GÜL'ÜN SÜRPRİZİ - 48 ( SON )

44.5K 1.3K 66
                                    

Nida ve Yiğit annelerinin başlarında durmadan kalkın diyerek söylenmesi üzerine yataklarından zar zor kalktı. Gece on iki hatta biraz daha geçmişti sanırım yatağa girdiklerinde. Cuma akşamı, ertesi gün okul yok diyerek annelerini kandırmayı başarmışlar ve babaları ile bir film seçip sonuna kadar izlemişlerdi.

Cuma geceleri onlar içindi. İstedikleri kadar oturma hakları ve hafta sonu istedikleri gibi fast food yiyecekler yeme izni vardı. Diğer zamanlarda önlerine brokoli bile konulsa yemek zorundaydılar sağlıklı beslenmek için. Yoksa Elif anne ile anneleri o tabak bitinceye kadar masadan milim oynamalarına izin vermezdi. İki kişiydiler ama karşılarındakilerde iki kişiydi. Hele ki biri yaşlı kurt olmuş, babalarını yetiştirmiş kişiydi.

"Kaktınız mı?" diyerek bağırdı Gül Nihal mutfaktan. Kahvaltı ile uğraşıyordu.

Nida ve Yiğit aynı anda "Kalktık." Diyerek bağırdı artık gönülsüzce.

Yatağından ilk kalkan Yiğit oldu. Anne babasının sarı saçlarının aksine onun saçları kumraldı. Ama neyse ki göz renkleri babası ile örtüşüyordu yeşilliği ile. Yoksa kendisini evlatlık zannedip annesinin sadece kız kardeşini doğurduğunu düşünecekti. Neyse ki ilk doğduğu an ki annesinin kucağındaki resimleri vardı.

Kalktı ve ayağına terliklerini geçirerek kız kardeşinin yatağının başına gitti. Kardeşinin yatağının çevresi pembe tül ile kaplıydı. Oda ayrımına kadar bunun özel hayatında en azından uyurken gizlilik sağlayacağını söyleyip duruyordu. Ona kalsa çoktan odalarını ayırmış olurlardı her halde ama babası bunu istemiyordu.

Siz ikizsiniz, biraz daha rahat geçinmelisiniz diyordu ama öyle değildi gerçek. Nida kendisini sinir ediyordu. Aynı okul, aynı sınıf ve kendisine sadece beş dakika yüzünden bana abla diyeceksin diyen bir cadı kardeş. Bazen o kadar çok sinirlerini bozuyordu bu durum ki kız kardeşine ağzına ne gelirse söylüyordu sonra da pişman oluyordu.

Babası baş başa kaldıklarında tek bir şey söylüyordu, ikinizde benim evladımsınız Yiğit, canımdan çok seviyorum sizi. Lütfen oğlum kız kardeşine anlayışlı ol. O senden daha farklı, daha atik ve biraz şımarık diyordu. Sonra da daha ciddi bir havada en önemlisi o senin de canın, kanın, kardeşin ve bir kız. Asla kızlara, kadınlara kötü davranan bir erkek olma oğlum diyordu.

Çalışıyordu, babasının, annesinin her sözü aklının bir köşesindeydi ama çoktan onları hayal kırıklığına uğratacak bir şey yapmıştı bile.

Sıkıntılı bir esneme ile "Annem bizi bekliyor Nida." Dedi ve kendi dolabına yönelip içinden banyodan sonra giyeceği kıyafetleri seçti. "Kalkmazsan başına geleceğini biliyorsun."

Nida başını yastığı ile kapadı. "Biliyorum seni sersem, sus biraz."

Yiğit sakinliği ile "Bir kere olsun kalksan olmaz değil mi? Annemi yormaktan zevk mi alıyorsun sen?"

Hışımla yastığı kardeşine attı Nida. "Sen ne demeye çalışıyorsun evin dört dörtlük çocuğu?"

"Ben dört dörtlük değilim sadece hamile olan annemi yormaktan aynı babam gibi kaçmaya çalışıyorum."

"Ben annemi yormuyorum." Ama aslında ara sıra yorduğunu biliyordu. Bunu bilmenin ve kardeşinin yine haklılığı ile sinirlenerek kalktı yataktan yatağının tül perdesini koparmak ister gibi. "Kalktım işte."

Yiğit bir şey demedi, elinde kıyafetleri ile odadan çıktı.

Küçük kız anne babasına çok benziyordu. Annesinin ipek gibi altın sarısı saçlarına, mavi gözlerine ve babasının burnuna sahipti. Bu özellikleri kendinde en fazla sevdiği şeylerdi. Kardeşinin aksine kendisi tam anne babasının kopyasıydı çünkü. Bebeklik fotoğraflarına baktığında kardeşi ile aynı olduklarını görse de zamanla ikisi de değişmişti. Ve kendisi için bu değişim harika olmuştu. Kardeşinden bir adım öndeydi, en azından bu konuda öyleydi.

GÜL'ÜN  SÜRPRİZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin