Bölüm 5

102 5 2
                                    

Sevgili günlük;

Dün gece sana yazmayı o kadar çok istedim ki anlayamazsın. Belki de kızgınsın seni dün boşladığım için. Bilmeni istediğim, kendimi o kadar yorgun ve çaresiz hissetmem. Acılar içinde kıvranmam. Şimdi ise sana ihtiyacım var. Dün de ihtiyacım vardı lakin yapamadım. Kendi içimde tekrar boğuldum...
Yıllar sonra tekrar onu gördüm. İsmini öğrendim. Burak... Bu isme sahip olacağını düşündüm mü bilmiyorum ama yakıştığını söyleyebilirim. Bu sefer beni kurtardı. Geçen gece ki gibi yapmadı. O zaman sana söylemiştim ya; çok kaba diye, dün öyle olmadığını düşünmeme sebep oldu. Bu sefer daha dikkatli baktım. Okyanus mavisi gözlere, kumrala çalan, uzun, sarı saçları var. Boyu 1.80 e yakın diyebilirim. Lakin deri montuna sinen parfüm ve sigara kokusu hiç değişmemiş. Gözleri ise... Boğuluyorsun içerisinde canım günlüğüm.
Sana daha fazla yazmak isterim fakat bugünlük daha doğrusu dünlük bu kadar. Ev için geçen bahsettiğim kasabaya gitmem gerekiyor. Yoğun günler beni bekliyor. Tekrar görüşene kadar içinde ki bana iyi bak...

Günlüğün kapağını kapattıktan sonra derin nefes alarak ayağa kalktı Lara. Paketinden çıkardığı sigarayı yakıp, ilk dumanı dışarı üfledi. Aynaya baktı. Anlıkta olsa bu şehri terk etmeyi getirmişti aklına. Kalıp mücadele etmeye karar vermişti. Telefonu çıkarıp saate baktı. Hazırlanması gerektiğinin farkına varıp duşa ilerledi.

* * *

Burak çoktan üzerini giymişti, Melisa uyandırmaya geldiğinde. "Günaydın."

"Günaydın Melisa."

"Yaran nasıl oldu?"

"İyiyim iyiyim. Merak edilecek bir durum yok. Aklıma gelmişken sen gelecek misin bugün?"

"Evet, evde sıkılıyorum."

"Aşağıda bekliyorum. Ares neredesin?"

Burak'ın sesini duyan Ares, sevgi patlamasıyla geldi sahibinin yanına. "Gidiyoruz oğlum." Heyecanlı olduğu her halinden belli şekilde arabaya koşmuştu. Kütüphanesine ilerleyip alıp okumadığı kitaplardan birisini eline aldı. Stephen King-Siyah Takım Elbiseli Adam. Ardından aralığa ilerledi. O an düşündü: "Hayat acımasızlığı sevdiği için mi yaşatıyordu, güzelliklerin arkasından gelen acıları."

"Çıkalım mı?"

"Çıkalım."

"Bir şey soracağım. Kütüphaneni hiç görmedim, bakabilir miyim?" diye sordu Burak'ın arkasındaki kapıya bakarken Melisa. Elini omzuna atıp dış kapıya doğru yürürken "Bilmem bakabilir misin?" diyerek dalgaya aldı.

"Bu yan tarafta bulunan evin sahibi yok mu?"

"Ben geldiğimden belli gelen giden olmadı. Bilmiyorum."

"Şey verandanın tadilata ihtiyacı var gibi duruyor bir ara baksan mı?"

Anahtarı çevirip arabayı çalıştırdığında "Olur" anlamıyla kafasını salladı Burak. Sabahtan belli ısrarla çalan telefonu, yine çalmaya başlamıştı. Melisa, arayana bakmak istediği sırada, alelacele telefonu gizlemişti. Bugün içinden ne kadar stresli bir gün olacağını geçirmiş, Cem Karaca açmıştı.

* * *

"Bir an önce gereken işlemleri halletmem lazım canım."

Lara, telefondaki arkadaşına dün yaşadığı olayı anlatmıştı. Ama eksikti. Burak yoktu anlattığı olayın içerisinde. Neden anlatmadığının kendisi de farkında değildi zaten.

"Kasabaya geldim. Evet evet çok şirin. Çarşı da dolanıyorum işte. Ondan sonra geçen görüştüğüm emlakçı ile eve bakmaya gideceğiz. Tamam canım, bende kahve içecek yer bakıyorum. Haberleşiriz. Öptüm."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin