15-Marge Hala

7.4K 615 119
                                    

1993

Fiona Dursley ve Harry Potter birçok açıdan son derece sıradışı çocuklardı. Her şeyden önce yaz tatilinden yılın başka herhangi bir zamanından nefret ettiklerinden daha fazla nefret ediyorlardı. Sonra gerçekten ev ödevi yapmak istiyorlardı ama gecenin bir vaktinde gizlice yapmak zorundalardı. Ayrıca Fiona bir cadı ve Harry de bir büyücüydü.

Saat gece yarısına yaklaşıyordu ve Fiona'yla Harry yüzükoyun Fiona'nın yatağının üzerinde yatıyorlardı. Battaniyeyi çadır gibi başlarının üstüne çekmişlerdi, ellerinde bir fener vardı ve deri ciltli büyük bir kitabı (Bathilda Bagshot'un yazdığı Sihir Tarihi'ni) yastığa dayamışlardı.

Fiona kartal tüyünden kaleminin ucunu sayfadan aşağı doğru indirirken bir yandan da kaşlarını çattı. "On Dördüncü Yüzyılda Cadıların Yakılması Tamamen Anlamsızdı" konulu kompozisyonlarını yazmada onlara yardımcı olabilecek bir şey arıyordu.

Tüy kalem işe yarar görünen bir paragrafın tepesinde durakladı. Harry feneri kitaba biraz daha yaklaştırdı ve içlerinden okumaya başladılar: Büyü-dışı insanlar (ki genellikle Mııggle diye bilinirler) Ortaçağ'da büyüden özellikle korkarlardı, ama onu tanımakta pek de başarılı değildiler. Gerçek bir cadı ya da büyücüyü yakaladıkları ender durumlarda yakmanın hiç mi hiç etkisi olmazdı. Cadı ya da büyücü basit bir Alev Dondurma Büyüsü uygular, sonra da, bir yandan hafif, gıdıklayıcı bir hissin keyfini çıkarırken bir yandan da acıyla haykırıyor taklidi yapardı. Hatta Acayip Wendelin yakılmaktan öyle hoşlanırdı ki çeşitli kılıklara bürünmüş olarak tam kırk yedi kere kendisini yakalamalarına izin vermişti.

"Tanrı aşkına bir insan yakılmaktan nasıl hoşlanır ki?"

"Sessiz ol." diye uyardı Harry, Fiona'yı. "Yakalanırsak yazın geri kalanını merdivenin altındaki dolapta geçiririm."

"Hayır geçirmezsin." dedi Fiona. "Buna izin vermem."

Fiona'nın kuzeni Harry ve ölmüş teyzesi dışındaki tüm akrabaları Muggle'dı ve anne babası büyüye karşı pek Ortaçağ usulü bir tavır benimsemişlerdi. Birisi hayatlarının son iki yılını Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda geçirdiklerini anlarsa diye dehşet içinde yaşıyorlardı.

Aynı zamanda Fiona'nın anne ve babasıyla ilişkisi son günlerde iyice limoni bir hâl almıştı. Bunun sebebiyse tatil başladıktan bir hafta sonra Harry'ye tıpkı kendisi gibi bir büyücü olan arkadaşından telefon gelmiş olmasıydı.

Harry'nin Hogwarts'taki en iyi arkadaşlarından biri olan Ron Weasley, hepsi büyücü olan bir aileden geliyordu. Yani Fiona ve Harry'nin bilmediği birçok şeyi biliyordu ama daha önce hiç telefon etmemişti. Şu şanssızlığa bakın ki telefona Fiona'nın babası cevap vermişti. "Buyrun, ben Vernon Dursley."

O sırada tesadüfen odada olan Fiona ve Harry, Ron'un sesinin cevap verdiğini duyunca donup kalmışlardı.

"ALO? ALO? BENİ DUYUYOR MUSUNUZ? BEN - HARRY - POTTER'LA GÖRÜŞMEK - İSTİYORUM!"

Ron öyle bağırıyordu ki Vernon yerinden zıpladı ve ahizeyi kulağından yarım metre uzakta tuttu, ona öfke ve hayret karışımı bir ifadeyle bakıyordu.

Ağızlık yönünde, "KİMİNLE GÖRÜŞÜYORUM?" diye kükredi. "KİMSİNİZ?"

Ron, "RON - WEASLEY!" diye haykırdı ona cevap olarak. Sanki Vernon ile ikisi bir futbol sahasının iki ucundan konuşuyorlardı. "BEN - HARRY'NİN - OKULDAN- ARKADAŞIYIM-"

Vernon'un bakışları bir anda olduğu yerde kalakalmış Harry'ye döndü.
"BURADA HARRY POTTER FALAN YOK!" diye kükredi. Şimdi sanki patlamasından korkuyormuş gibi, ahizeyi kol boyu uzaklıkta tutuyordu. "HANGİ OKULDAN SÖZ ETTİĞİNİ BİLMİYORUM! BİR DAHA ASLA BENİ ARAMA! SAKIN AİLEMİN YANINA YAKLAŞMA!"

İMPOSSİBLE 【DEVAM ETMEYECEK】Where stories live. Discover now