•31•

1.1K 60 36
                                    

İki gün sonra:

Rüzgar o gece beni öylece bırakıp, ardından eşyalarını apar topar toplayarak sessizce evden çıkmıştı.

Ablamların hiçbir şeyden haberi yoktu, iş için acilen babasının yanına gitmesi gerektiğini söylemek zorunda kalmıştım.

Çünkü ablamla son günlerimi onunda keyfini kaçırarak geçirmek istemiyordum.

Üstelik minik Alya'nın, Rüzgar'ın yaptıklarına kalbi dayanamazdı. Onu masallarındaki prenslerden biri sanıyordu, benim gibi hayal kırıklığına uğraması en son isteyeceğim şeydi.

Onlarla son günlerimi elimden geldiğince hiçbir şey yaşanmamış gibi geçirmeye çalıştım.

Rüzgar'ın taktığı yüzüğü çantamda saklayarak günlerce beklettim.

İstanbul'a döner dönmez ilk işim ona geri vermek olucaktı.

***

Ablam ona aldığımız elbisesini giyinmişti beni uğurlamak için, çok güzel gözüküyordu.

Kaya eniştem çok şanslıydı, onun kadar güzel bir kadına sahip olduğu için.

En azından ablama kavuşmuştum, gerisinin bir önemi olmamalıydı.

Kaya eniştemle ikisine ters bakışlar attım.

"Bakın, söz verdiniz. Sizde geliceksiniz!"

"Eveyt!" Diyen Alya'ya doğru eğilerek minik parmaklarından öptüm.

"Seni çok özliyicem teyzecim. Okullar tatil olur olmaz gel, söz mü?"

"Söj." Ona sıkıca sarıldım ve ağlamamak için kendimi zor tuttum.

"Teşekkür ederim her şey için."

Ablam gülümseyerek sırtımı sıvazladı.

"Biz teşekkür ederiz, buralara kadar geldiğin için. Üstelik bu elbiseye bayıldım!"

Onada sıkıca sarıldıktan sonra Kaya enişteme döndüm.

"İstediğin zaman gelebilirsin, ikinizde."

Rüzgar'dan bahsedilmesi yine huzurumu kaçırmaya yetmişti ama belli etmemeye çalıştım.

"T-Tabi, geliriz."

Benim bineceğim uçağın anonsu yapıldığı sırada onlara el sallayarak telaşla valizlerimi peşimden sürükledim.

Uçağa bindiğimde başımı cama yasladım. Yol boyunca tek düşündüğüm şey yine o olmuştu.

Neden bu kadar sinirlendiğini bile anlamıyordum.

Evet, normal insanlar böyle bir şeye fazla tepki gösterirlerdi ve sonu ayrılığa doğru giderdi.

Ama o normal değildi, kendisi daha önce bir çok hata yapmıştı. Ben ona her ne kadar kızsamda en sonunda yine onun yanında bulmuştum kendimi.

O da pişman olur muydu?

O pişman olsa bile ben onu affetmeyecektim bir süre. Resmen beni yüz üstü bırakmıştı ve hiçbir şey demeden gitmişti.

Üstelik en kötüsüde artık Rüzgar'ın elinde dördümüzünde kozu vardı.

Başımız belaya girmezdi çünkü bu durumu kanıtlayacak herhangi bir delil yoktu.

Cehennem MeleğiWhere stories live. Discover now