Elif Şafak🍁Havva'nın Üç Kızı

148 12 11
                                    

Bütün ömür boyu damla damla biriktirdiğimiz hüzünlere, kederlere sonradan tek bir kişinin sebep olduğunu sanmak ne büyük yanılsamadır

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Bütün ömür boyu damla damla biriktirdiğimiz hüzünlere, kederlere sonradan tek bir kişinin sebep olduğunu sanmak ne büyük yanılsamadır. Ama insan beyni, kendini aldatmakta ustadır.*

E.O.A sakinleri evvela nasılsınız? Umarım keyifler yerindedir.Beni soracak olursanız yoğun bir hayat temposuyla kaldığım yerden devam ediyorum kitaplarla...

Bu bölümde  2016 yılının bağrından kopup gelmiş -başlıktan da anlaşılacağı üzere- yerli bir kurguya yer vermek istedim.

Kısaca konusuna değinecek olursam;  Roman ana hatlarıyla üç farklı kadının iç dünyasını bize yansıtıyor.Bu kadınlara temel birer sıfat ekleyecek olursam dindar, günahkar ve kararsız kelimeleri ruhlarına dikilmiş birer kaftan gibi duracaktır.

Nazperi Nalbantoğlu çocukluğundan gelen iç karışıklıklardan bir türlü kurtulamamış evli ve çocuk sahibi genç bir kadındır.Ve hikayesi 2016 ile geçmiş zaman arasında mekik dokumaktadır.

Peri'nin annesi Selma Hanım muhafazakar ve oldukça dindarken babası tam zıttı dini sorgulayan bir yapıdadır.Doğal olarak fikir çatışmalarının tam ortasında filizlenen bir çocukluğun sancılı dönemlerine 80'lere uzanan bölümler aracılığıyla biz de tanık oluyoruz.

Peri'nin bir ağabeyi tıpkı annesinin görüşleriyle uyuşan bir yapıdayken diğer ağabeyi de babasının fikirleriyle örtüşen düşüncelere sahiptir.Peri bu karışıklık içinde hem annesini hem de babasını mutlu etmek adına kendince Tanrıyı bulma umuduna sarılırken Umut isimli ağabeyi 1980 darbesinde hapse düşer.

Annesinin dilinden düşürmediği Allah ile babasının pek de arasının iyi olmadığı Tanrı arasında bir kelime yerleştirir dağarcığına 'Rab.' Yıllar geçer ve bedeni büyüdükçe kimlik karmaşası da ruhsal çalkantılar eşliğinde onunla birlikte büyür, büyür kocaman olur.

Kitaplar onun için yuva halini alır ve ders çalışmak adeta için bir kaçıştır artık.Dünyadan kaçar kitaplara sığınır.Ve bunun meyvesini de çok başarılı bir öğrenci olarak alır.Babası kızının okumasını ister diğer iki oğlandan sonra Peri, Nalbantoğlu ailesinin göğsünü kabartacak yegane şeydir çünkü.

Babasını utandırmamak adına gerekli sınavlara girer, gerekli ayarlamalar yapılır ve biricik kızının evden uçtuğunu gören Selma'nın gözyaşları eşliğinde hayal gibi bir üniversitenin kapıları onun için ardına kadar açılır...Oxford düşler ülkesi İngiltere...

Buram buram tarih kokan bir şehirde ailesinden ilk kez ayrılışının acısı çöreklenir yüreğine.Yutkunamaz uzunca bir süre ama sonra alışır, yine kitaplara sarılır.Dışlanmışlık hissine yer vermeksizin çalışır.Yeni insanlarla tanışır Mona ve Şirin en yakın arkadaşları olur.

Mona inançları uğruna ölümü göze alan tesettürlü Müslüman bir genç kızdır.Şirin ise her şeyi sorgulayan koyu bir ateist.Peri ise anne ve babasının çalkantılı denizinden engin okyanuslara düşmüştür bir kez daha..Yine araftadır.

