27| Dört , beş çocuk..

Start from the beginning
                                    

"Ne yani sen bana yaşlı mı diyorsun?" diyor ağlamaya başlayarak.

Ayy ağlıyor kadın, vallahi  ciddi ciddi ağlıyor.

Kerem ne yaptın sen sevgilim ?

**

Hastaneye geldiğimizde birlikte odama çıkıp, Sevim anneye ultrason sedyesine yatmasını söylüyorum.

"Hemen anlaşılır değil mi Zeynep kızım?" Diyor telaş ve şaşkınlık içinde.

"Evet baba, birazdan ultrasondan bakacağım için belli olur ama ilk önce kan testi yaptıracağım.."

Ultrasonla bakmadan önce hemşireyi çağırıp kan testi yaptırmasını istiyorum ki, biz ultrasonla bakarken onun da sonuçları çıksın.

"Yalnız acele yapılması gerekiyor bu testin, doktor Zeynep rica etti dersen bunu öne alırlar.." diyorum kan testi için kan alan hemşireye.

"Tamam Zeynep Hanım."

Hemşire odadan çıktıktan sonra bende Sevim anneye karnını açmasını söyleyip ultrasonla bakmak için jeli sıkıyorum.

Ultrasona göre bebek falan yok, yani hamile değil.. O zaman geriye tek şık kalıyor; Menopoz.

"Kerem, görünürde bebek falan yok ama yinede kan testini de bekleyelim." diyorum fısıltı şeklinde konuşurken.

"Kerem? Ne konuşuyorsunuz?"

"Şey anne, hiç bir şey."

"Kızım hamile mi değil mi?"

Aa bu ne ama herkes bana yüklendi canım, bir bekleyin cık cık cık.

"Babacım yanlış birşey söylememek için kan testini bekliyorum.." diyorum kâğıt havluyu Sevim anneye uzatırken.

"Zeynep Hanım, sonuçları getirdim."

Sonuçları elime alıp incelemeye başladığımda tam da tahmin ettiğim gibi olduğunu fark ediyorum.

"Sevim anne.. Tahmin ettiğim gibi hamile değilsiniz.."

"Ne demek hamile değilim? Ama tüm belirtiler falan hamile olduğuma yönelikti ayrıca test yapmıştım o da pozitif çıkmıştı."

"Sevim anne, eczaneden alınan testlerin her zaman yanılma payı var.. Ayrıca hamilelik belirtileri ile menopoz belirtileri birbirine çok benzer."

Sevim anne oturduğu yerden hızla kalkıp, ceketini eline aldığı gibi odadan çıkarken Kerem tam arkasından gideceği sırada   durduruyorum. "Yalnız kalması daha iyi, zaten biraz dolaşıp gelecektir."

**

"Oha! Ne yani menopoza mı girmiş?"

Bağır kızım bağır biraz daha bağır (!) İstanbul halkı duyamadı mikrofon falan veriyim mi?

"Melis yavaş!"

"Vayy be, Sevim Hanım bile menopoza girmişse yani.."

"O ne demek be ?" diyorum gülmeye başlayarak.

"Amaan ne biliyim.."

"Sizin işiniz yok mu ya? Geldiniz hastaneye dedikodu yaptırıyorsunuz bana."

"A-aa bu da bizi kovuyor resmen.."

"Kovuyorum tabi, gelmişsiniz burda müstakbel kayınvalidem hakkında dedikodu yapıyorsunuz.." diyorum gülerek.

"Aman da aman müstakbel kayınvalidesine hiç laf da söyletmezmiş."

"Söyletmem tabi.."

Kapının çalınmasıyla gel komutunu veriyorum ve  içeriye sekreterim giriyor. "Zeynep Hanım 40 dakika sonra 416 numarada ki hastanın  sezeryan doğumu var.."

"Teşekkür ederim, birazdan hazırlanmaya giderim." Başıyla onaylayıp dışarıya çıkıyor. "Evet kızlar duyduğunuz gibi girmem gereken bir doğum var ve hazırlanmam gerek."

"Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz.."

**

Kerem'le arabaya binip kısa sürede eve varıyoruz.

"Unutma bak, sakın üstüne gitme.." diyorum son kez daha söylerken.

"Zeynep tamam.."

Kapıyı çaldığımızda Nurgül kapıyı açıyor. "Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk.." diyorum gülümseyerek

İçereye geçtiğimizde Sevim anne ve Ahmet baba da ayağa kalkıp sarıldıktan sonra oturup konuşmaya başlıyoruz.

"Annecim iyisin değil mi ?"

"Evet oğlum.. Yani düşündüm  de zaten bu saatten sonra bebeğim olsa bakmaya zorlanırdım sonuçta 48 yaşında birisiyim ben.. E artık ne yapalım bir an önce evlenirsiniz bir de birkaç ay sonra bebek yaptınız mı tamamdır değil mi?"

Pardon pardon ? Bir kaç ay mı ?

"Bir kaç ay mı?"

"Evet, zaten hem bizim hem de Demet'lerin sonuçta bir tanecik çocuğu var o yüzden bir tane torun yetmez zaten.."

Kaç tane yapacaktık  acaba ??

"Tabi tabi zaten bize dört, beş çocuk şart.."

Dört , beş  mi !

Bana bir şeyler oluyor galiba..

İŞ ARKADAŞIM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now