Yolculuk

44 18 53
                                        


<ESMA>


Kafama yediğim yastık darbesiyle uyandım. Elif ayağa kalkmış elindeki yastıkla bana bakıyordu. Uykumu bölmüştü ve o artık bir katildi.

"Uyansana Esma! Sürprizi hiç mi merak etmiyorsun yaa!"

"Ne sürprizi Elif yav? Bırak beni,ben uyuyacağım."

"Sabah saat birde buraya geldik ve saat dokuz. Sekiz saattir uyuyoruz zaten. Hadi kalk! Aslında saçma ya. Sabah uyuyup akşam uyanmamız."

O öyle diyince kafamı yastığımın altına koydum. Elif hâlâ bana yastık atıyordu ama bir yatak olsun ben yine yatarım. Bir beş dakika boyunca Elif bana saydırdı. En sonunda kapımız tıklandı ve ben uyanmak zorunda kaldım. Ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Furkan çıktı karşıma. Ona sinir olmaya başlamıştım. O yüzden ona bakmadan lavaboya gittim. Biraz kendimi düzeltip mutfağa geçtim. Masanın üzerindeki hiç açılmamış pizza kutusunu görünce kendime engel olamadım ve Elif'e seslendim. Fakat gelen Elif değil Furkan'dı.

"Aç aç mı uyudun yani? Komik misin sen?"

Ve beni gıcık etmeye devam ediyordu. Onu aldırmadan pizzadan bir dilim aldım. O da yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu ve yemeye başladı. Daha sonra kapı çaldı. Pizzacı yeni bir sipariş getirmişti. Demek beni tanımadan obur olduğumu anlamışlar. Şuan kanım onlara kaynadı.

"Evet. Bize de yer açın da biz de yiyelim."

"Vay maşallah! Kim yedi bu pizzayı."

"Ben yedim. Tek değildim ama Furkan da yedi."

"Ne? Hayır ben sadece bir dilim aldım."

Omzuna bir tane yumruk geçirdim fakat o gülmeye başlamıştı. Ayağa kalkıp oturma odasına gittim. Onlar ise mutfakta pizza keyfi yapıyorlardı. Biraz koltukta oturdum. En son kendime hakim olamayıp müzik aletlerini incelemeye başladım. Yeni almış gibi duruyorlardı ama etiketin üzerinde yazdığı tarihe göre üç yıllıktı. Biraz onları inceledikten sonra elime mikrofonu aldım.
Ağzıma götürdüm ve ıslık çaldım. Galiba ses tuşu kapalıydı.

"Ne yapıyorsun? Şarkı söyleyeceksen önce tuşu aç."

"Nasıl açılıyor? Yani ben sadece bir kere mikrofon kullandım. O zaman da öğretmenler günüydü ve şarkı söylemek içindi."

"Bak tuşu böyle açıyorsun ve böyle tutman gerek. Konuş şimdi."

"Teşekkür ederim."

Elleri elime değince ürperdim ama sesimi çıkarmadım. Şimdi bizi evlerine almışlar,söylesem ayıp olurdu. Neden Furkan? Neden hep benimle uğraşıyorsun ki? Abim misin,sevgilim misin? Ayy Esma. Saçmalama dön önüne.

Biraz orada oyalandıktan sonra yanımıza diğerleri de gelmişti. Mert eline gitarını aldı. Efe ise baterisinin önüne geçti. Birden şarkı yapmaya başladılar. Furkan bana bakarak söylüyordu şarkıyı.

İstersen gözündeki parıltı
Gözyaşındaki neşen olurum
Zamanı durdurur
Sana hapsolurum

Bir dakika. Furkan bana göz mü kırptı,ben mi yanlış gördüm? Ondan ciddi anlamda gıcık almaya başladım.

Hayatımdaki ateş sen
İçinde yanan ben
Geriye kalan aşkımız
Ashes of the fire

(Şarkı sözleri nasıl sizce??)

Ashes of the fire. Ateşin külleri. Neden bu kısmı vurguladı ki? Simdi ona bu soruyu soramam. Ondan gıcık alıyorum.

Düşüncelerden sağolsun beni Elif çıkardı. Kolumdan tuttu beni ve mutfağa çekti.

🎶~~ŞARKININ RENGİ~~🎶Where stories live. Discover now