Mona ve Şirin tabiatları gereği birbirlerinden o kadar farklıdırlar ki bu iki insanın ortak tek bir noktası olamaz dersiniz; ancak Profesör Azur'un 'Tanrı' dersini almaları hariç. Azur'un dersine öğrenci olmak hiç kolay değildir.Ön yargıları rafa kaldıranların yeridir onun sınıfı.Düşüncelere saygı duyanların benlik algısını bambaşka boyutlara taşıyanların yeri.Ve en önemlisi siz dersi seçmezsiniz Azur uygun görürse dersine katılabilirsiniz.

Adına bakmayın siz bu derste hiçbir dinden bahsedilmez. Tanrı kavramı bilimsel bir bakış açısıyla ele alınır. Bu derste deli gibi çalışmak ve bol bol düşünmek gerekir. Özellikle farklı görüşlere saygı duyarak son derece objektif bir şekilde değerlendirme yapılması beklenir ve alınganlık asla kabul edilmez.

Kimi Azur'a hayranken kimi ise ondan nefret etmektedir.Aradaki uçurum Peri'yi mıknatıs misali içine çeker.Kimdir bu Azur dahası içindeki bitmek tükenmek bilmeyen sorulara cevap verebilir mi? Annesinin ve babasının istediği gibi bir evlat olması için daha farklı bir inanç sistemini ona öğretebilir mi?

İşte bu düşünceler ve arkadaşlarının teşvikiyle Azur'un dersine girme ayrıcalığına nail olur-kaçak yollarla adamın seminerine girer.-  Artık o da Azur'un öğrencisidir.Öğretmeninin derin, sorgulayıcı konulara olan eğilimi sınıftaki herkesi dinlemesi farklı etkinlikleri her şey çok hoşuna gider. Ta ki Azur'a  sırılsıklam aşık olana dek.

Aşkı o kadar saplantılı bir boyuta gelir ki...O çok sevdiği öğretmeninin sonunu getirir.

İtiraf etmeliyim ki ilk sayfalarda çok sıkıldım.Yazıların boyutu da küçük olduğundan- dinlendirici okuma gözlüğüm gözümde de olsa- okurken yorulduğumu hissettim.Sisin içindeki bebek tabirini abartı buldum diyebilirim ancak sonrasında o da netlik kazandı.Yazar farklı düşüncelere sahip karakterleri bir araya toplayarak farklı bir bütünlük sağlamış. Peri'nin anne ve babasının zıtlıkları yıllar sonra kader motifi misali arkadaşlarına da yansıtmış.

Elif Şafak'ın başka kitaplarını da daha evvel okumuştum ve dili sade kullandığını olay örgüsüne yoğunlaştığını biliyordum. Çok satan listelerinde gördüğüm Havva'nın Üç Kızını da nihayet kütüphaneme ekleyebildim. İsmi bence çok orijinal Selma, kızı Peri ve Peri'nin kızı Deniz. Hakikatten üç kuşak ve üç farklı ruh.Hepimiz Havva'nın birer kızı ya da Adem'in birer oğlu değil miyiz? Kimimiz Selma kimimiz Peri kimimiz de gençlik hülyalarının başında dolandığı Deniz'in yolunu seçiyoruz.

Güzel bir kurguydu.Pek okumadığım tarzdaydı ancak sevdim.Yorumumu dikkate alıp okuyacak olanlar varsa şimdiden keyifli okumalar ve aynı kitapları okuduğum birileri varsa hu? Ses verin :) Yalnız olmadığımı hissettirin bana.Her daim kitap kokusuyla kalın sevgilerle...

Etrafımız hep "çok bilenler" le dolu. "Emin değilim, kararsızım, hala arıyorum" diyen kimseye rastlamadım daha.

Şirin, Mona ve Peri... Günahkar, İnanan ve Şaşkın. Münkir, Mümin ve Mütereddit.. Böylece farklı üç genç kadın nasıl bir araya gelebilir? Arkadaş olabilirler mi sahi? Hatta kız kardeş?

Azur senelerce sürecek bir yüz karasına mahkûm olduysa, Peri de senelerce sürecek bir vicdan azabına mahkûm olmuştu mutlaka. İnsan ruhu için hangisinin daha beter olduğunu kim bilebilirdi?

Ebe'den Okumalık Atıştırmalıklar 🍕Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz