1. bölüm (one shot)

931 41 5
                                    

Byun Baekhyun...12 senelik arkadaşım. Ev arkadaşım, sırdaşım, tek dostum. O bir insanın sahip olmak isteyeceği türden bir dost. Hani bazı insanlar vardır ya; girdiği her ortamı neşelendirir, karanlığın içinde ışık olur, işte Baekhyun buydu. Benim aydınlığım, benim neşe kaynağımdı. Hep gülümserdi, her zaman mutluydu. Ya da ben göremedim kalbindeki yaraları...
O gece seni dinleyip evde oturup DVD izlesek çok farklı olurdu belki herşey Baekhyun. Oysa DVD izlemek hergün yaptığımız rutin bir şeydi. Baek'i dışarı çıkıp biraz içmek için ikna ettim. Eğlenceli olacaktı, olmadı...

Evden çıkıp yakındaki bir bara girdik. İkimiz de böyle yerlere sık gelmezdik. Birer içki söyledikten sonra konuşmaya başladık. Bir bardak beni kesmemişti. Senin uyarılarını dinlemeyip içmeye devam ettim. Beni kolumdan çekip eve götürmeye çalışmıştın. Bense striptizci kızlar ve içkilerimle gayet eğleniyordum. Sonrası ise biraz karışık. Çok içmiştim. Ne zaman ordan çıktık, eve nasıl geldik hatırlamıyorum. Anahtarı anahtar deliğine sokmak için büyük çaba sarfetmem gerekti. Sonunda kilidi çevirip kapıyı açtım. İçeri girer girmez Baek'in küçük pembe dudaklarına yapıştım. Önce karşı koydu, sonrasında ise kendini bana bıraktı. Onu kendi odamdaki yatağa sürükledim. Baekhyun'u istiyordum. Lanet olsun ben bir gay bile değildim! Yalnızca buna ihtiyacım vardı. Kıyafetlerimi ve Baek'inkileri yırtarcasına çekip çıkardım. Arkaya doğru sendeledim. Kendimde değildim bile Baekhyun. Altındaki pantalonu da indirip yere fırlattıktan sonra tekrar dudaklarına yapıştım. İkimiz de çıplaktık. Baek'i duvara yasladım ve ağırlığımı üzerine verip için girmeye başladım. O sırada duyduğum tek şey kulaklarımda çınlayan sessiz inlemelerin ve aldığım zevkti.

Sabah şiddetli bir başağrısı ile uyandım. Yorgundum. Yatakta doğrulup başımı ellerimin arasına aldım. O sırada gözüme yanımda kıvrılmış olan küçük beden çarptı. Bana tebessüm ettin ve "seni seviyorum " sözcükleri çıktı ince dudaklarının arasından. Anlamam uzun sürdü. Parçalar yerine yeni oturmaya başlıyordu. Yanımda ne işin var, dün gece saatlerinde ne oldu? Şimdi anlamaya başlamıştım. Yaşadığım şokla bir dakika boyunca bakakaldım. Bir sorun olduğunu hissetmiş gibi kaşlarını hafif çattın ve bana baktın. Ellerimi saçlarıma geçirip yolarcasona çektim ve bağırmaya başladım.

"Beni seviyor musun?!! Lanet olsun Baekhyun ben gay değilim!!! Dün gece olanları çıkar aklından çok içmiştim, sarhoştum!!! Bunca yıl beni seven bir gay ile aynı evde mi kaldım!! "

Gözlerin dolmuştu.

"A-ama"

"Ne ama?! Sen, ya sen bunu nasıl yapabildin Baekhyun, inanamıyorum! Altımda bir 'sürtük' gibi inledin! Defol, defol evimden!"

Söylediğim sözler ağır gelmiş olmalı ki gözyaşlarını saklamak için uğraşmıyordun artık. Şok olmuştun. Yaşlı gözlerini yere dikmiş, hareket etmiyordun. Kıyafetlerimi hemen üstüne geçirip kapıyı çarparak evden çıktım. Olayların etkisi hala üzerimdeydi. Ne dün gece yaşananlara ne de beni sevdiğine inanamıyordum, inanmak istemiyordum. Çok öfkeliydim. Telefonunu aradım. 4. Çalıştan sonra açtın. Sokağın ortasında elimdeki telefona bağırmaya başladım. "2 saat içinde neyin var neyin yok alıp evden defol Baekhyun!!! Anlıyor musun seni birdaha görmek istemiyorum!"

Kısık bir hıçkırık bıraktın ve zor duyabileceğim bir sesle "tamam" dedin Baekhyun. Telefonu kapadıktan sonra kaldırıma çöktüm.

Eve gittiğimde Baekhyun'un gitmiş olmasını diliyordum.Cehennem gibi süren 3 saatin sonunda eve vardım. Kapıyı açıp salona yürüdüm. Karşısında durduğum manzara karşısında cehennem benim için yeni başlıyordu.

Salonun ortasında kanlar içinde duran küçük bedene doğru koştum. Akan kanları durdurabilirmişim gibi ellerimi göğsüne bastırdım.
"Ba-Baek h-hayır, lütfen hayır! "
Dizlerimin üzerine çökmüş ileri geri sallanıyordum. Ellerimi saçlarıma geçirip yolmaya çalıştım. Ellerimdeki kan saçlarıma bulaşmıştı ama bunu farkedemeyecek kadar şok olmuştum.önümde duran küçük bedeni üstüme doğru çekip sımsıkı sarıldım. Gözleri kapalıydı. Kendiminkileri de sıkıca yumdum. Göremeyecektim o neşe dolu kahve gözleri birdaha. Gülemeyecekti o minik ağzıyla bana artık. Adını bağırarak sayıklamaya başladım. Hıçkırıklar artarda ağzımdan dökülürken biraz ötede duran tabancayı gördüm. Tabancası olduğunu bilmiyordum bile. Ama ne fark eder? O ölmüştü. Evimden gitmişti, birdaha dönmemek üzere.
***********************************************
Özür dilerim Baekhyun. kendimi affettirebilirmişçesine özür diliyorum senden. Sanki sen affedebilirmişsin gibi... Bunca yıl en yakınım dedim oysa göremedim en yakınımın içten içe parçalanışını, göremedim o mutluluk saçan gözlerin ardındaki hüznü. Sevebilirdim belki seni, alışabilirdim böyle olmaya. Ama ben gururuma yenik düştüm. Olmaz dedim herşeyden önemliydi gururum, kabul edemezdim eşcinsel olmayı. Bu kadar önemli miydi ki bu? Değer miydi senin hayatına? Arkadaş kalamazmıydık ya? Cevabını bilsem de hiçbirşey gelmiyor elimden şimdi.

Mezarının başında, gidişinin 1. yılında, elimde bir papatya demeti ile duruyorum. Çiçek sevmezdin sen. Papatya severdin yalnızca . "Onlar çiçek değil ki" derdin "onlar papatya". Bazı papatyalar solmuş bile buraya gelene kadar. Ama ne farkeder? Göremeyeceksin zaten . Hem bunlar papatya sonuçta. Mezarının yanına çöküp mermer taşda yazılı ismin üzerindeki tozu elimle sildikten sonra elimdeki demeti bırakıyorum son olarak.

Ben Byun Baekhyun'un katili Park Chanyeol. Seni kendi ellerimle öldürdüm Baek. Yaptığım şey bu. Seni öldürdüğüm için, sevgilin Chanyeol olmayı değil de Katilin olan Chanyeol olmayı seçtiğim için çok özür dilerim Baekhyun.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 16, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖZÜR DİLERİM BAEKHYUN (ONE SHOT)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin