19-Bahçe Sohbeti

6.2K 537 106
                                    

Bölüme başlamadan önce kısacık bir şeyden bahsedeceğim. Alıntı bölümlerini yayından kaldırdım ve başka alıntı yayınlamayacağım. Çünkü bazen aklımdaki kurguda değişiklikler olabiliyor ve attığım alıntıyı yazmaktan vazgeçiyorum.

Bölüme bol bol yorum gelirse yeni bölüm bugün gelecek muhtemelen. İyi okumalar.

"Fiona." dedi Ron, Kovuk'un bahçesinde tek başına oturan Fiona'nın yanına otururken. "Neden bu saatte uyanıksın?"

"Uyku tutmadı." dedi Fiona ona bakmadan. Başını karnına çektiği dizlerine yaslamış karanlık bahçeyi izliyordu. Üzerinde hava çok soğuk olmasına rağmen yalnızca penguen desenli bir pijama vardı ve kızıl saçları omuzlarına dökülüyordu.

Ron onu sarı saçlarıyla görmeye alışık olduğu için saçlarının yeni hâli ona epey tuhaf geliyordu.

"Malfoy." dedi Fiona kısık bir ses tonuyla ve yeniden konuşmadan önce cebinden bir mektup çıkarıp Ron'a uzattı. "Bana bunu gönderdi."

Ron kendisine uzattığı mektubu alırken, "Ona geri dönmemi istiyor." dedi Fiona. "Ve ben ona geri dönene kadar çabalamaktan vazgeçmeyecekmiş."

"Peki sen?" diye sordu Ron, mektubu okumak yerine Fiona'ya bakıyordu. "Sen ona geri dönmek istiyor musun?"

"Hayır, ben-"

"Dürüstçe cevap ver Fiona." dedi Ron. "Eninde sonunda Malfoy'a geri dönecek misin yoksa o senin için gerçekten bitti mi? Onu hâlâ seviyor musun?"

"Onu hâlâ sevip sevmediğimi bilmiyorum." dedi Fiona dürüstçe. "Ama ona geri dönmeyeceğim. Çünkü ona hiç güvenmiyorum. Ve benim için güven duygusu her şeyden daha önemli."

"Peki güvenini yeniden kazanmayı başarırsa?"

"Bana neden bunları soruyorsun Ron?"

"Sadece ona geri dönmeyeceğinden emin olmaya çalışıyorum." dedi Ron. "Malfoy pisliğin teki. Daha iyi birini hak ediyorsun."

"Dönmeyeceğim Ron." dedi Fiona. "Ama daha iyi biriyle olacağımı da sanmıyorum. Büyük ihtimalle hayatımın sonuna kadar bekar kalacağım."

"Büyük ihtimalle ben de hayatımın sonuna kadar bekar kalacağım."

"Hayatımın sonuna kadar bu evde yaşamayı sorun etmezdim." dedi Fiona. "Ailen çok harika Ron. Keşke benim ailem de onlar gibi olsaydı."

"Onlar senin de ailen." dedi Ron. "Yani hem senin hem de Harry'nin. Hatta annem sizi ailenin geri kalanından daha çok seviyor."

Fiona bir şey söylemeden önce kıkırdarken, "Gigi'ye söyleme ama favori kızının ben olduğumu söyledi." dedi. "Bu arada sen niye bu saatte uyanıksın?"

"Acıktım." dedi Ron. "Yiyecek bir şeyler bulmak için mutfağa gelmiştim ama sonra seni görünce yanına geldim. İçeri geçelim mi? İkimizin üzerinde de sadece pijama var."

Fiona başını olur anlamında sallayıp ayağa kalktığında Ron da onunla birlikte ayağa kalktı. Eli istemsizce kızıl saçlarına gittiğindeyse, "Saç rengini neden değiştirdin?" diye sordu yumuşak saç tutamlarını elinde tutarken.

"Ginny'yle iddiaya girmiştik." dedi Fiona, dokunuşundan rahatsız olup geri çekilmediği için Ron da elini saçlarından uzaklaştırmamıştı. "O kaybetseydi saçlarını sarıya boyayacaktı. Ben kaybettiğim için kızıla boyadım."

"Ne için iddiaya girdiniz ki?"

"Herkese bir dilim pasta düşüyordu ve Ginny istersem kendi pasta dilimini bana vereceğini söyledi. Ben de pastanın senin kırmızı çizgin olduğunu ve bana vermeyeceğini söyledim. Sonuç olarak pasta dilimini bana verdiğin için saçlarım şu an kızıl."

"Aslında meyveli pastayı o kadar çok sevmiyorum." dedi Ron. Elini geri çekmesi gerektiğini bilmesine rağmen hâlâ saçlarıyla oynuyordu. "Eğer çikolatalı pasta varken aynı iddiaya girmiş olsaydınız sen kazanırdın."

"Kırmızı çizgin çikolatalı pasta mı?"

"Burada ne yapıyorsunuz siz?"

Fiona ve Ron, Harry'nin sesiyle birlikte irkilirlerken Ron hızla elini geri çekip ikisine de çatılı kaşlarla bakan en yakın arkadaşına döndü.

"Sohbet ediyorduk."

"Bu saatte mi?"

"Evet. Sohbet edebilmemiz için bir saat sınırı mı var?"

"Normal insanlar bu saatte uyurlar."

"Biz normal insanlardan değiliz demek ki." dedi Fiona. "Her neyse iyi geceler size."

Cümlesinin peşi sıra Harry'nin yanından geçip gözden kaybolduğunda, "Bizi öpüşürken basmışsın gibi bakmayı bırakır mısın?" dedi Ron, Harry'ye. "Sadece sohbet ediyorduk."

"Yakında başıma o da gelecekmiş gibi hissediyorum." diye homurdandı Harry. Sonra da dolu sürahiyi alıp o da Fiona gibi mutfaktan çıktı.

İMPOSSİBLE 【DEVAM ETMEYECEK】Where stories live. Discover now