ÖZEL BÖLÜM -II

En başından başla
                                    

"Oy kurban olduğum..." Burnunu saçlarıma sürttü. "Bu yüzden mi ağlıyorsun?" Onun dudağını öptüm.

"Seni çok seviyorum..." Cilveyle ona sokulduğumda sırıtıyordu.

"Ben de seni çok seviyorum toliçona..." Sakallarını okşadığımda elimi yakalayıp öptü.

Kurt dikkatle merdivenleri çıkarken göğsünde daireler çiziyordum.

Onu o kadar çok özlemiştim ki...

"Kızımız uyudu mu?" Diye sordu.

"Seni özlemiş babası, oturup ağladı. Susmuyor da! Sarıldım öptüğümde biraz sakinleşti. Seni aramamı da istemedi. Eğer ağladığını duyarsa babası üzülürmüş." Dedim.

Kurt burukça tebessüm etti.

"Üzülürüm tabii! Benim çocuğum, benim yavrum..." Dediğinde kahkaha attım.

Eskiden çocuk istemem diye ortalığı ayağa kaldıran adam şimdi yavrum diye ölüp bitiyordu!

Odamıza girdiğimizde Kurt beni yatağa bıraktı.

"Kızımıza bakıp geleyim." Dedi.

Yavaşça onu kendime çektim.

"Ben ona az önce baktım. Mışıl mışıl uyuyordu." Kurt iç çekti.

"Kokusunu özledim... Hemen bakıp gelsem olmaz mı?" Şu an o kadar tatlıydı ki...

Onun göğsüne sarıldım. Yine gözlerim dolmuştu. Neden bu kadar iyi bir babaydı? Ağlayacağımı bile bile tatlı tatlı konuşuyordu!

"Beliz!" Kurt bıkkınca bana baktı. "Yeter be kızım. Ağzımı açmaya korkar oldum!" Göz devirdi. "Geçen gün tavuk yerken bile ağladın! Benim yediğim tavuk ya anneyse, ya şu an birkaç yavrunun annesini yiyorsam..." Gözlerini kapattı. "Allah'ım, nasıl da çileden çıkarmıştın o gün beni!" Diye homurdandı.

Dudağımı ısırdım.

"Haksız değilim ki! Ben o gün tavuğa çok üzülmüştüm." Kurt yavaşça yanağımı öptü.

Saçlarımı okşarken gülüyordu.

"Çok güzelsin sevgilim." Kurt çok iltifat etmezdi.

Adam romantik değildi. Biliyordum, onun da yapısı buydu. Ona kızamazdım ki... Onu bambaşka bir insana çeviremezdim. O özünde neyse oydu.

Yavaşça ayağa kalktım. Üstümdeki sabahlığı ağır hareketlerle açtığımda ağzı açık kaldı.

Kırmızı jartiyerime heyecanla bakıyordu. Bakışlarından memnun olduğunu anlarken gülmemek için kendimi sıktım.

"Ne oldu küçük kurtçuk, bakıyorum da ağzın kulaklarına varıyor?" Alaylı sesime aldırmadı.

"Sen gel şöyle..." Beni belimden tutup yatağa çekti.

Göz göze geldiğimizde gülümsedim.

"Senin şu yakışıklılığına kanmazdım ama dua et kocamsın!" Dedim.

Kurt dudaklarını boynuma indirdi.

"Gene şişti memişlerin... Senin bu hamilelik sürecine bayılıyorum. Hem daha seksi oluyorsun, hem daha ateşli... Ölüyorum ulan ölüyorum!" Dedi.

Küçük bir kahkaha attım.

Kurt özlemle dudaklarını sütyenden taşan kısımlarda gezdirdi. Gözleri huzurla kapanmıştı.

Haz şimdiden kendini belli ederken çıldırmamaya çalıştım. Şimdi olmazdı, olmamalıydı...

Kurt ansızın sütyenimi tam orta yerinden yırttı.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin