#8#ÇOCUKLUK ARKADAŞIM

65 19 2
                                    

¿?:
Bana verilen bir candı, benim yaşadığım hayatta onlarca canım vardı. Onlarca canım olmasına rağmen, yine bana verilen can yandı.
Çünkü ben hayatımda ki hiç bir canın yanmasına izin vermezdim. Her insan bencil olmadığı sürece sevdiklerini korur. Onları bir gün kaybedeceğini bildiği için titreye titreye, korka korka, seve seve korur. O insanlar için ayrılık kısa sürer. En zor olan ise özlemektir. Nefesinin birleştiği an bile özlediği kişiye, nasıl uzak kalmaya dayanır ki insan?




ATEŞ POYRAZER:
İzmir'de ki okul hayatıma son vermiştim. İstanbul'un önde gelen özel okullarından birine kayıt yapmak için okula doğru yürüyordum. Seçtiğim okulun avantajlı tarafı ulaşımı kolay olması ve tanıdığım bir yer olmasıydı. Okulun kapısından giriş yapıp bahçede gözlerimle süzerken okulu, arkadan bir elin omzuma dokunduğunu hissettim sonrada ince bir ses "Hoş geldin yeni yuvana çakıl taşı" dedi bana. Arkamı dönüp baktığımda küçükken birlikte gülüp eğlendiğimiz çocukluk arkadaşım Gizay vardı.

 Arkamı dönüp baktığımda küçükken birlikte gülüp eğlendiğimiz çocukluk arkadaşım Gizay vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

GİZAY KARASU

ATEŞ POYRAZER:
Evet, Gizay benim çocukluk arkadaşımdı. Ben, Gizay ve Aras üçümüz beraber büyüdük. Liseye kadar beraber okuduk. Üniversite sınavından sonra ben ve Aras İzmir'e gittik. Gizay ise İstanbul'da ailesinin yanında kaldı. Şimdi ise ben ve Gizay İstanbul'da, Aras ise İsviçre'deydi. Gizay'a sıkıca sarılarak "Hoş buldum" dedim. Gizay bana kayıt yapmamda ve okulu gezmemde yardımcı olacağını söyleyerek önüme düştü ve beraber okul kapısından içeri girdik Önce okula kaydımı yaptırdık sonra da okulu gezdirerek rehberlik yaptı bana. Kantine doğru giderken başını çevirip bana bakarak "Aras nasıl?" diye sordu.
İki çay alıp masaya oturuna kadar suskunluğumu korudum. Sonra dilimle dudaklarımı ıslatıp konuşmaya başladım. "Aras hiç iyi değil. Hastalığını bırak psikolojikmen çoktan veda etti dünyaya. Babası yanına gitti ama onunla bile görüşmüyor. Anlayacağın hayatını hayata kapatmış." derin bir nefes alarak etrafa dalmıştım Aras'ı düşünerek. Gizay çay bardağını iki avucunun arasına alarak bana bakıp "Peki çaresi yok mu?" diye sordu. Etrafı boş boş izleyen gözlerimi çevirip Gizay'ın gözlerinin içine bakarak maalesef ancak "Maalesef" diyebildim. Gizay'la konuşurken üç kişi masamıza doğru gelip benim Gizay'dan uzak durmamı aksi takdirde başıma geleceklerden sorumlu olmayacaklarını söylediler. Onları görüyordum, söylediklerini duyuyordum ama umrumda bile değillerdi. Gizay sert bir şekilde onları uyarıp uzaklaştırdı. Sonra da bana dönüp, sırf ona platonik aşık psikopat bir serseri yüzünden sanki suçluymuş gibi özür diledi. Erken kalkmanın verdiği yorgunlukla eve gitmek istediğimi söyleyip vedalaştım Gizay'la... Okuldan çıktıktan yarım saat sonra evimin olduğu sokağa girmiştim. Eve doğru ilerlerken, marketten gelen Hilal ile karşılaştım. Selam verdikten sonra nasıl olduğunu, nasıl gittiğini sordum. Hafif gülümseyip tekrar ciddi bir ifaade takınarak "Aynen böyle sahte gidiyor... Nasıl olduğumum düşününce de ağlayasım geliyor düşünmek istemiyorum artık gelene kadar düşünmek istemiyorum" dedi ve yine yutkunarak hiç bir şey diyemedim. Tekrar gülümseyip eve girdi. Ben de derin bir nefes alarak apartmana girecekken dönüp arkama baktım. Yüzü kapalı birisi sanki beni takip ediyormuş gibi arkamda sokağın sonundaydı. Sonra birden kayboldu. Apartmana girip evimin olduğu kat'a çıktım. Cebimden anahtarı çıkarıp eve girdim. Direkt mutfağa girerek kahve yaptım kendime sonra da aklıma takılan, beni takip eden o adama bakmak için pencere kenarına geçtim elimde kahve fincanıyla. Kaybolan o adam tekrar sokağın sonunda görünmeye ve hatta bizim eve doğru yürümeye başladı. Hızlı adımlarla yürüyen adam önce benim eve doğru bakıp sonrada Hilal'in olduğu binaya doğru girdi. Kahve fincanını masaya bırakıp koşarak evden çıktım.


Gel Sarıl Gel






Aras Kurtoğlu'nun herkese çok selamı var. özlemiş sizi... kalbi hala gülüp ağlıyormuş öyle dedi.d
Görüşürüz
Kendinize iyi bakın:d






SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin