🐽 0.5

1K 81 8
                                    

Arın salağını caddenin karşısından izliyordum. Son attığım mesajı gördüğünde biraz mal olup etrafına bakındı ancak klübe doğru yürümeye devam etti. Okuldan ortak bir arkadaşımızın doğum günü vardı ve burada kutluyordu. Arın içeri girerken beklemekte olduğum arkadaşım telefonla olan konuşmasını bitirdi ve koluma girdiği gibi karşıya geçmek için adımlamaya başladık. Yayalar için yeşil yanan ışığa bakarak bu akşamın güzel geçmesini diledim. Bora -doğum gününü kutlayacak olan arkadaşım- oldukça yakınımdı ve Ceren'in -şuan koluma girmiş olan en yakın arkaşım- sevgilsiydi. Onları sonsuz kez şipliyordum o yüzden aralarını ben yapmıştım. Hayatımda ilk ve son kez yaptığım çöpçatanlıktı çünkü Ceren Bora'ya kızdığı zaman "Sen sardın bu çocuğu başıma!" diyerek bana yükseliyordu.

Kapıda duran görevliye isimlerimizi söyledikten ve o da davetli listesinden isimlerimizi gördüğü gibi kenara çekilip bize yer açtığında o hiç sevmediğim ortama giriş yapmış olmuştuk. Gerçekten, doğum günü bu yahu. Neden tatlı tatlı kutlamak varken iç ve kus partisi yapıyoruz ki.

Bora bana göz kırpıp yanımda duran çıtıra sarıldığında onlara arkamı dönüp diğer kız arkadaşlarımla selamlaştım.

"Çok güzelsin, nefret ediyorum senden!" diyerek bana sarılan Sıla'ya "Ben de seni çok seviyorum," diyerek karşılık verdim. Parfümü çok hafif ve hoş kokuyordu.

Ardından sırayla Bersu ve Çiğdem ile de selamlaşarak aralarına oturdum. "Ceren manitayı görünce hepimize satış koydu." dedim ortalıkta olmayan arkadaşıma çamur atarak.

"Öyle valla, ama çok tatlılar." dedi Çiğdem hayallere dalarken "Allah'ım nolur benim de karşıma hayallerimin erkeğini çıkar. Mümkünse bu akşam..."

"Hayallerimin erkeğiyle bir barda tanışmayı Allah'ım lütfen." diyerek hepimizi güldürdü Bersu.

"Bana bu akşam Arın gelip bir göz kırpsa o bile yeter..." diyen Sıla ile derin bir nefes aldım. "Ne Arın'ı ya, sizi üzecek insanlara bu kadar hayranlık duymayın lütfen. Üzülüyorum arkadaşlarım için sonra. Nefret ediyorum o çocuktan. Valla sizi isterse vermem, şimdiden söyleyeyim."

"Sorry, Arın'ın Helen'in erkek arkadaşı olduğunu unutmuşum." diyen Sıla ile kıkırdamaya başladılar. Ben ise sinirden kızarmıştım. "Ne alakası var ya!? Nefret ediyorum diyorum o çocuktan. Keşke terk etse bu dünyayı o geri zekalı."

"İşte o yüzden diyorum ya güzelim." dedi Sıla bana dönerek. "En büyük aşklar nefretle başlar sözüne dayanırsak sen sırılsıklam aşık oluyorsun Arın'a."

Histerik bir şekilde kahkaha attım.

"Yok artık daha neler!"

"Ya düşünsenize," diye araya girdi Çiğdem. "Arın ve Helen evleniyorlar. Bebekleri var iki tane. Hatta üç. Nolur bir sürü yapın, sizin genleriniz çok kıymetli. Küçük Yunan Tanrıları doğurursunuz valla."

Sinirle tısladım. "Arın'la evlenmek imkansız listemde iki numara. Eğer onunla evlenirsem o çok beklediğini Yunan Tanrılarını Arın'a doğurturum." Söylediğim şeyle birlikte kahkaha atan kızlar ona olan nefretimi küçük bir oyun zannediyorlardı.

"Kanka, unutma ki Arın da değişebilir."

"Arın'ın değişmesi-"

"Biliyorum biliyorum, imkansız listende dört numara." diyerek dalga geçti Bersu benimle.

"Onu demeyecektim. Arın'ın değişmesi hiçbir şeyi değiştirmez. O bana bakmaz bile. Kaldı ki baksa ben ona hala bakmıyor olurum."

Kızlar inanmayan ama beni geliştiren bakışlar atıyorlardı. Oflayıp yerimden kalktım. "İçecek almaya gidiyorum ben. Ne istiyorsanız söyleyin ki size de getireyim."

Ugly ➳ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin