~•~8.Bölüm~•~

447 34 8
                                    

Selam Nasılsınız
Çanlar
Özür dilerim
Bölüm gecikti yine
Umarım beğenirsiniz
Keyifle okuyun
❤❤❤

Multi>>>Eylülün söylediği Türkü
Berdan Karahan(Barış Arduç
Dilan(Cemre Baysel)

☆8.Bölüm☆

~•~Aliden~•~

Sabah 9 de uyandım etrafa bakınıyordum
Güneş gözüme vuruyordu
Oda sessizdi
Yatağa baktım ki Eylül kalkmıştı çoktan kanepeden kalktım
Eylüle seslendim
Ali: Eylül ?
Eylül odada değildi ne banyodaydı
Yatağı da yapmış odamız derli topluydu
Gülümsedim hemen banyoya girip duş alıp yıkandım
İki gün sonra Eylülle yola çıkıp Balayına gidecektik
Açıkcası heyecanlıydım
Bu Balayında herşey değişebilirdi
Duştan çıkınca gömlek giyinip düğmelerini ilikliyordum
İliklerken dünki temasımız aklıma geldi sonra beni öpüşü
Herşey düzelecek bundan eminim
Odamızdan çıkıp burnuma güzel kokular geliyordu biri mutfakta döktürüyordu
Herhalde Annem yine mutfakta yine üstün yeteneklerini sergiliyordu
Merdivenlerden yavaşça aşağa inerek
Yemek masası donatılmış lezzetlerle
Ali: sofraya bak ya nefis
Kaşıkla bir tadına baktım
Artık kimse kesinlikle benden övgü hakediyordu
Bende mutfağa girerken
İnanamadım ocağın başında uzun kara saçlı karım güzel giyinmiş üzerinde önlük tavada birşey karıştırıyordu
Birde birşey mırıldanıp duruyordu sesi de güzel
O fark etmeden onu izleyip dinliyordum
Sesi bana terapi gibi geliyordu. Pes etmeden onu dinliyordum
Demek ki bu leziz yiyecekleri karım hazırlamış ve devama hazırlıyordu
Sesi kalbime ruhuma işliyordu
Eylül:

"Gül kuruttum gül kuruttum
Gül kuruttum gül kuruttum
Yari sinemde uyuttum
Yari sinemde uyuttum
Yar söyledi ben unuttum
Yar söyledi ben unuttum
Ah akabinde düştü gönül
Yardan ayrılması müşkül
Ah akabinde düştü gönül
Yardan ayrılması müşkül
Gül ezerler gül ezerler
Gül ezerler gül ezerler
Gülü tabağa dizerler
Gülü tabağa dizerler
Güzeli candan severler
Güzeli candan severler
Ah akabinde düştü gönül
Yardan ayrılması müşkül
Ah akabinde düştü gönül
Yardan ayrılması müşkül"

Türküsü bittikten sonra arkasını döndü beni görünce korktu ve elindeki kepçe düştü yere

