Zalim Anne Yol Gösterdi

44.5K 916 385
                                    


Kirazdan ...

Acı çekmek nasıl bir lütufmuş. Abim kız kaçırdığı zaman şaşırdım, üzüldüm, korktum, telaşlandım ama hissettim. Şuan hissedemiyorum. Acı, sevinç, üzüntü ya da korku duymuyorum. Koca bir boşluk ve hissizlikten başka bir şey yoktu.

Acı hissetmeye bile razıyım. Bu hissizlik ve boşluk beni içine çekiyordu. Odamda tavanı izliyordum. Ağlamam, bağırmam, isyan etmem, bir şeyler yapmam gerekiyordu. Ben ise odamda oturuyordum. Sessiz, ağlamadan, kendi halinde.

Annem içeri girdi. İlk defa kapıyı çalmıştı. Şaşırmam ve dalga geçmem gerekiyordu. Halim yoktu. Sanırım hasta oldum. Biraz halsiz hissediyordum. Daha doğrusu hissetmiyorum.
- Çıkan kararı duydum.
Gelip yanıma oturdu. Yatağın üzerinde ayaklarımı kendime çekmiş, kafamı dizlerimin üzerine koymuştum. Ona bakmadım. Acaba kafamı annemin dizlerine koysam ne yapar ? Çok saçmaydı ama ondan hiç sevgi ya da merhamet görmemiştim. Sanki evde ev işlerine yardım edecek birine ihtiyaç vardı. Annem de parayla tutmak yerine beni doğurmuştu.

Abimleri severdi. Kurban olayım size derdi. Saçlarını tararken nazar değmesin diye dua eder, geç gelince telaş ederdi. Abimler hasta olunca ne yedin ne içtin diye isyan ederdi, başında beklerdi.

Regl sancısından yatakta kıvrılırken kalk evi temizle dediğini bilirim. Misafir gelince abim bana bulaşıklar da yardım etti diye beni dövdüğünü, üniversiteye gidersen hakkımı helal etmem dediğini bilirim ama saçımı oksadığını, halimi hatrımı sorduğunu, benimle mutlu olduğunu bilmem.

- Evlenmek istemiyorsun değil mi ?
Pat diye konuya girince ona baktım. Evlenmek istiyorum anne. Babam yaşında amca dediğim bir adamla evlenmek istiyorum. Sorduğun sorunun cevabı evet. Allahım ya.

Gözlerimi devirip karşı tarafa baktım.
- Seni hiç istemedim ..  kız olacağını söylemişti ebe kadın ... düş diye içmediğim ilaç, atlamadığım yükseklik kalmadı ...
Annemin sesi titreyince kafamı ona çevirdim. Eliyle gözünü sildi. Beni istemediğini biliyordum anne. Bunu bana söylemene gerek yoktu.

Konuşmak istemedim. Söyleyecek bir sözüm de yoktu. Bunlar hep hissettiğim ama kendime konduramadığım bir durumdu.
- Annem on yedi yaşındayken babama vermişler. Önce teyzemle evliymiş babam. Teyzem vefat edince annemi vermişler. Babam çok yaşlıydı, annemi yine de beğenmez, ona kızardı.

Bunları biliyordum. Annem hep anlatırdı. Herhalde benim de kader bu kabulleyim diye üstünden geçiyor.
- Ben gençken biri vardı yanımızda maraba. Bazen gittiğim yola papatya bırakırdı. Bazen ipleri örer yoluma atardı. Ben de onları saçıma takardım kimse görmesin diye.

Anneme anlamaz gibi baktım.
- Bir gün eve geldim. Baban beni istemeye gelmiş. Köklü bir aile diyerek babam da vermiş. Ağladım, isyan ettim. Anneme olmaz dedim. Babam duyunca seni işçiye vereceğime öldürürüm dedi. Ondan sonra ne gördüm ne de haberi geldi.
Gözümden düşen yaşa engel olamadım.
- Babamı hiç sevmedin mi ?

- Baban geldi beni beğendi ve aldı. Gönlümü hiç istemedi ki baban.
- Anne
- Kız olduğunu duydum, gelme bu dünyaya istedim. Benim, annemin, anneannenin kaderi seni bulsun istemedim. Bu coğrafyanın toprağı göz yaşıyla yoğrulmuş. Ne hakkımız var, ne sözümüz ne de canımızın bir kıymeti. Bizim kaderimiz bu, razı olmak.

- Kaderine razı ol demeye mi geldin ? Sesim kısıktı. Konuşacak halim kalmamıştı.
- Evlenmesen oğlumu öldürecekler, evlenirsen sen öleceksin.
Elimi avucunun içine aldı.
- Sana seçme hakkı verseler hangi parmağını kesersin.
- Anne ben korkuyorum dedim. Ne diyeceğimi bilemeden. Nasıl söyleyeceğimi bilmeden. Ben sadece korkuyorum. İçimdeki boşluk beni içine çekiyordu. Kendi içimden korkuyorum.

Barbar +21Where stories live. Discover now