BoD-17

151K 6.2K 214
                                    


GİRAY


Neden böyle olduğuna dair bir fikrim yoktu. Aptalca bir rüya yüzünden neden bugün ilgimi çeker olmuştu anlamıyordum. Rüyanın beni kontrol etmesine müsaade ediyordum resmen. Sadece aptalca bir rüya!

Tamam kız bakılmayacak cinsten değildi. Hatta fiziği minyon olmasına karşı oldukça güzeldi. Yani benim hoşuma giden türden. Yüzü de güzeldi. Bebek gibiydi ama ben sarışınları severdim. O ise ne bileyim. Saçları kahverengi ve genelde biraz dalgalıydı. Bakım yapmıyordu fazla sanırım. Doğal halini kullanıyordu saçlarının. Geçen gece dümdüzlerdi ama sonlara doğru kıvrımları yine kendini göstermeye başlamıştı.

Nasıl bu kadar dikkat ettiğime sıra gelince... Ben herkese dikkat ederdim.

Elleri fazla küçüktü. Ayakları bile. Sanırım çocuk reyonundan ayakkabı alıyordu. Bunu düşününce sırıttım istemsizce. Dudakları dolgundu.

Lanet olsun! Ayaklarının küçüklüğünü düşünürken bir anda nasıl dudaklarına konsantre olmuştum. Aklım fikrim o aptal rüyadaydı çünkü. İster istemez ona bakarken o rüya geliyordu aklıma. Onu öpmek istiyordum. Evet. Mızıklanarak 'Hayır, istemiyorum.' diyemezdim. Evet, istiyordum. Üstelik rüyalarıma girmesi de benim suçum değildi. 

Neden hala onu düşünüyorum ki? Derse girmek varken üstelik. 

Tahmin ettiğim gibi hoca hiç sorun etmeden içeri girmeme izin vermişti. Özel bir okuldu ve benim adımda fazla bilindikti. Okan'ın benim hakkımda sevmediği şeylerden biriydi bu da. Babasına her yıl ne kadar para döktürtse de bu okulda onun değil benim adım daha geçerliydi. Bundan nefret ettiğini biliyordum ama okulun gizli ortağının oğlu olmak benim suçum değildi. Bunu o dahi kimse bilmiyordu zaten. Sadece ben.

Aramızda ne olsa hep bu sebepten oluyordu. Zaten benimle takılmasının sebebi de buydu. Yoksa kesinlikle beni karşına alırdı ve o zaman da yalnız kalırdı. Onun o çok popüler tayfasındaki herkes istersem bu okuldaki çoğu kuraldan onları sıyırabileceğimi biliyordu. Kimse karşıma geçemezdi zaten hepsinin ne bok yediğini en iyi ben biliyordum. Bunları örtende bendim.

Yanımda olsunlar ya da olmasınlar kimseyi yönetime ispiyonlamazdım. Bunu bildikleri için benim yanımdaydılar. Okan ise kendini en gözde öğrenci yapma yolundaydı. Bazıları çabalar bazıları ise, benim gibi hiçbir şey yapmadan öyle olurdu. Popülerlik umurumda değildi sadece arkadaşlarımı ispiyonlamıyordum ve biraz da yardımcı oluyordum o kadar.

Ve şimdi de bir kızı koruyordum. Okan'ın en büyük amacında onun onurunu zedeleyecek bir harekette bulunmuş kızı. Her ne kadar yoluna çıktığı için ona kızgın olsa da kız ilgisini çekmişti bunu gözlerinde görmüştüm. Hatta intikam işini bana bıraktığı için pişmanda olmuştu ama benim geri adım atmayacağımı çok iyi biliyordu.

İddia umurumda değildi. Ona bir araba verecek olmak da umurumda değildi. O bana kız kardeşimi hatırlatarak en büyük yanlışı yapmıştı. Ben iddiaya girmesem kıza zorla sahip olacak başka birini bulacaktı. Bu o kadarda zor değildi. Kız dikkat çekiciydi ve herkes Okan'a karşı bir iddia kazanmak isterdi ama ben buna müsaade edemezdim. Zaten asıl amacı buydu. Onun derdi başka birinin kıza zorluk çıkarması değildi, onun derdi bana karşı galibiyet kazanmaktı. Hala tek derdi dev olmaktı. Beni ezmek. İkinci basamağa atmak... Kardeşime olanları direkt hatırlatmamıştı. Kızın üzerindeki planlarını anlatırken hatırlatmıştı. Böyle bir şeye müsaade etmeyeceğimi ya da sessiz kalmayacağımı biliyordu. Ve böyle bir şey yapmayacağımı da. Bu işe girerken olayı yumuşatmak benim için zor olmamıştı. Gruptaki herkes Gizem'e ne olduğunu biliyordu ve benim öyle bir şey yapmayacağımı da. O yüzden sadece kızı kendime aşık edip hepsinin gözü önünde bunu onlara göstereceğime ikna olmuşlardı. Okan çoğunluğa karşı geri adım atamamıştı ve daha o anda pişman olmuştu. Geri dönüş yoktu sadece. Şimdi tek amacı benim oyunumu bozmaktı. Aynı zamanda kızdan başka şekilde intikam almak istiyordu. Bunu gözlerinden görebiliyordum ama o da çok iyi biliyordu ki buna izin vermeyecektim.

"Giray iyi misin?"

Sesi bir çocuk sesine benzeyen genç ve güzel öğretmenin tatlı uyarısıyla başımı kaldırıp ona baktım.

"İstersen biraz hava alabilirsin." 

Bana her zaman bu kadar şefkatli yaklaşmasını yönetimde adımın geçmesine bağlamıyordum. Tamam bazı öğretmenler bu yüzden öyle davranıyordu ama bu onlardan biri değildi. Oldukça genç ve idealistti. Kesinlikle torpil geçmezdi bana. Düşüncelerini savunuşundan bunu anlıyordum. Kimseye torpil geçmezdi o. 

"Hayır. Özür dilerim. Dalmışım."

Anlayışla gülümseyerek dersi anlatmaya geri döndüğünde onu dinlemeye odaklandım. Aslında edebiyat dersini fazla sevmezdim ama bana böyle iyi yaklaştığı için dinlemediğimde ona ihanet etmiş gibi hissediyordum. Aklımdaki tüm düşünceleri uzaklaştırmak içinde iyi bir yoldu dersi dinlemek aslında. Ne anlatıyordu? Belki biraz daha dinlersem konuyu kavrayabilirdim. Tabii lehçeler... Lehçelerden bahsediyordu. Örnekler veriyordu. Ara ara da bana bakıp nasıl olduğumu kontrol ediyordu. Her defasında dikkatle onu dinlerken görmüştü beni. Sonunda gülümseyerek ders anlatmaya geri dönüyordu. Onu dinleyerek geçen bir yarım saatten sonra "Giray biraz gelir misin?"diyerek dersi bitirmişti. Üzerimdeki birkaç imalı bakış varken "Tabii," diyerek ayağa kalktım. İşi gücü olmayan arkadaşlarım onun benimle ilgilenmesine farklı gözle bakıp aptalca sırıtırken onlara aldırmadan genç öğretmenimin yanına gittim.

"Benimle gel," deyip kitaplarını ince kollarının  arasına alıp sınıftan çıkmak için yürümeye başladı. Ben de arkasından onu takip ettim.

Bahçeye çıktığımızda kitaplarını banklardan birinin üstüne bırakıp oturdu zarifçe. Balerin gibiydi. Ona bakınca aklıma balerinler geliyordu. İnce narin bir fiziği vardı ve yumuşak bakışları. Bazen ukala öğrencilere karşı kaşlarını çatıyordu gerçi. O zamanlarda bile kızmayı başaramıyordu.

"Otur haydi."

Dediğini yapıp yanına oturdum.

"Bir sorun mu var?" dedim oturur oturmaz.

"Hayır aslında bunu sen söyledin. Yok değil mi?"

"Hayır yok." Bir kaç sorun vardı sadece.

"Seni Alina'yla birlikte gördüm. Arkadaş olduğunuzu bilmiyordum." Bunu nereden çıkarmıştı diye düşünürken bir an ona kızdığımı fark ettim. Neden özel hayatımla ilgileniyordu sanki. Sadece dersi anlatıp gidemez miydi? Diğer tüm öğretmenlerin yaptığı gibi.

"Arkadaşım değil."

"Özel ilişkilerin beni ilgilendirmez Giray. Sadece öğrencilerim beni ilgilendirir. Alina çok hassas bir öğrencim. Okan'la aralarında geçen olayı ve sonrasında tesadüfen senin Alina'yla arkadaşlık etmeye başlamanı duydum. Sen Okan gibi bir çocuk değilsin ..."

"Ben Okan gibi biri değilim ve Alina'yla aramda geçenler sadece beni ilgilendirir," diye sözünü yarıda kestim soğukça. Neden diğer hiçbir öğretmen ilgilenmezken o ilgileniyordu? Bu çok saçmaydı.

"Evet haklısın, ben sadece bir yanlış yapmakta olup olmadığının farkında mısın diye merak etmiştim. Sanırım her şeyin farkındasın. Bu durumda kimse sana karışamaz," diyerek kitaplarını aldı ve yanımdan uzaklaştı. Ne olduğunu bile bilmiyordum. Neden böyle bir konuşma yaptığımız ve neden ona kızdığımı da. Alina hassas bir öğrencisi olduğu için onu bana karşı korumaya mı çalışıyordu? Kimse benim onu Okan'a karşı koruduğumu görmezken herkes nasıl böyle düşünebiliyordu bilmiyordum. Umurumda da değildi. Neden koruyuculuk yapmaya kalkıştıysam aynı o nedenden bu oyunu en az zararla bitirmeye çalışacaktım.

Benimle Ol DiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin