Ben ise annemin biraz olsun yükünü hafifletmek için okulu bıraktım aynı zamanda hayallerimide bırakmıştım.
Oysa en büyük hayalim okuyup öğretmen olmaktı.Ama böyle bir durumda imkânsızdı okumam. Babama zaten çalışmıyordu üstüne annemin kazandığı paralarıda alırdı elinden.
Bende elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyordum anneme.
O işe gider gitmez Elif'i hazırlayıp okula gönderirdim ardından ev işlerini hallederdim.Yine bir akşamüstü annem yorgun bir şekilde eve gelmiş dinlenmek için kendini koltuğa atmıştı.
Bende akşam yemeği için sofrayı kuruyordum.Tabakları masaya dizmeye devam ederken kapı sertçe vuruluyordu anlaşılan gelen babamdı.
Annem yorgun sesiyle "Rüya, kızım kapıya bak" diye seslendi
Elimdeki tabakları masaya bırakıp annemin yönlendirmesiyle kapıyı açtım gelen babamdı yine sinirliydi
İçeri girer girmez "şu kapıyı da biri çalar çalmaz hemen açmayı öğrenin" diye söylendi.
"Sofrayı kuruyordum baba o yüzden hemen açamadım" dedim sesim titreye titreye
"Sus kız cevap verme bana" diye karşılık verdi sert bir şekilde.
Anlaşılan bu akşamda zehir olacaktı bize. Her an bir şey olacak korkusuyla yedik akşam yemeğini .
Sofrayı kaldırdıktan sonra Annem yorgun olduğu için hemen uyumuştu , babam salonda oturmuş televizyon izliyordu.
Ben ise penceremin dibinde oturmuş gökyüzünü seyrediyorum. Hayal kuruyordum yine . Bir an için olsun bu acı gerçeklerden sıyrılıp hayal dünyasına dalmıştım.
Tâ ki babamın gür sesiyle "Rüya" diye seslenmesiyle o toz pembe hayal dünyasından çıkıp gerçeklere geri dönmüştüm.
O an bir korku sardı içimi. Acaba babam ne için çağırdı yoksa yine tokat mı atacaktı yoksa dövecek miydi.
Korkuyla attığım adımlarla karşısına gelerek "E-efendim baba" dedim sesim titreye titreye.
"Git bana marketten soda al" dedi
O an bana kızmadığı için hafif bir rahatladım . ama bu saatte tek başıma gidecektim markete. Bir yandan da itiraz edemezdim yoksa yine kızardı bağırıp çağırırdı. Gitmekten başka çarem yoktu .
Zaten alışkındım. Erkek çocuğu olmadığı için hep ben evin ihtiyaçlarını görürdüm. Ama bu sefer farklı olarak gece çıkacaktım dışarı.
Tüm korkukarımı içime atarak
"Tamam baba hemen gidip alırım ben" dedim .Üzerime askıda duran montumu alıp marketin yolunu tuttum. Dışarıda öyle bir zifiri karanlık vardı ki sokak lambaları aydınlatmaya yetmiyordu gökyüzünü.
Sokakta nerdeyse insan yoktu diyebilirim korkulu gözlerle sağa sola bakıp, ayaklarım titreye titreye ilerliyordum
Derken arkadan bir elin belimden tutup kendine doğru çektiğini hissettim.
Ve ilk bölümümüzün sonuna geldik
İlk kitabım olduğu için büyük heyecan ve telaşla yazdım.
Umarım beğenmişsinizdir .
Bu bölüm biraz durgun geçmiş olabilir ama ilerleyen bölümlerde çok daha etkileyici sahneler göreceğiz.
O yüzden takipte kalın derim😊Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.💜
Desteklerinizi bekliyorum dostlar
Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle :)
1.Bölüm: Zifiri karanlık
Start from the beginning