S - 20

86.6K 3.1K 479
                                    


Göğsümde verdiği düzenli nefesleri eşliğinde dinlenmek mi ? Daha güzeli var mıydı ?

Yüzümden solmayan tebessümle ne kadar vakit geçmişti bilmiyordum. Sönmeye yüz tutmuş şöminedeki közler haricinde odayı aydınlatan hiçbir şey yoktu. Hava kararmıştı. Muhtemelen saat 7 falan olmalıydı. Artık gitmeliyim diye üzüntü duyarken Ömer'in telefonu yeniden çalıyordu.

Okşadığım saçlarından elimi çekip yatakta duran telefonunu aldım.

Erhan amca arıyordu.

Zil sesiyle rahatsız olan Ömer kıpırdanınca uyanmasını bekledim. Gözlerini ovuşturup başını hafifçe kaldırdı ve yeniden koynuma gömüldü.

-"Kim arıyor ?" diye uyku mahmuru aşık olunası sesiyle sordu.

-"Baban." derken uzattığı eline telefonu vermiştim. Kapalı gözleriyle aramayı yanıtlayıp kulağına getirdi.

-"Efendim baba ?"

Ama uykulu sesi çok güzel !!

-"Ne yapıcaksın Dila'yı ?" demesiyle gözlerim pörtledi.

-"Evet yanımda ne oldu ?" dedi tekrardan.

Ağır ağır başını kaldırıp yatak başlığına yaslandı. Vücudunun dilimi damağımı kurutacağını bildiğimden hiç o tarafa bakmadım.

-"Serdar amca eğer tartışmak için çağırıyorsa hiç çekemem gerçekten. "

Hadi ama neler oluyor ?

Bizi mi çağırıyorlar ?

-"İyi tamam birazdan ordayız." diyip telefonu kapatır kapatmaz yatağa yüz üstü pat diye yattı.

-"Ne olmuş ?" dedim omzunu dürtüp. Teninin sıcaklığını elimi yakmış gibi hemen geri çektim.

-"Akşam yemeği." diye homurdandı.

-"Seni mi çağırıyor babam ?"

-"Yok beraber yiyecekmişiz." diyince yataktan apar topar çıktım ve kenarda duran kazağımı başımdan aşağı geçirdim.

-"Hadi kalk o zaman gecikmeyelim !" dedim stres içerisinde.

Daha ben Ömer'le annesi hakkında konuşacaktım ! Uyuya kalmasaydı tabi.

Oflaya puflaya yataktan kalktı ve içeriye geçti. Lambayı yakıp boy aynasında birbirine girmiş saçlarımı elimle düzelttim. Yüzümde herhangi bir şey olmadığından vakit kaybetmeden botlarımı ayağıma geçirirken neler olacağı hakkında fikir yürütüyordum.

Babam umarım Ömer'le birlikte olduğum için bana kızmazdı.

On dakika sonra ayak sesini duyunca oturduğum yataktan kalktım. Nefes kesici görüntüsüyle simsiyah bir takım giyinmiş gelmişti. Şu yakışıklılığı yüzünden ağlayacağım !

Ceketini yatağa bırakıp aynanın karşısına geçti. Çaprazında durmuş dalgın dalgın kusursuz bedenini izliyordum.

Boy desen onda vücut desen onda , karizmatiklik desen ondan iyisi yok. Aşık olmamak elde mi ?!!

Bedeni öyle büyük ve göz alıcıydı ki istemsizce göğsüne sığınmak istiyordum. Başımı zorlukla çevirip sessizce yutkundum. İki yakasını tutan zinciri takmış ceketini giyinmişti. Bu mükemmel adamın az önce koynumda uyuduğu gerçeğini düşündükşe içim bir hoş oluyordu.

-"Montunu giyin çıkalım."

Dediğini yapıp önden odadan çıktım. Arkamdan gelen sert adımları merdivenleri titretiyordu. Tıpkı bedenimi titrettiği gibi.

SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin