7-Tılsım

9.8K 714 177
                                    

Büyük Salon'un tavanı durgun bir maviyle narin bir şekilde çizilmişti, gökyüzündeki bulut demetleri sadece yüksek pencere gruplarının içinden görünüyordu. Onlar yulaf lapası, yumurtalar ve pastırmalarla karınlarını doyururken Harry ve Ron bir önceki gece Hagrid ile olan rahatsız edici sohbeti Fiona ve Hermione'ye anlattılar.

"Fakat o gerçekten de Sihirli Yaratıkların Bakımı dersine devam edeceğimizi düşünmüş olamaz!" dedi Hermione üzgün bir şekilde. "Demek istediğim, yani içimizden biri ona... biliyorsunuz… ne kadar istekli olduğumuzu söylediği zaman?"

"Evet öyle, yine de öyle, aslında değil mi?" dedi Ron kızarmış yumurtayı tümüyle yutarken. "Derslerinde en çok çaba sarf eden kişiler bizleriz çünkü biz Hagrid'i seviyoruz. Fakat o, bizim o aptal dersi sevdiğimizi düşünüyor. Herhangi birinin F.Y.B.S'ye o dersle gideceğini düşünüyor musunuz?"

Ne Fiona ne Harry ne de Hermione cevaplamadı; gerek de yoktu. Çok iyi biliyorlardı ki bu yıl hiç kimse Sihirli
Yaratıkların Bakımı dersine devam etmek istemiyordu.

Yemeklerini yedikten sonra McGonagall'ın yönetici masasından gelişini beklemek için yerlerinden ayrılmadılar. Bu yıl ders programlarının dağıtımı olağandan çok daha karışık olmuştu, Profesör McGonagall ilk olarak herkese aldıkları S.B.D'lerin seçtikleri F.Y.B.S'ye devam etmek için yeterli olduğunu pekiştirme ihtiyacı hissetmişti.

Profesör McGonagall, Hermione'nin ders programını hazırlarken, "Fiona." dedi Ron. Fiona bakışlarını ona çevirdiğindeyse avucunda kırmızı bir ip tuttuğunu gördü.

"Bu ip tılsımlı." dedi Ron, Fiona kendisine neden elinde bir ip tuttuğunu sormak üzereyken. "Senin için tılsımladım. Artık Jones için endişelenmene gerek yok. Sana dokunmaya kalkışırsa ellerinde ciddi bir yanık oluşacak."

Duyduğu şeyle birlikte Fiona'nın yüzünde ilk başta şaşkın bir ifade oluşsa da daha sonra şaşkın ifadenin yerini bir gülümseme aldı. "Teşekkür ederim." dedi sonra da içten bir gülümsemeyle tılsımlı ipi bağlaması için bileğini Ron'a uzatırken.

Ron ipi bileğine dolayıp düğüm attıktan sonra, "Rica ederim." dedi. "Aslında Harry'yle birlikte Jones'u lanetlemeyi planlıyorduk ama sen bunu çoktan yaptın. Bu yüzden bu daha yararlı olur diye düşündüm."

"Doğru düşünmüşsün." dedi Fiona gülümsemeye devam ederken ve bakışları Slytherin masasında oturan Draco'yu bulduğunda gözlerinde fazlasıyla tanıdık olan bir ifadenin olduğunu gördü.

Kıskançlık.

"Malfoy'un beni neden gözleriyle lanetlemeye çalıştığıyla ilgili bir fikrin var mı?" diye sordu Ron ve Fiona bakışlarını yeniden ona çevirirken, "Senden nefret ediyor ya o yüzdendir." diye mırıldandı.

"Benden her zaman nefret ediyor ama yalnızca ikimiz yan yana geldiğimizde böyle bakıyor." dedi Ron. "Malfoy'un Muggle doğumlu birinden hoşlanmayacağından emin olmasam senden hoşlandığını düşüneceğim."

Cümlesinin peşi sıra yüzünde şüpheli bir ifade oluştuğunda, "Saçmalama." dedi Fiona. "Malfoy'un benden hoşlanma ihtimali olmadığını biliyorsun. Muggle doğumlulardan tiksiniyor o."

Aslında gerçekten de Muggle doğumlulardan tiksiniyordu. Kendisi istisnaydı. Eskiden bulduğu her fırsatta öpmeden ya da dokunmadan duramadığı bir istisna.

Ama artık geçmişte olanların bir önemi yoktu. Çünkü Draco bir geleceklerinin olmayacağını çok net bir şekilde söylemişti.

"Siz ikiniz ne konuşuyorsunuz?"

Fiona, Harry'nin sorusuyla birlikte bakışlarını ona çevirdiğinde bileğindeki kırmızı ipi gösterdi. "Ron benim için tılsım yapmış." dedi sonra da. "Artık Jones bana dokunmaya kalkışırsa ellerinde ciddi bir yanık oluşacak."

İMPOSSİBLE 【DEVAM ETMEYECEK】Where stories live. Discover now