Eylül: günaydın sen burda mıydın ne zamandır burdasın
Ali: günaydın evet seni dinliyordum epey oldu zaten yemeğin kokusuna geldim mutfakta seni görünce hayran kaldım sana ve özellikle o güzel sesine
Eylül: duydun mu beni ?
Ali: evet duydum çok güzel söylüyorsun çok beğendim
Eylül: gerçekten mi ?
Ali: gerçekten
Eylül: peki sende söyler misin şarkı yada Türkü
Ali: söylerim de ama uzun zamandır söylemiyorum
Eylül: söylesene bir kere
Ali: olmaz !
Eylül: ya neden
Ali: çünkü sesim senin ki kadar güzel değil de ondan
Eylül: niye lütfen sadece bir kere
O bana yalvarınca kıyamadım çimen gözlüme
Ali: iyi peki madem şimdi değil sonra ne dersin ikimiz dışarıya çıkacağız ya o zaman olur
Eylül: söz mü ?
Ali: Söz Ali sözü
Eylül: iyi ben şunları masaya yerleştireyim
Eylül o anda parmağını yakınca
Eylül: hii elim yandı
Ali: Eylül iyimisin
Eylül: acıyor parmağım yandı
Ali: ver elini bakim
Eylülün tutup soğuk suyun altına koydum
Ali: şimdi iyimisin acıyor mu hala
Eylül: az...
Elini biraz daha suyun altında tuttum
Sonra Eylül: tamam geçti teşekkür ederim ve elini çekti
Elini kurulayıp bana baktı bende ona
Aklıma dünkü o masum öpücük geldi
Sessizliği bozdum: bugün seni gezmeye getireyim mi
Eylül: bilmem nereye gideceğiz ki ?
Ali: sen nereyi istersen oraya
Eylül: tamam ne zaman
Ali: kahvaltıdan hemen sonra zaten balayına iki gün sonra gideceğiz Annenlerin de elini öpmeye gitmeliyiz oraya da gidelim bugün
Eylül: doğru unuttuk
Eylülü süzüyordum üzerinde ki elbiseyi ben almıştım yengem ile beraber düzdük gardorubunu
Ali: çok güzel olm...
Cümlemi bitiremeden biri mutfağa girdi
Bu Dilşah Yengem başkası değildi
Dilşah: Allah Allah kim hazı...yok artık Ali sen mi hazırladın
Ali: ne hazırlamışım yenge
Dilşah: kahvaltıyı yengem
Ali: yoo ben hazırlamadım Eylül yapmış hazırlamış hepsini
Dilşah: hepsini ? Sofrada olmayan yiyecek yok !
Eylül: evet abla kötü mü yapmışım ?
Dilşah: yoo aksine güzel yapmışsın ellerine sağlık
Bende bu nefis kokular nerden geliyor dedim meğerse yeni gelinimiz iş başında maşallah kız
Biran yengem mutfakta sandım aha börekte yapmışsın hemde su böreği mhmm , Mirzamın en sevdiği...burada günaydın
Eylül: günaydın
Ali: günaydın
Ali: ben çıkayım
Hemen mutfaktan çıktım
Annemi gördüm Dilanı cezalandırıyordu
Zeliha: kız silsene
Dilan:Ya hanım ağam yeni sildim ya camları
Zeliha: sil lafımın üzerine söz söyleme
Dilan kötü birşey yapmış olmalıydı ki Annem bugün ona ceza veriyordu
Ali: Anne ne oluyor günaydın
Zeliha: günaydın aslanım hiç oğlum camlar silinecek Dilana sildiriyorum
Ali: iyide neden?
Zeliha: sen karışma oğlum o biliyor nedenini
Ali: o zaman karışmıyorum
Zeliha:İyi sil kız bakma bana öyle daha çok işin var ! seni annem bile benim gazabımdan kurtaramaz
Babaannem geldi o an
Saliha: ne oldu gelin ne yaparsın Dilan bana yardım edecek in aşağa kız
Zeliha: sakın inme ! Sende karışma Saliha Ana
Saliha:sen ne dersin gelin bu konağın en büyük hanım ağası benim bilesin unuttun mu burda benim kurallarım geçerli sen bu kızcağıza yükleneceğine Gelinlerine terbiye ver
Zeliha: ben gelinlerimdem memnunum ana, gelelim bu kızcağız dediğin küçük çiyana onun kabahati büyük ki ona ceza veriyorum değil mi ?
Dilan: öyle hanım ağam
Saliha: oğul sende birşey desene
Ali: Annem ne derse o Babaanne dilan ne halt ettiyse cezasını çekecek hee gelinlerin demişken oradaki sofradaki kahvaltıyı gördüğün gibi evin yeni gelini hazırladı
Saliha: hı hazırlamışmış
Zeliha: maşallah gelinime ellerine sağlık
Hadi kız devama
Babaannem yukarıya gider: eştahım gitti
O sırada Dilşah yengem sessiz sessiz: zıkkım ye
Eylül: abla şşh duyacak şimdi
Dilşah: aman banane canım duyarsa duysun
Dilşah yengem ile Eylül çayları dağıtırken ben ise
Eylülüme bakıyordum
Oda bana bakıyordu
Aramızda bir uzaktan cilveleşme vardı
Dilşah: şşh kız sen bu işi biliyorsun
Eylül: abla ?
Dilşah: ne dedim ki ?
Eylül utanıyordu
Mirza Abim ve babamda sofraya indiler sonunda hepimiz babaannem hariç sofraya oturduk
Cihan: oh sofraya bak Ellerine sağlık hanım
Zeliha: ben değil bey Eylül gelinimize ellerine sağlık diyesin
Cihan: ellerine sağlık kızım
Eylül: afiyet olsun da babam Dilşah Ablam yardımcı oldu sağolsun
Dilşah yengem Eylüle tatlı tatlı gülümseyip
Babam: seninde ellerine sağlık güzel kızım
Dilşah: sağol Amca
Mirza: ellerine sağlık Hatunum ve bacım !
Dilşah: afiyet olsun canım
Eylül: afiyet olsun
Eylüle her seferinde daha da aşık oluyordum
Bu güzel davranışlarına hayrandım
Kahvaltı boyunca onu seyrettim oda beni
Kahvaltı bittikten sonra
Ben çıkmalıydım
Ali: ellerine sağlık Hatunum deyip
Kalktım sofradan
Ali: hadi ev halkı ben şirkete deyip kapıya yöneldim
Eylül: bende seni geçireyim dedi
Bana çeketimi giydirip
Kravatımı düzeltiyordu
Düzeltirken birbirimize bakıyorduk
Ona o kadar yakındım ki
Dün geceki öpücüğün rövanşını alayım istiyordum
Oda benim gözlerimin içine bakıyordu
Büyülendik ikimiz adeta
Sonra bana birden sarıldı
Bende sarılmasına karşılık verdim sarıldım
Sonra yüzünü avuçlayıp anlından öperek: hemen gelirim eve sende hazırlan
Eylül: tamam canım ama ben kendim giderdim
Ali: olmaz birtanem anca beraber kanca beraber
Sen benim karımsın Annenlerin evine birlikte gideceğiz sen hazırlan
Eylül: tamam Alim
Ali: tamam Alim ?
Eylül utanarak yanağımı öptü ve odaya gitti kaçtı
Bende şaşkın şaşkın ardından bakıyordum
Kalbim hızla çarpıyordu
Çok sevdalandım karıma
Hemde deli gibi
Konaktan çıkarken
Yanağımı tutuyordum
Malik arabamın kapısını açtı bana
Malik: buyur ağam
Ali: malik ?
Malik: buyur ağam
Ali: arabayı ben kullanacam bugün sen burda dur
Malik: İyi de niye ağam
Ali: sen dediğimi yap
Malik: bağışüstüne ağam deyip yola çıktım şirkete

~•~Eylülden~•~

Kalbim hızlı hızlı çarpıyordu gene heyecan basıyordu
Onu görünce dünya duruyordu sanki
O denizmavisi gözlerine bakıp bakıp duruyordum
Boğuluyordum beni kendine çekip duruyordu
Aramızdaki buzlar iriyordu
Başta bu berdel evliliğe karşıydım ama şimdi ise başka düşünüyordum
Ama bir şeyi söylemekten utanıyordum oda " onu ne kadar çok sevdiğimi aşık olduğumu ona söylemeyi utanıyordum
Çünkü az daha zaman vermesini istiyordum
Dilşah: Eylül
O kadar dalmışım ki
Dilşah: Eylül ? Canım ?
Eylül: abla?
Dilşah: doğru yukarıya
Eylül: niye ki
Dilşah: seni giydirmeye ee malum akşam annenlerin ellerini öpmeye gidiyorsun deyip beni elimden tutup yukarıya çıkardı
Ali ile benim odama
Eylül: ee abla sofra ne olacak
Dilşah: boşver Dilan yapar
Eylül: Yazık ya
Dilşah: ne yazık kız oh oluyor o yılan gözlüye sen boşver onu sen gel üzerini giyin de Ali gelir yakında çok işi yoktur
Eylül: İyi peki madem
Dilşah: çok güzel olacaksın
Kendimi Dilşah Ablanın sihirli ellerine bıraktım
Beni süslemesi için

