0.5

1.9K 240 223
                                    

"Donghyuck! Uyan artık!"

Kafamda dönüp dolanan sesle gözlerimi açtım. Ne çabuk sabah olmuştu, ben daha uykuya dalmamıştım be.

"Kalktım!"

Karşılık vermezsem bağırmaya devam ederdi. Sanırım her anne böyleydi. Sorgulamıyordum artık.
Yataktan çıkıp elimi yüzümü yıkamış ve üzerimi değiştirip salona geçmiştim. Evet, mevzuyu açmak için uygun bir zamandı.

"Evleneceğini ne zaman söyleyecektin bana?"

Oturduğu koltuğun karşısındaki tekli koltuğa bıraktım kendimi. Yüzündeki şaşkın ifade beni pervasızlıktan çıkarmak için uğraşıyordu adeta.

"Nerden çıkardın bunu?"

Gözlerini kaçırarak sorduğunda derin bir nefes aldım. Yalan söylemesi, saklamasından daha kötü olurdu. Kararından dönmesi için zorlayacaktım.

"Neden söylemedin? Ben anlayışsız bir evlat mıyım senin gözünde?"

Yeniden gözlerime çıkan bakışlarında hemen yaşlar birikti. Onu üzgün görmeye dayanamıyordum.

"Asla. Öyle düşündüğümden değil. Sadece, hazır değildim. Kendini benim yerime koymaya çalış Hyuck. Söylemek için zamana ihtiyacım vardı."

Dediği gibi, kendimi onun yerine koydum. Yirmi yaşındaki oğluma yeniden evleneceğimi söyleyecektim. Belki de haklıydı. Zor olmalıydı. Yinede arkadaşım bile olsa, bir başkasından duymak yerine annemden öğrenmeyi tercih ederdim. O da bunu anlamalıydı.

"Kim peki", dedim burnumu çekerek. Duygusal kısmı geçemezsek ikimiz de salya sümük ağlacaktık çünkü, biliyordum.

Elleriyle gözlerini silmiş ardından gülümsemişti. O mutlu olacaksa ben her şeye razıydım zaten, bunu bilmiyor muydu?

"Lee Haewon. Bir yıl önce, başarısız bir iş görüşmemden sonra tanıştık..."

Gözlerim kocaman olurken hayretle baktım ona. Bir yıl ne lan!

"Bir yıl mı? Anne bir yıldır benden gizli nasıl görüştün adamla?"

Kaba konuştuğum için olsa gerek ciddi bir bakış atıp devam etti.

"İki ay önce evlenme teklifi etti, ben de düşüneceğim dedim. Önce senle konuşmaktı niyetim ama bir türlü yapamadım. O arada onayladım teklifini.
Daha önce söylemediğim için özür dilerim. Bana kızıyorsun biliyorum ama ben uzun zaman sonra ilk defa bu kadar iyi hissediyorum."

Ne diyebilirdim ki bu saatten sonra? O kararını vermişti. Adamın evlenme teklifini kabul etmişti. İş ciddiydi. Babam öldükten sonra her şeyini bana adamış ve kendinden çok ödün vermişti. Şimdi mutlu olma sırası ondaydı. Buna karışma hakkım yoktu ki.

"Pekala. Tarih belli mi? Ne zaman evleniyorsunuz?"

Annem yavaşça başını onaylar anlamda salladığında oturduğum koltukta geriye yaslandım. Öğrenmesem ne zaman söyleyecekti merak ediyordum. Evlilik cüzdanını mı gösterecekti yoksa.

"Bir hafta sonra, bugün. Sade bir nikah olacak. İstemiyorsan katılmayabilirsin."

Katılmamak için bir sebebim yoktu. Hem yeni ergen gibi davranıp annemin mutluluğunu kursağında bırakmak istemezdim.
Annem tanıyıp sevdiyse, adam bir şeye benziyor olmalıydı. Meraklanmıştım şimdi. Kesin her şeyi çoktan konuşmuş ve anlaşmışlardı.
Tanrım! Keşke daha önceden haberim olsaydı.

"Önce bunları bir boşverelim. Sen ayrıntıları anlat bana. Kim kimin evine yerleşecek, adam zengin mi, evlenmiş mi, çocuğu var mı, evlendiyse eski eşine ne olmuş, şu an ne iş yapıyor vesaire."

Billionaire | MarkHyuckUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum