1.Ölü Kent

124 8 18
                                    

Merhabalarr iyi okumalar <3

7 Aralık 2003

Ali ile apartmanın bir alt sokağında bulunan parkta oynuyordu. Hiçbir şeyden habersiz bir şekilde salıncakta sallanıyordu.
Ayaklarını kaldırdı aynı anda kollarını açtı ve dedi:
"Daha hızlı Ali. Yıldızlara uçur beni." kahkalar arasında.
"Hızlı sallıyorum zaten Su. Kollarım ağrıdı birazda sen salla ben..."
"Biraz sonraa" Gözlerini kapattı ve akşamın tadını çıkardı. Ne kadar mutluydu,huzurluydu. Olmasını istediği her şey olmuştu. Olmaya da devam edecekti.
Aniden gözlerini açtı "Ali, Ali durdur beni çabuk" dedi. Panik bir sesle. Salıncağın kenarlarından tutup durdurdu. Ali, nefes nefese "N'oldu Su?" dedi.
Salıncağın korumasını kaldırdı, "Matematik ödevimi yapmayı unuttum"
"eee n'olmuş sonra yaparsın." dedi Ali.
Su yerinden kalktı "Olmaz akşam yemeğinden sonra yaparsam babamla evcilik oynayamam ki."
Şu 9 yaşında en büyük derdi babasıyla evcilik oynayamamak korkusuydu.
2 dakika sonra olacakları kim bilebilirdi ki?
Ali salıncağa oturup korumayı indirdi. "Beni salla ondan sonra gideriz beraber olur mu?" irice gözlerini açıp sormuştu.
Kız yanaklarını şişirip " Of tamam"
Salıncağın arkasına gitti ve var gücüyle itti. Bir anda sanki yerin sallandığını hissetti ama anlamazdan geldi içinden 'Yer nasıl sallanacak ki?' dedi.
"Biraz daha hızlı Su"
"Hızlı zaten Ali" dedi nefes nefese " Ben senin kadar güçlü değilim"
Yer bir daha sallandı. Sallanmasıyla salıncak da sarsıldı.
" Ya ben seni sallamadan salladım. Niye böyle yapıyorsun ki?" dedi.
Çocuk sitemkar bir sesle
" A-Ali ben bir şey yapmadım yer sarsıldı." açıklama amacı taşıyan titrek bir sesle kendini anlatmaya çalıştı.
"Su sallamamak için ba-"
Çocuk lafını tamamlayamayan yer tekrardan durmazcasına sallandı.
İki çocuk korkudan titreyen ve irileşen göz bebekleriyle birbirlerine baktı. Nefes alma sırasında oksijenle beraber toz ve dumanında içlerine çektiler. Ali hızlıca korumayı kaldırdı.
" A-Annem" dedi.
Hareket etmek için adımladıklarında sarsılan yer iyice şiddetlendi ve karşılarındaki bina sağa sola sallanmaya başladı. Bir dal misali.
O an iki çocuk şok içerisinde arkalarına bakmadan koştu,koştu,koştu taki yorulana kadar. Ciğerlerine oksijen girmeyip adım atacak güçleri bitene kadar.
Kız hıçkırıklar arasında "A-Annem, b-babam nerede? Onları istiyorum." dedi.
Ali de ağlıyordu. "B-Babamı istiyorum."
Oğlan geldikleri yolu bir daha gitmek için adım attı. "Babam, babamı istiyorum, annemi, ayıcığımı,oyuncaklarımı."
Sayıklıyordu, sallanan şehre inat.
"Ali nereye gidiyorsun? Bırakma b-beni" dedi kız  titreyen sesle. Gözlerini sildi adım atmaya mecali kalmamıştı olduğu yere oturdu.
Tekrardan bağırdı, " Alii, gitme!" dedi. Gitmeliydi. Onunda gitmesi lazımdı. Ailesini bulması lazımdı. Yalnız olmamalıydı.
Ayaklandı. Hızlı hızlı adımladı. Bacaklarına isyan edercesine yürüdü.

Ali ile aralarında 10 metre kadar mesafa vardı. Başı sürekli neredeyse yerdeydi. Moloz yığınları, çığlıkları, bağrışları duymazdan gelip Ali'yi takip etti.
Başını yukarı kaldırıp Ali'ye baktı.
~Ali yoktu. ~
Telaşla etrafına baktı.
"Alii" diye bağırdı.
Ses yok. Sesler verdı ama onlar çocuğa ait değildi. ~Şimdi Ali'de mi gitti? ~
Arkasına bakmadan oradan uzaklaştı. Ailesi neredeydi acaba;ölmüşler miydi, hayattalar mıydı? Onların yanında olmak istiyordu ama nerde olduklarını bilmiyordu.
Kaldırıma oturdu. Ağlıyordu, çünkü elinden başka bir şey gelmiyordu. Gözlerini kamaştıran ışığı daha net görmek için yüzünü koluna sildi.
Ayağa kalktı. Aracın içinden bir adam çıktı. Yavaş yavaş yaklaştı, dizlerinin üzerine çöküp kızla yüz yüze geldi.
"Küçük kız"
Kız başını eğdi.
"Gel, sana yardım edeyim."
Başını iki yana salladı.
"Neden? "
"Seni tanımıyorum. Annem tanımadıklarına konuşma dedi."
"Ama şu an sana ne annen ne de baban yardım edebilir."
Kız onaylarcasına  başını salladı.
" Şöyle yapalım benle gelirsen sana bir sürü oyuncak alırım."
Başını olumsuzca salladı, ısrarla.
"Gel gidelim burdan küçük kız. " öksürdü adam.
"Tozları yutmak istemezsin değil mi?"
Kız başını kaldırıp adamı inceledi. Yüzünün kırışık kırışık olduğu üzere 40-50 arası olmalıydı. Zayıf bir şeydi.
Siyah beyaz saçları, kemik gözlükleri, siyah takımı ile bir centilmene benziyordu.
Adam tekrardan öksürdü o sırada bir yıkım sesi daha geldi. Bir ölüm daha.
Kız başını salladı "Gidelim amca." son bir kez arkasında bıraktığı semte baktı.
Fısıldayarak, hıçkırarak bir damla daha yaş akıtarak
"Elveda anne, elveda baba, elveda Ali." iç çekti.
"Cennette görüşmek üzere. "
Arabanın içine girdi.

İTİZAR ~ RİYA Où les histoires vivent. Découvrez maintenant