"Aybalam bişey istiyor musun?" dedi Elif ağzındaki şeyi yutmaya çalışırken. İstemedigimi söyleyerek tam oturuyordum ki Tarihçi Belgin Hoca elinde peçetesiyle meydanda belirdi. Temizlik hastalığı vardı ama bir peçeteyle burnunu siler sonra aynı peçeteyle kapı kolu, defter, kalem ve sonra öğrencilerin kulağını tutardı.

"Haydi herkes bahçeye sonra tıkınırsınız çabuk çabuk " diye bağırmaya başladı. Hepimiz beraber bahçeye geçtik ve kurbanlık koyunlar gibi beklemeye başladık.

Okulumuzda yüksek puanlı öğrencilerin bulunduğu bir sınıf vardı "Proje Sınıfı"
Onlara her zaman müsamaha gösterirlerdi ve yine olan olmuştu
Proje sınıfından bir kız eşorfmanla okula gelmiş ama nedense ceza almadan sınıfına geçmişti. Melek:

"Gördünüz değil mi yarın okula sabahlıkla gelmeyene Mehmet Ali hocanın gülüşünü izletsinler" "dedi. Mehmet Ali hoca gerçekten de çok kötü gülerdi.

Bir zaman sonra sıra bizim sınıfa geldi ama Müdüre Hanım beni tutarak

"Sende rimel var" dedi Gözlerinde hiç bir şey yoktu. Doğal güzellik suç mu?

"Hayır hocam yanılıyorsunuz bend..." sözümü keserek

"Ben size kaç defa diycem ben herşeyi görürüm görmem sanıp sürmeyin diye " dedi. Leyla Hoca resmen bir golü atmam için önüme top vermiş kaleyi ise boş bırakmıştı.

" Herşeyi gören gözlerinizin neden Projedeki Kübra'nın eşorfmanla geldiğini görmediğini söyler misiniz? " dedim kızlar bana vurdu gol oldu der gibi bakıyorlardı hatta Elif "Budamı gol değil" dememek için kendini zor tutuyordu. Leyla Hocanın karşısında konuşmak gerçekten yürek istiyordu.

Sabah rutinimi de atlatarak sınıfımıza girmiştik. Her zamanki gibi etrafa yayılan parfüm kokusu nefes kesiyordu. Kız okulu olmak bu açıdan zordu. Hemen duruma el atarak pencereyi açtım ve görevimi yapmaya koyuldum.

"Sahsiyetleeeer susun ders Ceza'ya bak valla hepimizi rep yağmuruna tutar." dedim herkes buna maruz kalmamak için sustu.

Bahsettiğim Ceza tabiki rapçi Ceza değildi. Edebiyat öğretmenimiz artı sınıf öğretmeni Fatma Çakır. Namı değer "MAMINI" Mamını yani Fatma Hoca ders işlerken çenesi yorulmadan hiç susmadan ders işler, not tutturmaz, bize okutmaz sadece çok hızlı ve seri bir şekilde konuşurdu. Konuşurken biriyle göz teması kurdu mu o kişinin iliğini sömürene kadar tıpkı Tarkan Altın Eyerdeki Goşa gibi bir süre sonra öğrencileri etkisi altına alırdı. Buna rağmen onu çok severdik çünkü çok merhametliydi.

Evet sınıf şu an susmuştu. Sonunda hoca geldi ve nefes almadan derse girişti. Bende Elif'in yanındaki yerimi almıştım. Nefes almıyordu. Sonunda gözleri benimle buluştu hiç susmuyor yüzümü hangi yöne çevirsem o yöne bakıyordu. Kızlar benim için çok üzülüyorlar ama arkadan kıkırdama sesleri de gelmiyor değildi. Sonunda Goşa'nın tesiri altına girmiştim. Kafamı bile kıpırdatmadan 40 dk boyunca öylece hiçbir şey anlamadan anlamış gibi yaparak, kafa sallayarak kalakalmıştım.

Hoca konuşurken sanki Ceza'nın Holocaust şarkısını söylüyordu.

