5. Kaybolan Anahtar

415 89 397
                                    

Bölüm şarkısı bio'da. Lütfen dinleyin. Sözleri hem bu bölüm hem de gelecek bölümlerle bağlantılı♥

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Tüm yorumları okuyorum ve bu inanılmaz teşvik ediyor:')

Tamam artık bölüme geçebiliriz bb

^^

Ufuk'u orada bıraktıktan sonra önce yukarı kata çıkıp kıyafetlerimi giyinmiş sonra da Cüneyt Hoca'yla vedalaşıp salondan ayrılmıştım.

Ne kadar birkaç gün önce Doruk kalbimde derin bir yara açmış olsa da şu an yüzümdeki tebessümü silemiyordum. Evet, canım fazlasıyla acıyordu fakat bu benim elimde olan bir şey değildi. Akışına bırakmayı deneyecektim. Kim bilir belki de bensiz daha iyi bir hayatı olabilirdi. Benden daha sorunsuz insanlarla iletişim kurabilirdi. Belki o zaman daha az üzülürdü.

Eğer bu işi o akşam o kadar insanın içinde halletmemiş ve Doruk'layken tek başıma bu konuşmayı ona yapsaydım ağladığı ilk an koşar sarılırdım.

Her insanın zaafları vardı. Onun ağlaması benim için büyük bir zaaf olsa da bununla baş etmeyi öğrenmeliydim. Çünkü bundan sonra onun hayatında olmayacaktım.

Eve vardığımda aile üyelerim ortalıkta gözükmüyordu. Yukarı kata çıkıp kendimi direk duşa attım ve yorgunluğumu attıktan sonra üzerime rastgele bir şeyler geçirip aşağı indim.

Zaten birazdan çıkıp tekrar giyinecek Ufuk'u almaya gidecektim. Hala adresini bana ulaştırmamış oluşu canımı sıksa da daha zamanın olduğunu bilmek sakinleşmeme yetmişti.

Bahçedeki salıncak ve oturaklarda Lara ve annemi görmemle oraya doğru ilerledim.

Annemin yanına oturduğumda şüpheli bakışları direk bana buldu.

"Mutlu gözüküyorsun?" dediğinde kaşlarımı çattım. "Mutlu olmamı istemez misin zaten?" diyerek karşılık verdiğimde vücudunu da tam olarak bana döndürdü.

Lara'yla bakışlarımız kesiştiğinde her zamanki gibi sorgulayıcı bakışlar attığını gördüm.

"Evet, çünkü dövüşten geldim." diyerek açıklama yaptığımda annem omuz silkerek önüne döndü.

Mutsuz olduğumda değil de mutlu olduğumda sorgulardı. Çünkü yüzümde genellikle onların yanında takındığım soğuk bir ifade olduğundan mutsuzluğuma alışmışlardı.

Lara, yirmi gün sonra üniversitenin hazırlayacağı büyük parti hakkında konuşurken onu dinlemeye başladım.

"Yaklaşık iki bin kişilik bir davet hazırlamışlar. Her fakülteden insan var. Kocaman bir açık alanda yapılacak. Özel dikim kıyafet istiyorum. Etkilemek istediğim biri var." dediğinde gözlerimi devirdim.

Meşhur yakışıklı diyip öve öve bitiremediği X kişisinden bahsediyordu.

Çocuğa şimdiden Allah'tan sabır diledim. Çünkü Lara ile uğraşmak oldukça zor bir işti.

Annemle telefondan kıyafet bakmaya başladıklarında ayağa kalktım ve evin içine girdim. Gittiğimi bile fark etmediklerine emindim.

Merdivenlerden çıkarken Ufuk'la hala nereye gitmemiz gerektiğine karar verememiştim.

Dolabıma ilerleyip elbiselerime bakmaya başladım. Elimi kıyafetlerin arasında gezdirip kafamda tek tek oy verdikten sonra siyah sırt dekoltesi olan bir elbise aldım.

Bir Yumurtanın İki YarısıWhere stories live. Discover now