" Ey güzel Allah'ım kartallarımında kanına girmiş deve! Neyse çekilinde soyunup döküneyim, elimi yüzümü yıkayayım ."

Mehmet'in içeri girmek için yaptığı hamleyi iri bedeniyle durduran Bedo " Asla olmaz !" dedi sırıtarak.

" Lan çift hörgüçlü deve çekil önümden, şu sırtındaki ikiz hörgüçleri de indir. Yoksa ben şimdi kafalarını tokuştura tokuştura indireceğim ."

Senkronize bir şekilde konuşmayı çok seven  Baran ve Karan babalarının sinirden kudurmasını kıkırdayarak izlerken. Sazı eline alan Baran'dı. " Hayır baba bu evde bekar gelinlik kız var . Öyle elini kolunu sallayarak her istediğinde giremezsin."

"Baran'ım yavru kartalım sizin gelinlik kız dediğiniz benim karım, dört çocuğumun annesi." diyen adam sabrının son demlerindeydi.

Bu sefer cevap veren ise Karan dı. "BEDMAN " O babanız olacak bıyıklı burmayı annenize yaklaştırmayın yoksa hastaneden yeni bebek alırlar sizi daha az severler dedi. Biz annemizi daha yeni bulduk kardeş falan istemiyoruz. Yaklaşma annemize."

"  Lan sizi bana parayla mı verdiler, geberdim yorgunluktan. Çekilin önümden kardeş falan almayacağız hastaneden. Hem sizin  ananızsa benimde karım istediğimi yaparım attırmayın şartellerimi." dedikten sonra yeniden içeri girmeye çalışan Mehmet' i durduran yine Bedirhan dı. " Af buyur Mehmet babacığım ESKİ karım diyecektin herhalde. Elif annem uyurken Ahmet dedeme evrak imzalatıp boşadığını ne çabuk unuttun?" dedikten sonra gömleğinin kollarını kıvıran Mehmet amcası ile hızla arkasını dönen genç adamın yakışıklı yüzünü kaplayan bir gülüşü bile özlemişti kavgalarını.

Ne yazık ki yüzündeki gülüş gördüğü kişi ile silindi, kaşlarını sinirle çatmış, elini beline koyarak, çemkirme poziyonunu almış bir adet Elif ÖZDEMİR burnundan soluyordu. Kadının gözlerindeki öfke ve hayal kırıklığı birazdan kopacak olan fırtınanın habercisiydi. Dudaklarından dökülen sözcükler ise karşısındaki iki adamın derince yutkunmasına neden oldu. " Nereye kaçıyorsun ürkek deve .

Az önce söylediklerini birde yüzüme bakarak tekrar et. Hangi cesur yürek beni , nasıl ve neden boşamış ..."

" Elif anne!"

" Dur bakalım Bedo Efendi şu anne lafını bir kenara bırak. Hem ne demişler gelin ata binmiş ya nasip demiş . Senin gibi şantajcı bir deveye kızımı vermekten her an vazgeçebilirim. "

Karısının öfkesinin tamamen Bedo ya yönelmesi ile " Hay ağzını öpeyim Elif'im . Bu şantajcı deveye vermeyelim bilye gözümüzü. " Diyerek atıldı.

Bakışlarını hızla eski kocasına çeviren kadın " Hıhhh laf söyledi Mehmet Efendi gel bize bazı bazı. Bırak ağzımı gölgemi bile öpmezsin bundan sonra Bıyıklı Gonzales!" dedi ve Baran ve Karan'a içeri geçmelerini söyledi. Bedo abilerinin sırtından sessizce inen iki kardeş odalarının yolunu tutarken " Şey Elif anneciğim aslında şuanki durumuza tencere dibin kara seninki benden kara daha yerinde olurdu." diyen Bedo ile Zümra ve Zühre'nin kıkırtıları duyuldu.

" Kimin neresi daha kara inan hiç ilgimi çekmiyor. Hem görünen köy kılavuz istemez , Mehmet amcanı dahi şantaj edebildiğine göre senin gözün baya kararmış." dedikten sonra arkasındaki kızına seslendi. " Zümra'm sende gelinliği güzelce kutusuna yerleştir. Kutunun içine naftalin koymayıda unutma, ne de olsa daha çoooook zaman var giymene...

" Ama..." diyerek dudaklarını aralayan genç adam duyduğu tiz ses ile susmak zorunda kalırken, Bilye gözüne bakarak yutkundu.
" Damaaaat çeneni kapat! "

Salona geçtiklerinde Bedo ve Mehmet başları önde yan yana koltuklar da otururken tam karşılarındaki üçlü koltuğa oturan kadın, kocasıyla göz göze geldiği an " Böyle önemli bir konuyu kapı önünde mi duymalıydım? Ne zaman bu kadar uzaklaştık, ben ölüm uykusundayken mi? Anlaşılan bu dokuz yıl bize iyi gelmemiş , belki de biz diye birşey dahi kalmamıştır. Yine de mecbur kalmasan benden boşanmayacağını biliyorum. Ama böyle önemli bir olayı senin ağzından duymalıydım." dedi sesi titreyerek.

SANA YENİLDİM (KİTAP)Where stories live. Discover now