0.4

317 128 111
                                    

28 Kasım 1933

"Prenses Anthea ." Anthea duyduğu sesle midesinde kelebekler uçuşmasına rağmen donuk ifadesiyle ona yaklaşan komutana döndü. Elindeki bıçağı indirip karşısındaki komutana selam verdi. "Komutan Yuta hoşgeldiniz." Anthea tüm gün odasında kafa patlattıktan sonra bahçede talimlerine başlamıştı. Uzun zamandır talim yapacak en ufak bir boş zaman bulamıyordu. Ve nihayet eline bıçağını alıp hedef tahtasına fırlatabiliyordu. Elindeki eldivenlerden tekini çıkarıp komutana doğru yürümeye başladı. O günden sonra her şey daha farklıydı. Yani Anthea öyle olduğunu düşünüyordu. Anthea bıçağını Yuta'ya uzattığında ikisinin yüzünde de rekabetçi bir gülümseme oluşmuştu.Yuta bıçağı memnuniyetle eline alarak hedefe ilerledi. O sırada Anthea da eldivenlerini çıkarıp sandalyeye oturarak hedef tahtasına atışlarını yapan Yuta'ya büyülenmiş bir şekilde bakıyordu.Herkesin bahsettiği kadar vardı Yuta'nın maharetleri. Son bıçağıda hedefin tam ortasına fırlattıktan sonra yüzündeki ukala gülümsemeyle Anthea'ya döndü. "Var mısınız prensesim?" Anthea ya bıçakları uzatırken bahçenin ucundaki Doyoung ve Yuta'nın yardımcıları Jaehyun ve Taeyong'la göz göze geldi. Ve Yuta'nın bilmesi gereken bişey varsa o da Anthea asla mağlup olmazdı. "Rekabeti arttırmak için hedef tahtasının önünde dursak?"Yuta şaşkınlıkla prensese baktı bu kadar rekabetçi olacağını zannetmiyordu.Uzattığı bıçağı kavradığında nasıl olduğunu anlamadığı bir anda bahçe diğer komutanlarla doldu.Anthea bıçakları ustalıkla hedef tahtasına fırlatırken Yuta'ya zarar gelmemesi için dikkatli davranıyordu. Bahçenin ucundan arabaların sesinin gelmesiyle bir anlık dikkati dağılan prensesin bıçağı hedefin ortasında ki komutan'ın yanına isabet etmişti. "Komutan Yuta !" Anthea olayın etkisini hızla atlatmış yere düşen komutana doğru koşmuştu. Bir köşeye fırlattığı en sevdiği bıçağı bile en küçük bir önem taşımıyordu. Yuta kafasını kaldırıp yüzündeki ufak gülümsemeyle prensese baktı. "Tebrikler prensesim siz kazandınız."Taeyong'un hızlı hareketlerle komutanının yanına gelmesi ve takımının yaka mendiliyle kolundan akan kanları temizlemesiyle canının çekildiğini hissetti prenses. Anlayamamıştı nasıl olduğunu. Sadece bir anda dikkati dağılmıştı . Kendini suçlarken kendi komutanlarının bakışlarıyla karşı karşıya kaldı. Hepsi belli etmese de gururlu bir ifadeyle bakıyordu. "Saray doktorunu çağırın derhal." Anthea sesini yükseltip bağırdığında Yuta'nın yanına çöktü. "Yemin ederim bilerek olamadı özür dilerim." Defalarca sadece Taeyong ve Yuta'nın duyacağı şekilde fısıldamış ellerini kolunda ki yarada gezdirmişti . "Sorun değil Prensesim benim hatamdı."Yuta kısa kelimelerle kestirmiş Taeyong'a tutunarak ayağa kalkmıştı. Komutanlar usul usul uzaklaşırken onlar dışında sadece geride Doyoung, Jaehyun ve Taeyong kalmıştı . "Özür dilerim tekrar komutan." Bir kez daha fısıldadığında saray doktorunun koşarak yanlarına gelmesiyle uzaklaştılar birbirlerinden. Anthea'ya bir anlık dikkatinin dağılması pahalıya patlamıştı. Sarayda en ufak bir ses bile duyulmazken Anthea hızlı adımlarla misafir odalarını takip etti. Yuta'nın olduğunu anladığı odanın önüne geldiğinde kapının önündeki Taeyong'u nasıl aşacağını düşündü bir süre. "Bir su içip geleyim." Taeyong kendiliğinden kapıdan uzaklaştığında Anthea şaşırsa da hızlı adımlarla kapıyı aralayıp içeriye girdi. Kendi odasına oranla küçük olan bu oda biraz daha kırmızı tonlarında döşenmişti. Odanın en uç köşesindeki çalışma masası anladığı üzere Yuta çok dağınık bir insandı. Japonya'da bir savaş çıkmasa da Yuta'nın çalışma masasında her an çıkabilirdi. Yuta hafifçe kıpırdandığında araladığı gözleriyle karşısındaki bedenin kim olduğunu anlamaya çalıştı. "Taeyong sen misin?" Uyku sersemliğiyle boğuk çıkan sesi her ne kadar Anthea'yı heyecanlandırsa da şu an daha önemli şeyleri vardı. Defalarca özür dilemek gibi. "Prenses Anthea." Yuta şaşkınlıkla konuştuğunda hızlıca toparlanmaya çalıştı. Anthea ise hızlıca yanına varmış durması için ellerinden tutmuştu. "Burda ne işiniz var?" Yuta'nın yeni uyandığı için hala boğuk çıkan sesi Anthea'yı gülümsetmeye yetmişti."Özür dilemek için geldim." Ellerini hafifçe yaranın olduğu kola sürdüğünde yüzünde ki sahte gülümsemeyi kaybetmemeye çalıştı. "Özür dilerim Yuta." Kafasını kabuk bağlamış yaranın olduğu kola koyarak içine doğan ağlama hissini dizginlemeye çalıştı. "Özür dilerim Yuta." O gece kaç kez öylece mırıldandı ikisi de sayamadı. Birbirlerini izlerken teslim ettiler kendilerini beraber olacakları rüyalara. Elleri birbirlerine kenetliyken.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oy verip yorum yapmayı unutmayın.Umarım beğenirsiniz💖
Teşekkür ederim her şey için💞
nojamlee
80lerden1yazar
_xiria

pikachu6832

SySisi

kelebeklerden
NEOZONER

Saudade [Nakamoto Yuta]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin