deli

2.7K 250 274
                                    

"Ya gerizekalı!" Tam suratının ortasına patlayan kartopundan sonra hiddetle karşındaki gence bağırmıştın.

JongDae ellerini birbirine vurup kahkaha attığında nereden geldiğini bilmediğiniz bir kar topu JongDae'nin tam ensesinde patlamıştı.

"Kim attı onu be!" JongDae gırtlağı patlarcasına bağırdığında bu sefer ellerini birbirine vurarak kahkaha atan sendin.

JongDae somurtarak yeni bir kar topu yapmaya girişmişken sen de derin derin nefes alarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordun.

Tam o ısırada sokağın köşesinde ifadesiz bir surat ile sizin kar topu savaşınızı izleyen Minseok'u görmüştün.

Minseok'a 'mahallenin delisi' derlerdi.

Kimseyle konuşmaz, boş bakışlarla milleti izler bazen de durduk yere kendi kendine bağırırdı. Henüz gençti üstelik. Belki sizden bir iki yaş ancak büyüktü.

Dudak büzerek bir sana bir JongDae'ye baktıktan sonra kendi kendine bütün mahallede yankılanacak bir kahkaha attı.

"Başladı yine deli." BaekHyun gözlerini devirerek elindeki kar topunu Chanyeol'e fırlattı. Uzun adamın tam suratının ortasına isabet etmişti.

"Bu zamanda deli olacaksın. Biz akıllıydık da ne oldu? Sanki delirtmediler." Elindeki kar topunu BaekHyun'un alnına isabet ettirmeden önce konuşmuştun.

"Intikaaaammm!!" JongDae biriktirdiği kar topları ile sana saldırmaya başladığında önce sol sonra da sağ yanağına birer tane kar topu yemişti bile.

"Lan bunları kim atıyor?!" Sinirden ve yediği darbelerden kıpkırmızı olmuş bir suratla olduğu yerde tepinerek bağırdığında tekrar kahkaha atmıştın.

"Suratın benim saçımın rengine döndü." RiJin ellerini dizlerine vurarak gülmeye başladığında JongDae sinirle burnundan nefes alıyordu.

Sen de bir kolunu ona yaslayıp kahkaha atmaya başladığında mahallede tekrar Minseok'un kahkahası yankılanmıştı.

***
"Ne yapıyor yine bu?" RiJin oturduğunuz bankta burnunun ucuyla MinSeok'u gösterdiğinde bakışlarını ona çevirdin.

Hafif bir örtü gibi yeri kaplamış olan karı 'Açelya' çiçeklerinin üzerinden silkeliyor ve çiçeklere bir şeyler söylüyordu.

"Hiç konuşurken duydun mu onu?" Merakla yanındaki arkadaşına döndüğünde RiJin dudak büzerek omuz silkti.

"Kahkaha attığı zamanki sesi dışında duymadım."

"Ben de duymadım." Kendi kendine sayıklar gibi konuştuktan sonra yerinden kalkıp MinSeok'a doğru ilerledin.

"Bu çiçeğin adı ne?" Bir anda konuya bodoslama girdiğinde Minseok çiçeklerin üstünde dolaşan elini durdurdu ve bir saniye sonra sana baktı. Cevap vermesini ummuyordun. Vermese de senin için fark etmezdi zaten sürekli kendi kendine konuşan biriydin.

"Açelya." Minseok ellerini şöyle bir silkeleyip cebine soktuktan sonra seni yanıtlamıştı.

"Daha önce burada olduklarını fark etmemiştim." Kendi kendine konuşup elini çiçeklere uzattın ve incitmekten korkarak dokundun.

"Bakmak için sebep bulamamışsındır." Minseok umursamaz bir ses tonu ile konuşup arkasını döndü ve yürümeye başladı.

"Niye seni insanlarla konuşurken görmedim hiç?" Çok fazla uzaklaşmadan konuştuğunda adımlarını durdurup sana döndü.

"Insanlar anlamadıkları şeylerden korkarlar. Hem ben, bana geleni geri çevirmedim. Seninle konuştum ya?" Tek kaşını kaldırdıktan sonra sana şöyle bir baktıktan sonra geri dönüp yoluna devam etti.

yakarsa dünyayı deliler yakar [Kim Minseok OC]Where stories live. Discover now