"Çağan!"

Sitemkar bir şekilde çıkan sesimle suratımı asmış ve salonun kapısına yaslanarak ona bakmıştım.

"Ne var?"

"O kadar taşıdın, bir mutfağa bırakamadın mı poşetleri?"

"Sonra hallederiz Betül. Gerçekten çok yoruldum."

Üstünü bile çıkarmadan koltuğa yayılması beni rahatsız ettiği için odaya giderek ona eşofman ve tişört çıkarmıştım. Sonra da geri salona dönüp ona uzattım.

"Al bunları giy de yat. Dışarının tozuyla yatma."

Uzattığım kıyafetlerden sonra bir de bana bakış atmış, sonra da kalkarak elimdekileri almıştı. Ben de o banyoda üstünü değiştirene kadar mutfak ihtiyaçlarını yerleştirmiş, bana alınanları odaya götürmüştüm.

"Aç mısın?"

Üstünü giyindiğini gördüğüm de ona doğru seslenmiş peşinden salona geçmiştim. Ama o bana bakmak yerine geri eski yerine yatmıştı.

"Geç yedik zaten, hiç zahmet etme. Sen açsan ye bir şeyler."

"Bu gece de orada mı yatacaksın?"

Sorduğum soruyla dönüp bana baktı ve gözlerini kıstı.

"Yan yana mı yatalım istersin?"

"Sen bilirsin."

Ağzımda gevelerken yavaşça doğrulup kalktı.

"Yani sana fark etmiyor?"

Soru sorarcasına çıkan ses tonuma omuz silktim. Eğer odasına gelip yatmak isterse sesimi çıkaramazdım.

"Bak benim işime gelir. Bu koltukta yatmaktan bir yerlerim tutulacak çünkü. Ama sen istemezsen de saygı duyarım. Bir anda bir yabancıyla yatmak istemezsin. Hele de bir erkekle..."

"O yabancı benim kocam, o erkek de helalimse eğer, alışmam gerekiyor değil mi?"

Orada rahat edememesinden kendimi sorumlu tuttuğum için çekinerek söylemiştim. O da ayağa kalkıp yanıma gelirken dibimde bitmiş, çenemden nazikçe tutarak kendi gözlerine kaldırmıştı.

"Emin misin? Eğer istemiyorsan gelmem."

Kalın ama bir o kadar da nazik ses tonu etkilercesine çıkmış ve benden cevap bekliyordu. Ama ne de olsa bir gün beraber yatacağımız için ona şimdiden işkence etmek istemiyordum. Üstelik yarın okula gidecekti ve sınav haftası olduğunu söylemişti. Şu sırada gidip de koltukta rahat edemezdi.

"Burada rahat edemiyorsun ki. Gel işte."

Çenemdeki eli yanağıma giderken elim ayağıma dolanmış, gözlerimi kaçırmıştım. Şuan nasıl bu kadar yakınlaşabilmiştik?

"Utanınca yanaklarının al al olması yerine, gülünce çıkan o çukuru tercih ederim."

Yanağımda gezen eliyle ateş basarken, kulaklarıma kadar kızardığıma emindim. Bana bu şekilde dokunması ne kadar güzel bir his de olsa, yine de çekiniyordum.

Cümlesinde bahsettiği gamzem, bugün oradan öptüğünü hatırlatırken daha da heyecanlandım. O anda da çok garip hissetmiş sebepsizce mutlu olmuştum.

"Ben odaya geçiyorum o zaman."

Eli yavaşça yanağımda aşağı kaymış, benden ayrılırken zaten gözlerine bakamıyordum. Benden uzaklaştığında da arkamı dönmüş ve elimi yelpaze gibi yüzüme sallamıştım. Bu yakınlık bile bana fazlaydı.

Mecbursun SevmeyeWhere stories live. Discover now