Bana bi bakınız
Akınız undergroundu kafanıza takınız
Yakınız aleve veriniz her yeri
Holocaust'u görünüz gösteriniz
İste bu hipap gösterimiz yo
"Allah okulun Cezasını verdi"
Ma ma ma ma ma ma ma ma ma ma ma mikrofon şhow...

Sonunda ilk ders bitmişti. Bir yanda hocanın sesi diğer yanda Ceza'nın repi beynim iyice yanmıştı. Kızlar yanıma gelerek:

"Nefes alıyor mu bi kontrol edelim mi bunun nefesini de almıştır Mamını " dedi Adeviye bana bakarak

"Beynim yandı yaa! Hiç susmadı hayat enerjimi emdi sabah sabah" dedim şaşı gözlerle kızlara bakarken

"Kızlar yetenek yarışmasına çok az kaldı. Çalışıyoruz ama bakalım geçebilecek miyiz diger okulları." dedi Dilek.

Ela gözleri pırıl pırıl patlıyordu. Şirin ses tonuna nispeten sert yüz hatları koyu pembe dudakları vardı. İkizi gibi kapalı ve çok konuşkandı. Çekici bir kızdı. Melek'e nazaran daha sinirliydi ama bunu hep saklardı. Yuvarlak gözlükleri ona çekici bir hâl verirdi.Sinirli olmasına rağmen oldukça merhametli ve dertleşmek için doğru bir insandı. Her zaman her duruma Melek gibi bir cevabı vardı. Hiçbir şeyden kormazdı.

"Tabikisi de geçeceğiz ama daha sıkı çalışmamız lâzım. Zaten Melek'te bu ses Aybalam'da bu şiiri aşkı Dilek'te bu hazır cevapçılık Elif'de bu oyunculuk becerisi Adeviye'de bu diksyon bende de bu tanıtım olduğu sürece bizi asla geçemezler.

Betül'ün sadece ses tonu değil kendisi de çok zayıftı. Kumral saçları buğday bir teni vardı. Yalancı haber yapmaya bayılırdı. Uzun boylu ve açıktı.Kendini asla ezdirmez kavgaya bayılırdı. Çok kırılgan bir yapısı olduğundan onunla konuşurken dikkat etmeye çalışırdık. Tabi etmezdik.

"Aynen bebekim okulun diğer kızlarıyla da ittifak kurarsak oldu bu iş" Şiir okumayı da çok seviyordum. Belki bu benim için bir fırsat olabilirdi. Tiyatroda zaten hepimiz çok iyidik.

Ben tam hayallere dalmışken Adeviye beni dürterek.

"Aybalam sen benim yanıma gel en arkaya yoksa bu senin bütün hayat enerjini alacak. Hadi buna izin vermeyelim pılını pırtını topla ve gel arkaya kurtuluş orada" dedi.

"Aman Allahım Nuh'un gemisi mi o uzaktaki yoksa. Hemen gidelim Adeviyem"dedim

"Haydi bu Titanikten çık ve kurtuluşa er " dedi hepimiz bir kahkaha attık. Bir şeyleri abartmassak olmazdı.

İkinci ders başlamıştı. Ben en arkada oturuyordum. Hocanın beni görmesi imkansızdı çünkü önümde bayan sırık Hâle vardı. Ben böyle düşünürken Fatma hoca beni görebileceği kordinesini ayarladı ve yine göz göze geldik "Offfff olamaz"

Bir ders daha öyle geçmişti. Dilek sadece yarışmadan bahsediyordu. Melek bir yandan şarkı söylüyor bir yandan oynuyordu. Elif yemek yiyor Adeviye ise kitap okumaya çalışıyordu. Betül uyumuştu. Bense sırada tepe takla duruyor sınıfı izliyordum.

Gün böyle kızlara çemkirerek sınıfı sinir ederek yarışmayı konuşarak geçti gitti. Ve okul çıkış nihayet gelmişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 14, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

HIZLI VE LİSELİWhere stories live. Discover now