İkinci Yaşam -12-

Depuis le début
                                    

Kral Alphonse'nin içimi delip geçen soğuk bakışlarıyla bana yönelttiği soru terlememe sebep oldu. Kralın önünde durmuş, yaptığı hataları bir bir önüne sıralamıştım. İdam edilir miydim acaba?

"Majesteleri, Wallace ailesinin bir bireyi olduğumdan Crolleus Dağları'nın fethedilmeyi amaçlanması hakkında birkaç bilgim vardı. İlk duyduğumda demin dediğim şüpheler oluşmuştu kafamda. Saraya vardığımda sizi bilgilendirmek ve bilgilendirmemek arasında gidip geldim. Benim gibi birinin saçma tereddütleriyle vaktinizi çalmak istemedim. Ancak bugün leydilerden biri olan Lucia Sanders ile sohbet ederken ağabeyinin Crolleus Dağları'na gidecek olan bölükte olmasından konu açıldı. Bunu duyduğumda çok geç olmadan tereddütlerimi size bildirmek istedim. Eğer dediklerim canınızı sıktıysa çok özür dilerim!"

Hemen karşısında başımı eğdim. Kralın bana sinirlenip kellemi almasını istemezdim.

"Kafanı kaldırabilirsin," dediğinde ürkmüş bir şekilde kafamı kaldırdım. Kralın gülümseyerek bana baktığını fark ettiğimde şoktan bayılacaktım resmen.

"İlginç...gerçekten ilginç. Saraya gelen leydilerden birinin bu kadar zeki olmasını hiç beklemiyordum."

Zekiydim zeki olmasına ama kitabı okumamış olsam bu kadarını asla tahmin edemezdim.

"Bu kadarı benim de aklıma gelmemişti. Muchela Bölgesi hakkında birkaç tereddütüm vardı ama üzerinde pek durmamıştım. Dediklerin Crolleus Dağları'nı almamızda çok büyük katkı sağlayabilir Elizabeth." Prens Julian'ın dedikleri cidden şaşırtmıştı beni. Roman boyunca kimseyi övdüğünü görmemiştim çünkü.

"İsmin Elizabeth Wallace değil mi?" Julian bu soruyu bana yönelttikten sonra sırıtarak Alexander'a baktı.

"Yerinizde olsam Leydi Elizabeth, daha iyi seçimler yapardım. Bu kadar zeki ve güzelsiniz, azla yetinmemelisiniz."

Dedikleriyle gülmemek için kendimi zor tuttum. Alexander'ın nişanlısı olduğumu biliyordu ve bunun üzerinden Alexander'a laf sokmuştu.

Alexander gözlerinde sinir pırıltılarıyla karşısında oturan Julian'a doğru eğildi. Tam söze başlayacaktı ki Kral Alphonse'nin konuşmasıyla tekrar arkasına yaslanmak zorunda kaldı.

"Dediklerin gerçekten kayda değer şeyler Elizabeth. Göz önünde bulundurmamız lazım." Masadakilere bakış atıp soru yöneltti. "Geri kalanlar ne düşünüyor?"

Masada oturanlardan biri şoku üstünden atabildiğine söze başladı. "Majesteleri, dediklerinize kesinlikle katılıyorum efendim. Böyle bir kızın nasıl bunları düşündüğüne hala şaşırsam da." İçimden gözlerimi devirdim. Böyle bir kızmış, peh!

Söylediklerimi değerlendirmeleri bir süre daha sürdü. Dediklerime karşı nasıl önlemler alabileceklerini tartışıyorlardı.

"Öncelikle Muchela bölgesini kontrol etmeleri için bir bölük yollayalım. Şu anlık saldıracak kadar güçlü olduklarını sanmıyorum. Öyleyse bile baştan engellersek problem kalmaz. Asıl sıkıntı, su kaynağımız."

Julian, kurduğu cümleden sonra elini çenesinin altına yerleştirdi ve birkaç saniye düşündükten sonra konuşmaya devam etti. "Bu konuyu Rivera ailesine bırakabiliriz. Su kaynaklarını kontrol etmede en çok güvenebileceğimiz kişiler onlar."

Julian'ı onaylayan mırıltılardan sonra birkaç problemi daha tartıştılar. Tüm süre boyunca ayakta dikilip onları izliyordum. Kimse burada bulunmamdan rahatsız olmamış gibi tartışmaya devam ediyorlardı. Alexander konusunda emin değildim, beni her an yaka paça dışarı atma potansiyeli vardı onda.

İkinci Yaşam 1-2Où les histoires vivent. Découvrez maintenant