"Yardımların için teşekkürler"

Comenzar desde el principio
                                    

Sanki ilk kim pes edecek yarışı yapıyor gibilerdi.

Tuhaf olan, aynı anda pes etmişlerdi.

İkisinin dudakları da hareket etmeye başladığında ilk defa gerçek bir öpüşme yaşıyor, bunu da iliklerine kadar hissediyorlardı.

İkisi de son derece kibardı. Alec sanki onu kırmaktan korkar gibi hareket ederken Magnus da aynı şekilde onu hissederek öpüyordu.

Birbirlerinin dudaklarına doğru nefes alıp veriyorlardı. Bu yüzden nefes sesleri normalden daha tahrik edici bir boyuta ulaşmıştı.

Magnus bir elini Alec'in ensesine çıkartıp diğer elimi Alec'in saçlarına göndermişti. Öpüşmenin verdiği hazla onun saçlarını okşuyor, ara sıra da saçlarını çekiştirmeyi ihmal etmiyordu.

Alec'in iki eli de yerde duruyordu ve ağırlığını Magnus'un üstüne vermemek için çabalıyordu.

İkisi de diğerini, tadını çıkara çıkara öpmeyi sevmişti. İkisinin de her saniye başı daha fazla dönüyor, nefesleri daha da hızlanıyordu.

Öpüşmelerinin bu kadar uzun soluklu olacağını ikisi de tahmin etmezken Alec sakince geriye çekildi ve bir süre altında dağılmış halde yatan Magnus'u izledi. Kendisinin de ondan pek bir farkı yoktu gerçi.

Önlerinde iki seçenek vardı şu an. Ya devam edeceklerdi ya da burada bırakacaklardı.

Gerçi Alec; Magnus bu kadar dağılmış halde altında yatarken bunu nasıl yarıda kesecekti kendi de bilmiyordu.

Gariptir ki ona karşı tamamen katı olan önyargı ve duyguları yumuşamaya başlamıştı. Onu öpme nedeni inat ya da intikam değildi. İstediği için öpmüştü.

Magnus'un da pek bir farkı yoktu. Gerçi o kararsız değildi, her türlü devam etmek istiyordu. Yarım bırakmak ya da bırakılmaktan nefret ederdi.

Sonunda Alec tekrar onun üstüne eğildi. Ama bu sefer boynuna yönelmişti. Dudaklarını yavaşça kalp gibi atmaya başlayan damarın üstünde gezdirdi. Bunu yaptığı her saniye Magnus'un nefesi daha da hızlanıyordu.

İki bacağını Alec'in beline sarıp bedenlerini daha da birbirine yaklaştırdı Magnus. Aynı anda onun altında aldığı zevkin etkisi ile kıvranmaya başlamıştı.

Alec bıraktığı ıslak öpücükleri yavaş yavaş yukarılara çıkardı. Magnus'un çenesine, dudağına ve yanaklarına küçük öpücükler bırakıp kulak çevresinde durdu. Dilini hafifçe dışarıya çıkarıp Magnus'un kulak memesini dili ile dudakları arasına alıp emmeye başladı.

Magnus şu an inlemesine hakim olamayacak kadar zor durumdaydı.

Alec'i, beline doladığı bacakları ile kendine bastırıp duruyordu ve bu karşılık Alec'in fazlaca hoşuna gitmişti.

Onun kulağı ile oynamayı kesip kendini tekrar aşağıya doğru itti ve Magnus'un tişörtü üstünden onun üst bedenine öpücükler bırakmaya başladı. Magnus şu an çıplak teni üstünde onu hissetmeyi istiyordu.

Alec ise biraz daha onu çıldırtmak için yavaş yavaş tişörtü yukarı doğru sıyırmaya başlamıştı. Bunu yaparken kendisini de bir hayli zorluyordu ama bu oyun zaten iki kişilik bir oyundu.

Yavaşça elini Magnus'un tişörtünden içeriye gönderirken Magnus'un beli gerildi. Alec'in tişörtü ölüm yavaşlığı ile sıyırmasını izlerken bu yavaşlığın ikisinin de hoşuna gittiğini fark etmişti.

Sonrasında nemli dudakları bedeni üstünde gezinirken buldu Magnus. Fazla hassaslaştığı için artık inlemelerini tutacak gücü kendinde bulamıyordu. Onun küçük inlemelerini duydukça Alec de kafayı yiyecek gibi oluyordu.

Fire Meets FateDonde viven las historias. Descúbrelo ahora