0.4

14.8K 1K 234
                                    

2011

Akşam, çocuklar oyun gecesi ilan ettiği için eve çok geç dönmüştüm. Bu yüzden sabah okula gitmek için kalkmak tam bir işkenceydi.

"Sana söylüyorum, Ruth!" dedi annem ayak ucumdaki kırışmış tişörtümü alırken. "Gerçekten çok dağınıksın. Aman Tanrım, Ruth! Sen bir kızsın! Oğlan çocukları gibi davranmayı bırak!" diye söylenmeye devam eden anneme sadece anlamızca mırıldandım.

Gece o kadar yorulmuştum ki, eve döndüğümde üzerimi değiştirme zahmeti gösterdiğim için teşekkür etmeliydi. Ben hala yatakta aynı pozisyonda uykuma devam ederken, annem oflayıp üzerimden yorganı çekti. Hissettiğim buz gibi havayla titredim. Lanet olsun! Sabah sabah camların hepsini mi açmıştı bu kadın?

"Lanet olsun! Anne neden tüm camlar açık?" dedim gözlerim kapalı bir şekilde yatakta doğrularak. Muhtemelen bana şuan iğrenerek bakıyordu. Gözlerim hala uykusuna devam edebilme umuduyla sımsıkı kapalıydı.

"Ben- Sana- Ahh! Sen kime çe-" Annemin inanamayan sesini aşağıdan gelen zil sesi bozdu. Bir gözümü açıp ona bakarken kapıya doğru yöneliyordu ve bir yandan da bana parmağını sallıyordu. "Beş dakika içerisinde giyinmiş olmazsan kötü olur." dediğinde o kapıyı kapatana kadar başımı salladım. Kapı kapanır kapanmaz yatağıma tekrardan yatıp, yastığıma sarıldım.

***

"...Sonuç olarak hepimizi şaşırtarak Luke kazandı. Bir an gerçektende Michael'ın onu öldüreceğini sandım. Ama tabii ki öyle bir şey olmadı. Çünkü Ashton," ismini andığımda ister istemez gülümsedim, "olayı tatlı-"

"Ruth. Yeter." Nicole elini kaldırarak beni susturduğunda kaşlarımı çatarak ona baktım. Okula doğru yürürken konuşuyorduk ve birden böyle bir tepki vermesini garipsemiştim.

"Ne oldu?" dedim merakla ona bakarken. Derin bir nefes aldı ve durdu. Koyu kahverengi gözlerini sıkıca yumdu. Açtığında gözlerinde tanımlayamadığım bir ifade vardı. "Ruth. Bunu kendine yapma. Acı çekeceksin." dediğinde anlamayarak kaşlarımı çattım.

"Anlamadım? Ben bir şey yapmadım ki. Olaya karışan Ash-" sözümü keserek konuştu. "Tam da bunu kastediyordum. Ashton. Ona bu kadar bağlanma. Gözünde bu kadar büyütme. Onlarla takılman bile hata. Ashton seni asla o şekilde gör-" 

Sözünün devamını dinlemeden yürümeye başladım. Yakın arkadaşım bile beni küçük görüyordu. Bundan sıkılmıştım. Çevremde ki herkes beni onun gibi küçük görüyordu. Küçük ve yetersiz.

Kolumu tutup beni kendine çevirdi. "İyi kaç! Gerçeklerden kaç! Gör artık bunları Ruth! Olma-" Birden çantamı yere atarak ona bağırmaya başladım. "Lanet olsun, biliyorum! Anladın mı beni? Biliyorum!" dedim her hecenin üzerinde durarak. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. 

Bana acıyarak baktı. Kollarını uzatıp bana sarılmaya çalıştı. Onu ittim. "Yapma! Bana acıma! Bana sarılma. Bana yakın durma. Yanımda hiç kimseyi istemiyorum ben! Hiç birinizi istemiyorum. Ben sadece..." derken kısılan sesimle birlikte dizlerimin üzerine düştüm. Boş sokakta hıçkırıklarım yankılanıyordu.

Anlamıyorlardı. Herkes onun benim için genç kız zamanımda ki bir hefes zannediyordu. Uzaktan sevdiğim, boş yere, ergence ağlayacağım bir hoşlantı zannediyor. Değil. Ashton benim için kesinlikle öyle değil. Belki önceden öyleydi ama o konser günü, onu bulmak için seçtiğim yönden sonra artık değildi. Onu seviyordum. Hem de tüm kalbimle.

Me And My Baby // a.i (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin