesiz kahverengi gözleri gözlerime değdiğinde içimdeki volkanda lavlar patladı.

"Kimin adamısın?" diye sordu yeniden öfkeye dönen kahverengi gözleriyle. Beni sımsıkı tutuyordu. Debelendiğim halde bırakmamaya kararlıydı. Hızla dizimi kaldırarak kasıklarına geçirdim. Ardından sersemleyen ifadesine aldırmadan göğsüne sertçe tekme attım. Geriye savrulduğunda sehpadaki tabağı üstüne atıp kağıt ve kalemi hızlıca elime aldım. Sinirlenmiştim. Hem de çok fazla. İçimde patlayan o lavlar fazlasıyla öfkeliydi. Tüm dünyayı yakacak kadar fazlaydılar.

Toplu saçlarım açılıp yüzüme dökülmüştü. Göğsüm hızla kalkıp iniyordu. Toparlanıp üstüme doğru ilerlediğinde hızlıca yazmıştım.

"Seni kurtardım hayvan!"

Defteri hızlıca ona çevirdim. Öfkeli bakışları yerini önce şefkate sonra da ifadesizliğe bıraktı. Sanırım konuşamayacağımı geç de olsa anlamıştı.

"Kimsin?" diye sordu yeniden.

"Buğlem." diye yazdım.

Ona gösterdiğim defteri yeniden kendime çevirdim.  "Çöpün kenarında bırakmalıydım seni. Saat 08.00'de çöp kamyonu geliyordu zaten."

Adı MenekşeWhere stories live. Discover now