Tek Bölümlük

54 2 0
                                    

Evden çıktığı gibi kulaklıklarını taktı güzel kız,yani ruhu güzel olan kız. İnsanların ne dediğini umursamak, dediklerini sürekli hatırlayıp hıçkırılara boğulmak yada onları hakkında konuştukları için yargılamak istemiyordu. Her zamanki gibi elindeki kitapla yüzünü saklamaya çalışırken birine çarptığını ve kitabın elinden uçtuğunu hissetti. Kafasını yerden kaldırmadan kitabını aramaya çalışırken çarptığı çocuğun onu izlediğini fark ederek kafasını utançla daha da aşağı eğdi. Kitabını bulduğunda, yaramazlık yaptığı için kendisine kızan annesinden saklanmaya çalışan bir çocuk gibi kitabın arkasına saklanarak çocuğu umursamadan yanından sessizce özür dileyerek geçti ve okuluna pardon oun yargılayan,yüzüne tiksintiyle bakan insanların olduğu kocaman binaya doğru ilerledi.

O büyük kapıdan içeri girdiğinde en yakın arkadaşım dediği insanı aramaya başladı uzaklarda bir yerde onun turuncu saçlarını görünce yanına doğru ilerlemeye başladı. Ama daha da yaklaştıkça biriyle konuştuğunu gördü belki özel bir şeydir diye yanlarına gitmek istedi ve yönünü değiştirip okul binasına doğru ilerledi dersinin olduğu sınıfa çıkarken ne konuştuklarını düşünüp duruyordu. O sırada karşıdan hızla gelen üst sınıflardan bir çocuğun sesini duydu ve eli ayağı tutuldu kızın. Çirkin şey diye bağırmıştı kendini bilmez insan hemde eliyle onu işaret etmiş sanki tüm okulun görmesini istiyor gibi davranıyordu.Hani Eylül nerdesin hani her zaman yanımdaydın diye düşündü.Kız kafasını yavaşça kitabından ayırdı ve çocuğa baktı, sabah çarptığı çocuk olduğunu görünce tekrar kafasını kitabına ve geri gömdü ilerlemeye başladı ama çocuk onunla durmadan dalga geçiyordu. Bütün okul onları izliyordu artık kız 4 senedir bu kadar rezil olduğunu hatırlamamıştı. Tamam belki onunla her gün dalga geçiyorlardı ama tüm onları izlerken olmuyordu bu. Kız tam 4 sene önce söz vermişti kendine, o empati kuramayan, burnu havada insanların sözleriyle üzmeyeceğine yada ağlamayacağına fakat o kadar üzülmüştü ki bu sözünü unuttu ve onları izleyen kalabalığı aşıp koşmaya başladı. Okuldan çıktı ve ayaklarının dermanı kalmayıncaya kadar koştu. Çocukların oynadığı bir parkın önüne gelince soluk soluğa kaldı ve bir banka oturup ağlamaya başladı. Normalde insanların arasında ağlamazdı ama kendini tutamamıştı bütün herkes onu izliyordu. Yeniden...

Oturduğu banktan yavaşça kalktı. Yaralarla dolu çirkin yüzünü insanlardan saklamaya çalışmayacaktı artık. Zaten yeterince dalga geçilmişti onunla çantasını tek omzuna atıp evine doğru yol aldı. Çantasındaki eşya topluluğunun arasından anahtarını çıkardı ve kapıyı açıp içeri girdi odasına çıktı ve üstüne rahat bir şeyler giyip ve yanına bol miktarda para alıp yakındaki alışveriş merkezine doğru gitmeye başladı. O da  değişebilirdi yani en azından deneyebilirdi. Kısa zamanda alışveriş merkezine ulaşmıştı. Onu sürekli alışveriş merkezlerine sürükleyen arkadaşı Eylül’ü arayıp çağırmak istedi. Telefonunu çıkarıp numarasını tuşladı kısa bir süre sonra Eylül’ün her zaman neşeli olan sesini duydu ama bugün bir farklılık vardı. Sesi daha soğuk geliyordu kız her ne kadar merak etsede morali bozuk olduğunu düşündüğü için çok fazla üstüne gitmedi ve onu alışveriş merkezine çağırdı. Ama Eylül onun bu kibar isteğini fazlaca sert bir şekilde reddetmişti. Kız biraz üzülmüş biraz kırılmıştı, sesinden kim olsa anlardı kızın kırıldığını. Kız fazla uzatmadan telefonu kapattı ve bir kaç kıyafet bakmaya başladı. Az ilerden gelen kahkaha sesleriyle kafasını o tarafa çevirdi ve en yakınım dediği arkadaşını onunla dalga geçen ve onu sürekli ezen insanlarla gördü. O an kız içinden kendine lanetler savurdu. Kafamı çevirmeseydim keşke diye düşündü ve elindekileri alıp kasaya yürüdü kasaya doğru giderken arkadaşı Eylül’e yavaşça çarptı ve kendisini fark etmesini sağladı Eylül arkasında bir şeyler gevelerken o elini kaldırdı ve :

‘’- Sus Eylül seni ve yalanlarını dinlemek istemiyorum’’ dedi ve gözlerindeki yaşları umursamadan kasiyerden poşetlerini koparırcasına alıp eve doğru yürümeye başladı. O kadar yaşadığı sorun yetmezmiş gibi birde en yakın arkadaşını kaybetmenin acısını yaşıyordu. Kafasını sağa sola salladı ve kendi kendine  konuşmaya başladı.

‘’-  Ah ne kadarda aptalım, onunla empati kurmayı denemedim bile. Kim benim gibi dışlanan biriyle arkadaş olmak isterki ’’ Kız kendi kendine söylenirken farkında olmadan evine varmıştı annesi kapıyı açıp kızını ağlamaklı bir şekilde görünce ona sıkıca sarıldı ve :

‘’-Ne oldu meleğim anlat bana ’’ dedi ve kendi gözünde hala küçük olan kızına sarıldı. Kız hıçkırıkları yüzünden nefes alamayacak hale gelmişti annesine zorla gülümseyip elindeki poşetlerle birlikte odasına çıktı ve yıllardır bakmaya korktuğu aynayı çıkardı saklı olduğu yerden.

 Yanına tarağını ve makyaj malzemelerinide almıştı. Aynanın karşısına geçti ama gözleri sımsıkı kapalıydı göreceği şeyden korkuyor hatta korkup çığlık atabileceği ihtimalini bile gözden geçiriyordu. Göz kapaklarını yavaşça araladı ve aynaya doğru baktı. Aynadaki insan yıllar önceki kız olamazdı o zamanlar kat kat daha güzeldi ve yüzünde bu denli büyük yaralar yoktu. O kazayı geçirene kadar, motor sevdası yüzünden büyük bir otobüs ile çarpışmış ve çok büyük yaralar almıştı. O günden beri aynalara küsmüş ve içine kapanık biri olmuştu. Yüzüne uzun uzun baktı ve yaralarını kapatmak için çantasına uzanıp bir kaç malzeme çıkardı ve suratına sürmeye başladı ne kadar uğraşsada kapatamıyordu morali bozulmuştu ama yılmayacaktı kararlıydı. Ayağa kalktı ve mp3 çalarını alıp yatağına ayaklarını sürüye sürüye gitti ve yatağa atlayıp gözlerini Evanescence- My Immortal eşliğinde yumdu ve kısa süre içerisinde uykuya daldı.

Alarmının sesi kulağına dolarken oflayarak kalktı kız. Üstüne dün aldığı kıyafetlerden geçirip aynanın karşısına geçti yüzündeki yaraları kapatabildiği kadar kapattı. Ama yaraların çoğu hala görünüyordu, gönülsüzce çantasını aldı ve kulaklıklarını takıp hapishanesine doğru yol aldı. Okula girdiğinde onu izleyenleri umursamayıp daha gürültülü bir şarkı açtı, adımlarını  hızlandırdı o sırada karşısına Eylül çıktı. Hani şu geçen gün onu umursamayan, başka insanlarla takılan arkadaşı, yani düne kadar arkadaşıydı. Geçmeye çalıştı ama Eylül onu durdurdu ve kulaklığını çıkarıp :

‘’-Yüzüne yada giyim tarzına ne yaparsan yap hala çirkinsin.Hah ezik kraliçe.’’Dedi ve kıkırdayarak arkasını döndü ve yürümeye başladı. O sırada kız onu durdurdu ve bağırarak :

‘’-Benim yüzüm bir ameliyatla düzeltilebilir ama sen daha empati kuramayan, egoist, düşünemeyen ve sadece kötülük için çalışan o beynini nasıl düzelttireceksin !! ’’ deyip Eylül’ün yaptığı gibi arkasını döndü ve yürümeye başladı. O sırada aklına gelen fikirle yerinde kalakaldı ve annesini arayıp onunla konuşmak istediğini önemli bir konu olduğunu söyledi. Annesi okula geldiğinde kız söyleyeceği şeye vereceği tepkiyi merak ediyordu. Kız  annesini banka oturttu ve :

‘’-Anne ben estetik ameliyatı olmak istiyorum.’’ Dedi. Annesi kızının bu laflarına çok şaşırmıştı ani bir tepkiyle hayır diye bağırdı. Çünkü kızının iyiliğini istiyordu. Onu bu  haliyle seven  insanların  olması onuda mutlu ediyordu. Annesi müdürden izin alıp kızını bir yerlere götürüp bu fikrinden vazgeçirmeye çalıştı ama kız kararlıydı. O ameliyatı olacaktı. Annesi gönülsüzce kafasını salladı ve kızını bir doktora götürdü. Kız her etrafına baktığında kendi gibilerini hatta daha beterlerini görüyordu. Kendini onların yerine koydu. İleride oda diğer güzel kızlar gibi olduğunda o insanlar kötü hissedecekti. Belki oda o insanlarla dalga geçmeye başlayacaktı. Empati kurmayı denedi. Arkadaşlarının,okuldaki insanların ve dışarıdaki ön yargılı insanların yapamadığını yapıp empati kurdu. Annesine döndü ve :

‘’-Vazgeçtim’’ dedi. Kız verdiği karardan dolayı mutluydu.

Evet... Başından beri bahsettiğim ama asla ismini vermediğim kız benim ve hala yüzümdeki yaralarla mutluyum, kendimle barışığım. Eylül ile o zamandan beri görüşmüyorum görüşmekte istemiyorum açıkçası. Başka bir okula kaydımı aldırdım ve inanın buradaki insanlar empati kurabiliyorlar,hoşgörülüler,ön yargılı değiller ve en önemlisi dış görünüşe önem vermiyorlar çoğu insanın aksine. Burada mutluyum ve kendimi ezdirmemeyi öğrendim.Eski güçsüz,kendini savunamayan,ön yargıyla yaklaşılan yani kısacası DIŞLANMIŞ EZİK KRALİÇE eski lisemde kaldı... 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 20, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DışlanmışWhere stories live. Discover now