-"Ellerinize sağlık." diyen Melih uyandığından beri suratı asık duruyordu. Normalde bir şeye olmasa bile Ela'ya laf atmalıydı. Ama yapmamıştı.

O da Ömer gibi yarı çıplak durduğu için masadan kalkar kalkmaz bir şezlonga uzanmış gözlerini kapatmıştı.

Masayı yine beraber topladıktan sonra odada üzerime siyah straplez bir bikini ve fazla açık olmayan bikini altını giyindim. Güneş kremini uyandığımda sürmüştüm ama yinede bronzlaştırıcı ile beraberinde havuzun kenarına getirdim.

Ömer uyarıcı bakışlarıyla çıplaklığıma bakmış sabır çekerek gözlerini çevirmişti.

-"Sana da güneş kremi sürelim." dedim ve oturduğu şezlonga oturdum. Bacaklarını iki yana açarak oturmuş önündeki laptopta bir şeyler yazıyordu.

Arkasına oturduğum için zorlanmadan bütün kaslı sırtına güneş kremini sürdüm. Sırayla kollarına sürerken söylense bile ben sürdüm. Göğsüne sıra geldiğinde ise ayıla bayıla hayran bakışlarımla zorla bitirdim.

-"Sen sürdün mü ?" diye Melih'e sordum. Başını iki yana sallayınca ayağa kalkıp onun yanına geçtim.

Bu sırada Ela kırmızı bir mayoyla gelmiş yan tarafa uzanmıştı. Kendi kardeşim diye demiyorum ateş ediyordu.

Melih'in de kaçamak bakışlarını fark ettim ama yalnızca kaşlarını çatmış önüne dönmüştü. Her yerine sürmüş sıra sırtına gelince aldığım kremi Ela'ya verip sürmesini söyledim.

Ağzının içinde bir şeyler geveleyip kaşlarını çatmıştı ama sonunda sürmüştü.

Melih'le Ömer'in arasında kalan şezlonga oturup bronzlaştırıcı yağı bacaklarıma döküp güzelce yedirdim.

Bir kaç saat boyunca orada güneşlenirken Ömer ve Melih evde buldukları tavlayla yanımızda oynuyordu. Melih'ten pek haz etmeyip konuşmasa da sıkıldığı için istisna yapıyordu.

Gün batımının karşısında eşsiz bir huzur yaşarken Ela duş almaya çıkınca sağ tarafa doğru döndüm. Melih'in kolunu dürttüm. Tek gözünü açıp baktı.

-"Bilmediğim bir şey olmuş." dedim. Konuşmak için Ela'nın gitmesini bekliyordum. Ömer de yanda uzanıyordu ama ilgisini çektiğimizi düşünmüyorum.

Melih derin bir nefes alıp yukarı doğru kaydı ve oturdu.

-"Siz yattıktan sonra konuşmak istedim. Açıkça kesin bir dille istemediğini söyledi."

Sıkıntıyla oflayıp çözüm yolu düşündüm.

-"Ela seni seviyor. Buna eminim. Sadece senin yaşantından rahatsız oluyor ve sana karışamayacağı için uzak durmak istiyordu." diyince kaşları kalkıp indi.

-"Nasıl yani ?" diye sordu.

-"Orasını gidip kardeşime sor." dedim ve gülümsedim.

Ayağa kalkmadan eğilip yüzümü tuttuğu gibi yanaklarımı öptü. Hızlı adımlarla eve girdiğinde içimden düzelmeleri için dua ederek arkamda kalan yakışıklı eşime döndüm.

Yine sinirlenmiş gözleri kararmıştı.

-"Akşam yemeğinde ne yemek istersin ?" diye sordum.

-"Fark etmez." dedi.

Melih'in beni öpmesine sinirlendiğini bilmem için sormama gerek yoktu. Ayağa kalkıp dudaklarına minik bir öpücük kondurdum ve duş almak için yukarı odamıza çıktım.

Yatana kadar bir önceki akşam olduğu gibi televizyon izleyerek vakit geçirmiştik.

Günler devamlı böyle geçerken sabah Ömer'in telefon zil sesiyle gözlerimi açmıştım. Yüz üstü yattığım için ona göremeyince yavaşça döndüm. Gözleri kapalı halde telefonu açmış kulağına getirmişti.

SEVDAWhere stories live. Discover now