Adamlar ise benim bu tavrım karşısında afallamış "Deli lan bu kız hadi gidelim yoksa bizi öldürecek." dediler ve kaçmaya başladılar.

Adamlar gözden kaybolduktan sonra çocuk masanın altından çıkıp; "Teşekkür ederim hakkını nasıl öderim bilmiyorum." dedi ve yavaşça kapıya doğru yürümeye başladı.

"Hooop sen bir dur bakalım. Ne yaptın da bu adamlar seni yakalamaya çalışıyor?" dedim sorgularcasına.

"Hiiiiç hiçbir şey, sadece düğünden kaçtım." dedi ve yoluna devam etti.

Bende koşarak yanına gittim ve önünde durup "Bir insan nasıl düğününden kaçar aptal mısın oğlum sen." dedim ve yüzüne bakmaya başladım.

"Sevmediğin birisi ile evlendirilsen sen de kaçarsın." dedi üzgün çıkan ses tonuyla.

Sonrasında etrafta aval aval yürümeye başladı. "Hey kibarcık senin gidecek bir yerin var mı? "

"Hayır yok." dedi gözlerinin içi parlıyordu. Biraz sonra babam geldiğinde nasıl açıklayacaktım pek bilemesem de; " Bizim dükkanda biraz kalabilirsin." dedim.

Çocuk sevinçle bana sarıldı ve etrafında döndürmeye başladı.
Ben zor da olsa çırpınarak kollarından kurtulmuş suratına da okkalı bir tokadı yapıştırmıştım.

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun. Eğer bana bir daha dokunursan bu adamların yapamadığını yapar seni öldürür onlara veririm." dedim ve hızla dükkana girip koltuğa oturdum.

Çocuk ise koşarak yanıma geldi ve;" sen ne aksi bir kızsın böyle, sadece sevindiğimden yaptım ama sana bir daha dokunmam söz." dedi ve karşıda duran tabureyi çekip tam karşımda oturmaya başladı.

Biraz sonra telefonum çaldı cebimden çıkarıp baktığımda arayanın annem olduğunu görüp telaşla çocuğa döndüm ve;" Sakın konuşma yoksa kendini kapının önünde bulursun." dedim ve telefonu açtım.

"Alo efendim anneciğim."

"Kızım baban yemeği fazla kaçırdı dükkanı sen kapatırsın o biraz uyusun dinlensin." dedi sessizce.

"Peki anneciğim olur öptüm." dedim ve telefonu kapattım.

"Ne oldu?" dedi çocuk merakla.

"Sanane" diye cevapladım sorusunu. Çok meraklıydı aynı zamanda biraz Fatma Teyzeye de benziyordu. Acaba Fatma Teyzenin kayıp oğlu falan mıydı.

Ben düşüncelere dalıp gitmişken o çocuk yanıma gelmiş elini uzatmış bir cevap bekliyordu.

"Eee benim adım Doğu senin adını söylemeyecek misin?"dedi ısrarla.

"Benim adım da git başımdan." Memnun oldum dedim yalancı bir gülümseme ile.

"Bende memnun oldum git başımdan." dedi ve kahkaha atmaya başladı.

"Şşşşşt sus şimdi birisi görecek seni." dedim azarlarcasına.

Doğu denilen çocuk susup yerine iyice yayılıp beklemeye başladı.

Biraz sonra koşarken çok yorulmuş olacak ki uyuya kaldı.

Yerimden kalkıp hem üzerine örtmek için bir şeyler bakınmaya hem de babamın dağıttığı yerleri toparlamaya başladım.

 DİKKAT! DAMAT KAÇABİLİR  (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin