6.Bölüm🌙| Kütüphane

Start from the beginning
                                    

"Selam!"

Tanıdık sesle beraber arkama döndüm. Bu Adrien'dı.

"Selam!"

"Bunu almaya çalışıyordun sanırım."

"Evet. Teşekkür ederim."

Kitabı uzattı. Aldım.

"Ne işin var burada?"

"Ders çalışmaya geldim. Sen?"

"Bende."

""Zaten kütüphanede başka ne yapılır ki?""

Ve birden diğer masalardan aynı anda ses geldi.

""Şttt.""

""Afedersiniz..""

Daha kısık bir sesle konuşmaya başladık.

"Madem geldik.. Çalışalım o zaman?"

"Aynen."

Kitaplarımı koyduğum masaya geçtim. Ama bilin bakalım ne oldu?

"Kitaplarım nerede?"

"Hangi kitaplar?"

"Buradaki kitaplar."

"Bu bir şaka herhalde?"

"Anlamadım."

"Aynı kitaplar bana lazım."

İç çektim. Soluğu, kütüphane görevlisinin yanında aldık.

"Çok üzgünüm gençler..."

40'lı yaşlarda bir kadındı kendisi.

"O kitapların şu anda elimizde yedeği yok. Yani var, ama bir öğrenci tarafından alınmış."

""Öff!""

"Siz tanışıyor musunuz?"

Dedi bize tuhaf bir şekilde sırıtarak.

"Ee evet?"

"E o zaman beraber çalışsanıza."

Birbirimize baktık.

""Biz mi?""

"Evet siz. Hem bildiklerinizi birbirinize anlatırsınız. Sizin için de verimli olur."

"Başka çaremiz yok galiba."

"Hadi o zaman."

Masaya geçtik ve çalışmaya başladık.

{**}

"Anlayacağın beynin bölümlerini böyle ayırıyoruz."

"Anladım. Anlattığın için teşekkürler Adrien."

"Rica ederim."

"O zaman gidelim mi?"

Saate baktı.

"Geç bile kaldık."

Kitapları yerlerine yerleştirdik ve kütüphaneden çıktık. Sanki gayet normalmiş gibi bir ara sokağa girdik. Boyut kapılarını açtık.

"Orada görüşürüz."

"Orada görüşürüz."

Gülümsedik ve boyut kapısından geçtik. İkimizde aynı boyuta, fakat farklı yerlere ışınlanmıştık. Ben kendi ülkemin, o kendi ülkesinin köprüsünden akademiye ulaştı. Odamızın kapısının önüne geldiğimizde bizi telaşla bekleyen iki kişi ile karşılaştık.

"Neredesiniz siz? Çok merak ettik."

Chloe ve Luka bize endişeli gözlerle baktı.

""Merak etmeyin bir şey yok. Sadece kütüphaneye uğradık.""

""Bu çok tuhaf değil mi?"" Dedi ikiside tuhafça bize bakarak.

Sürekli aynı anda konuşuyorduk..

Gülüştük ve odaya geçtik. Üzerimizi değiştirdik. O sırada dördümüzün de öğretmenleri geldi.

"İyi günler çocuklar."

Bize teker teker baktılar.

"Nasılsınız bakalım?"

"İyiyiz. Siz?"

"Bizde iyiyiz sağ olun. Bi' yarım saat dinlenin. Sonra çalışma başlıyor."

Aynı anda kafa sallayıp gülümsedik. Bize şu kraliyet selamını verdikten sonra odadan gittiler.

"Luka?"

"Efendim Adrien?"

"Bizim hocalar nasıl selam veriyor öyle? Bir elleri arkada diğer ellerini havada sallıyorlar falan."

Bunları söylerken hocasının taklidini de yapmıştı. Güldük. Ben konuşmaya başladım.

"Hele bizim ki? Eteklerini kaldırıp boynunu büküyor falan."

Sanki üzerimde uzun bir etek varmış gibi yapıp onu hafif kaldırdım. Güldüler.

"O zaman madem yarım saatlik molamız var. . Bari bi' yemek yiyelim ama dimi yani?"

Hep beraber mutfağa geçtik ve yemek hazırlamaya koyulduk.


























Biraz kısa bir bölüm oldu farkındayım. Bu kadar oluyor bu kahrolası ders yoğunluğunda. Biraz da sıkıcı olmuş olabilir kabul ediyorum. Ama diğer bölüm daha güzel olacak umarım!

Yeni bölümde görüşmek üzere!

~Lune'

💙

Yasak - Miraculous Where stories live. Discover now