Bölüm 12

7.6K 544 245
                                    

Söpriiizzzzzzzzzz .....💃💃💃💃  Ben geldim hoş geldim sefalar getirdim.🙋🙋🙋 Bilin bakalım size neler getirim? Evvet doğru bildiniz yeni bölüm.😋😋😋😋 Keyifli okumalar...👼👼👼👼

.....

... Gizemli Kişiden...

Dudaklarımın arasına sıkıştırdığım sigara ile karşımdaki boş araziyi seyrediyordum. Ne aklımda bir düşünce vardı ne de dilimde bir kelime.

Duyduğum adım sesleri ile gergin kaslarım daha çok gerildi. Duvara yasladığım ayağımı yere sağlam bir şekilde bastım ve bana doğru koşarak gelen askere döndüm. Koşmaktan kıpkırmızı olmuştu.

Yanıma geldiğinde nefes almadan hemen selam verdi. Soluklanmamak için nefesini tuttuğunun farkındaydım ama aldırmadım. Gerekirse ölene kadar nefesini tutacaktı.

"Söyle!"

"Komutanım Tuğgeneral Vehmi CİHAN sizi odasında bekliyor."

Tuğgeneral mi? Bu adam ile törenler dışında ne karşılaşmışlığımız vardı ne de yüz yüze gelip konuşmuşluğumuz. Ben kıçı kırık bir yüzbaşı o ise bir mirliva'ydı. Elimdeki izmariti yere attım ve ayağımla ezdim.

"Yerdeki izmaritleri temizle."

"Emredersiniz komutanım."

Sert adımlar ile askeriyenin içinde yürürken düşük rütbelileri görmezden geliyor yüksek rütbelileri selamı çakıyordum. Ankara'da olmanın en pis tarafı buydu her an bir köşeden yüksek rütbeli çıkabiliyordu. Bir de Tuğgeneral çıktı başımıza.

"Komutanım silahlarınızı buraya bırakın lütfen."

Koridorun ortasında durup üzerimde kesici ve delici ne varsa hepsini gösterdiği kutunun içine bıraktım. Tuğgeneralin kapısına geldiğimde durdum ve omuzlarımı dikleştirdim. Kapıyı çalıp içeri girdiğimde heybetli bedeni ile masanın arkasında oturup önündeki dosyayı okuyan kır saçlı adama baktım. Hazır ola geçip selam durdum.

"Yüzbaşı A..."

Adımı söyleyemeden elini kaldırıp beni susturdu. Elim başımda bana dönene kadar bekledim Tuğgenerali. Onu inceleme gibi bir gerizekalılık yapamayacağım ve odada da göz gezdiremeyeceğim için bakışlarımı Atamın resmine çevirdim ve tüm saygılarımı ona sundum ve bu tamı tamına 18 dakika 20 saniye sürdü.

Sonunda önündeki belgelerden başını kaldırıp bana baktı çatık kaşları ile. Baştan ayağa iki kere süzdü beni. Çatılmak için kendini zorlayan kaşlarımı düz tutabilmek için bildiğim tüm teknikleri kullanıyordum ve hala anlamamıştım benim burada ne işim olduğunu.

"Otur!"

Duyduğum güçlü ses yılların birikiminin eseriyim diyordu. Bu yaşlı gözler neler görmüş bu kulaklar neler işitmişti bu zamana kadar kim bilir. İstifimi bozmadan hala elim başımda bekliyordum.

"Otur asker!"

Emreden ses tonuna karşı daha fazla direnemeyeceğimi biliyorum. Zaten lafını ikilemişti ve üç olması görev sağlığım için hiç mi hiç iyi olmazdı.

"Emredersiniz komutanım!"

Masanın önündeki deri koltuğun ucuna dik bir şekilde oturdum. Diken üstündeydim. Elindeki iki dosyadan siyah olanın kapağını kapattı ve hafif kaldırarak bana uzattı. Hemen ayağa kalkıp saygılı bir şekilde dosyayı aldım.

Güçlü Kadınlar Serisi 3; KARACA (Ara Verildi)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt