4

165 35 59
                                    

medya: benim gelecekteki yavuklum

***

Yıldıza dokunmayı unutma aşko

***

Seçmelere daha olduğundan bizimkilerle kantinde oturmaya karar vermiştik. Kemal ve Murat masada otururken biz de Burak'la kahveleri almıştık. Tam masaya yönelmiştim ki kantin sırasında alt dönemlerden bir çocuğun bana çarpmasıyla kahve bardağı elimden kayıp düştü. "Lan gerizekalı ne demeye itiyorsun beni." diye bağırdığımda , birinin kolunu tutarak inlediğini duydum. Kafamı biraz aşağı indirdim. Kolunu tutan kişinin Dilay olduğunu gördüğümde hemen koluna baktım.

"Özür dilerim." dedim kızarmış koluna bakarken. "İyi misin?" 

Kafasını sallayarak onayladı beni. Kafasını kolundan kaldırmıyordu.

"Revire gidelim krem sürsünler." dedim omzundan tutup onu merdivenlere yöneltirken ama beni yine kafasını sallayarak reddetti. Dilay'ın sessiz bir kız olduğunu biliyordum ama şu zamana kadar sesini çok az duymuştum. Bu kadar sessiz olmayı nasıl başarıyordu bilmiyordum Tam kapının önünde durmuştuk ki adım atmayı kesip bana döndü ve elimi omzundan nazikçe indirdi.

"Ben hallederim, seçmeler başlayacak." dedi kısık sesiyle reviri gösterirken. "Geç kalma."

Seçmelere katıldığımı bildiğini fark ettiğimde onu kısaca reddettim. "Seçmelere var daha. Altı üstü krem sürecekler. Bak kızarmış kolun." Yavaşça koluna baktı. Canının acıdığını tahmin ediyordum ama bunu belli etmiyordu. Tam revirin kapısını açmıştım ki İrem'in sesini duydum. Arkamı döndüğümde bizimkilerin de yanında olduğunu gördüm.

"Dilay'ı arıyordum seçmeleri izlemek için." diyerek yanımıza geldi İrem. Ardından Dilay'ın kolunu görüp "Noldu koluna senin?" diye bağırdı. Dilay göz devirdiğinde tam açıklama yapacaktı ki onu susturdum.

"Ben yanlışlıkla kahve döktüm."

"Sen benim Dilay kankimin üzerine nasıl kahve dökersin lan şerefsiz." diyen Kemal'e hayretle baktım. "Ayrılıyorum senden."

"Allah aşkına ayrıl Kemal benden.Yıldım lan." Kemal'i seviyordum ama bu yaptığı şeylerle beni sinir ettiği doğruydu. Ama beni sinir ettiğini biliyordu. Eğleniyordu güya.

"Haklı isyan valla." diye beni destekledi Burak.

İrem ve Dilay bizim bu halimize gülerken, Murat İrem'e yaklaşıp omzuna kolunu attı " Seçmelere az kaldı, Cihan. İrem ilgilenir Dilay'la değil mi? Gel biz sahaya inelim." dedi Murat. İrem de onu destekleyerek kafasını salladığında Dİlay'a döndüm. 

"Bak yok bir şeyim.Ne abarttınız ya.Sen git hadi." dedi. Ben yine de gitmeyi reddetsem de  Murat kolumdan tutup beni çekiştirdi. "Geçmiş olsun güzellik. Ben vericem cezasını sen merak etme." diye eklemeyi unutmadı.

***

Seçmeler bittiğinde sınıfa çıkmıştık. Sonuçlar daha sonra açıklanacağı için herkesi göndermişlerdi. Burak ve Murat yapmadıkları ödevi başkalarından geçirirken biz de Kemalle pupg oynuyorduk.

"Pubg'ye bağımlı olduğum gibi keşke derslere de bağlanabilsem."

Kemal dersler konusunda haklı isyan ederken onu onayladım. Pupg batağına batmıştık, çıkamıyorduk."Lan düzgün oyna şunu Kemal, sıçarım ağzına." Sinirle Kemal'e bağırdığımda beni taktığı söylenemezdi.

"Dur bir ya, silah arıyorum." dediğinde gülmeden edemedim. Kemal gerçekten çok komik oynuyordu.

"Velet gibi oynamayı kes de oynarken zevk alalım lan." dedi Burak ödev yaptığı kitabı sıranın altına sıkıştırırken. "Ne zaman oynasak boş boş davranıyorsun." Hak verip kapattım oyunu. Kapattığımı anlayan Kemal de dudaklarını büzerek kapattı telefonunu.

çocukluğum|textingWhere stories live. Discover now