REBEKA'NIN DÜĞÜNÜ
İlkin biraz titreyecek soğuktan fakat,
Onun kalbi de bir gün donacak, bir buz kütlesi gibi
Toprağın karanlık okyanusunda yeniden
Yanacak yahut bir müddet
Sönüverecek kapağı açık bir tabutun içerisinde.
Hem de sonra birden
Öyle bir koku yayılacak
Macondo'nun tozlu asfaltlarına.Çürümüş bir kırmızı gülle tütsülenmiş gibi
Ateş yanığı kaldırımlara.
Ne yapmalı şimdi buruşmuş elleri?
Tül mendili sallamaya on kala
Uçup gitti Rebeka'nın tuğla rengi saçları.Göremeden lav gözleri mayıs yağmurlarını,
Çocuklar, sırılsıklam yuvarlandılar
çamurlu otlarda.
Sonra at kestaneleri hızla döküldü toprağa
Birer atom bombası gibi, karınca yuvalarına.Sonra birden
Kulakları duymayı arzulayabilirdi belki
Kamyonlardan dökülen,
muz kabuklarına karışan,
Çullukların kabarık çığlıklarını.Belki yeniden
duymak,
görmek;
Ve yeryüzüne inmek hiç kuşkusuz.
Yaşamak, belki de farklı coğrafyalarda.
Ama hakikaten yaşamayı arzulayabilirdi Rebeka.Saten elbisesi küflü tabutta bir an için hiç çürümeyecekmiş gibi,
Yaşamak, belki de burdan başka diyarlarda..
.
2019/ags.
^
@beyazgazel