Daha fazla laf anlatmaya nefesim yetmediğinden kabul etmiştim.

Nasıl olsa fikrimi değiştirmem Fenerbahçe'nin sol bek bulma ihtimalinden daha azdı.

"Düne göre daha iyiyim inan. Kafamı boşaltmaya çalışıyorum bir şekilde."

"Emin misin Dila? Sözleşmeyi feshetme işi falan. Biliyorum çok yıprandın ama ne kadar şikâyet etsen de bu menajerlik işini sevmiştin sen. Hem moderatörlüğü de çok istiyordun..."

Yattığım yerden tamamen doğrulduğumda örtünün desenleriyle kesişiyorduk.

"İstiyordum ama bu saatten sonra kabul edemem Gökçe. Bana yakışmaz. Bilmiyorum ne nasıl olacak ama şu an bunlarla boğuşmak için cidden çok yorgunum. Sadece birkaç gün dinlenmek istiyorum. Sonrasına dönünce bakarız beraber."

Bu kez sesli bir nefes veren taraf o olmuştu.

"Öyle olsun bakalım. Ama şunu bil ben hep yanındayım."

Gülümsemem genişledi.

Biliyordum.

"Seviyorum kız seni."

"Ben de seviyorum ama şu Bora işini bağlarsan daha çok sevebilirim aşko."

Görebilecekmiş gibi gözlerimi devirdim.

"Kapatıyorum Gökçe, hadi bay bay."

"Diloş dur dur, önemli bir şey diyeceğim."

Allah'ım gerçekten daha fazla olumsuzluk kaldıramam.

Kaşlarım istemsizce çatıldı.

"Kötü bir şeyse söyleme valla gerek yok."

Bir an duraksayıp düşündü.

Dudaklarını kemirdiğini tahmin edebiliyordum.

"Yani bakış açına göre değişir tabi..."

Gözlerimi yumdum.

"Yolla gelsin."

"Sabah gazeteciler gelmiş senin eve. Sizin görevli Rıza Abi aradı beni, sana ulaşamamış. Dila Hanım yok dediyse de dinletememiş adamcağız. Beni çağırdı."

Durup dururken magazin malzemesi de olmuştuk çok şükür.

Sırada ne vardı acaba?

"Ee sen ne yaptın?"

"Ne yapacağım, ben Dila Aral'ın avukatıyım diye havalı bir giriş yaptım. Onlar da birkaç fotoğrafımı çekmek istediler..."

Parmaklarım alnımı bulduğunda ağır ağır sıvazladım.

"Kabul etmedim de."

"Manyak mısın kızım sen! Tabi ki de kabul ettim. Ama bir görsen Dila... Kesin fıstık gibi çıktım var ya. Ay hatta dur sonra da muhabirlerle selfie yaptık atayım sana hemen."

Ciğerlerime çektiğim nefesi gürültüyle verdim.

"Kapat Gökçe, kapat."

Cevabını beklemeden aramayı sonlandırdığımda anında düşen bildirimle Gökçe'den gelen fotoğrafı açtım.

Küçük çaplı bir kameraman ve muhabir topluluğunun önüne geçmiş sağ elinin dışını çenesine yaslamıştı.

"Magazinlere düşme keyfi"

Yüzümde saçma bir gülümseme peyda oldu.

Seni seven birilerinin olduğunu bilmek en çok böyle zamanlarda insanı iyi hissettiriyordu.

SAHTE DOKUZWhere stories live. Discover now