~•~Yazardan~•~

İki saat sonra Ali şirketten çoktan çıkmış çarşıya inmiş bir kuyumcudan kolyeler beğeniyordu
X: Ali beyim bakın buda güzel
Ali: ver bir bakim
X: isterseniz pırlanta takımlarına bakalım
Ali: olur göster bakalım
Kuyumcu Pırlantaları çıkarır
Ali: şunu göstersene
X: bu mu ? bunun fiyatı diğerlerininkinden çok daha pahalı ama en güzelleri bence bunu alın hem nadide bir parça
Ali: güzelmiş
X: kimin için olacak özel biri galiba
Ali: evet çok özel biri
X: sevgiliniz için mi
Ali: ondan da öte
X: he anladım o zaman size daha güzel bir öneriyim
İşte bu !
Ali: buda güzelmiş
X:Evet güzel vede en pahalı parçalardan biri
Ali: fiyat önemli değil
O istesin dünyaları seririm ayaklarına
Bu olsun
X: peki
Kuyumcu kolyeyi bir paket yapıp
Ali: teşekkür ederim
X: rica ederim Yengeye selam, İyi Günler!
Ali: İyi Günler !
Ali kendi kendine: umarım beğenirsin güzelim
Ali arabaya yola çıkar Eylülü almak için

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Uzaktan Aliyi takip eden biri telefonu açar
X: Alo Ağam...Evet ağam bir kuyumcudan çıktı kendisi...Evet ağam o işi tam bilin...Tamam ağam Ali beyi elini kolunu bağlayacağız
Görüşrüz ağam
Adam telefonu kapatıp tekrar arar: lan biliyorsunuz ne yapacağınızı..Tamam bakın ağamız bir hata istemiyor kıza bir zarar gelmeyecek

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Urfanın başka bir köşesinde bir konakta bir adam oturur odasında
X: vakit geldi Aslanbey aşireti hesap vakti geldi
Kan vakti yas bitti
Ödeşme vakti geldi
Akıttığınız kanda boğulacaksınız !
Babamın kanı yerde kalmayacak
Bende Berdan Şahoğlu değilsem Ali Aslanbeyleri canevinden vuracağım
Sonra onun kanınızı oluk oluk akıtacağım
Söz baba sana söz kanın yerde kalmayacak !!!.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Eylül kapının önünde Aliyi beklerken heyecanla
Eylül kendi kendine: Ali nerde kaldı acaba ya
Off şu halime bak çok abartılı olmuşum alt tarafı el öpmeye gideceğiz neyse

Tam o sırada bir araba gelir ama bu gelen araba Alinin arabası değildir
Arabanın içinden bir kaç adam çıkıp
Eylül: siz kimsiniz
X:yürü
Eylül: ya bırakın beni
X: sus dedik kadın
Eylül: siz benim kim olduğumu biliyormusunuz imdat
X: bilmiyoruz bilmek istemiyoruz
Eylül: imdat unda...
Eylülü o sırada bayıltıp kaçırılır
Arabaya bindirirler
Ve giderler
Ali büyük bir sevinçle konağa doğru sürer
Sevdiği karısına kavuşacakken olacaklardan habersiz büyük olaylar bekler Aslanbey aşiretini....

Devam edecek...

☆8.Bölümün Sonu☆

Günaydın ❤❤❤
Bölüm nasıldı
Sevgi dolu Yorumlarınız
Ve Yıldızlar için şimdiden çok teşekkür. Sizi çok seviyorum
Sevgiyle Sağlıcakla kalın
🤗❤

TheQueen1992 ❤

~•~Âşk Ve Töre~•~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin