&5

2.9K 167 6
                                    

İyi okumalar.

.

" Şimdi ne yapalım sara." dedi Kevin elindeki aletlere bakarak.

İşime bir türlü odaklanamıyordum. Prens Henry gözlerini üzerimden çekmiyordu. Ve bu beni rahatsız ediyordu. İzlenmekten hep nefret etmişimdir. Onu görmezden gelmeye çalıştım fakat sadece çalıştım. Çünkü başaramıyordum.

Prens Henry uyandığında kral oğlunu görmek için buraya gelmişti. Başka kimsenin bu odaya girilmesine izin verilmiyordu. Tedavide bana yardımcı olan Jack ve Kevin'ı söylediğimde kral ilk önce şaşırsada sonradan ses çıkarmadı. Bana güvendiğini söyleyip biraz daha kaldıktan sonra gitti.

Jack ve Kevin beni izliyorlardı. Buraya geldiğimde yanımda getirdiğim iki çantamdan birisinden önceden hazırladığım serumu alarak prens Henrye yaklaştım. Uzun zamandır hiç
yemek yemediği için vücudu zayıflamış ve bitkin düşmüştü. Tedaviye olumlu yanıt vermesi için güçlü olması gerekiyordu.

Yemek yedirmeye çalışmamıza rağmen miğdesi yediklerini kabul etmiyordu. Bu yüzden son çare olarak serum takmaktan başka bir çare bulamadım.

Yatağa yaklaşıp prens henry nin kolunu tutarak, iğneyi olması gereken yere onu acıtmayacak bir şekilde taktım. Yüzünde bir mimik bile oynamamıştı. Sadece dikkatlice yaptığım işi izliyordu.

Eğilirken açık olan saçlarımdan bir iki tutam prens henry nin yüzüne düşmüştü. Saçlarımın onu yüzüne değdiğini görünce aceleyle doğruldum.

O ise buna karşı gözlerini sımsıkı kapatmıştı.

Serumu taktığıma göre geriye ilaç tedavisine başlamak kalmıştı. Tedavisi en fazla iki hafta veya daha kısa da sürebilir. Ve buda evime kısa zamanda kavuşmak demekti benim için. Umarım hemen etkisini gösterir vereceğim ilaçlar.

" Kevin sana vereceğim ilacı mutlak her akşam prens henrye içirmen gerekiyor. İlaçları düzenli alırsa hemen iyileşir." dedim kevin'e elimdeki ilaç şişesini uzatırken.

"Anlaşıldı sara. " diyerek gülümsedi Kevin.

Benim burdaki işim şimdilik bitmişti. Serumun bitmesini bekliyecektim sadece. Serum bitene kadar ılık bir duş alsam iyi olacak diye düşündüm. Eski kıyafetlerimi giymek istiyordum. Bu elbiselerin içinde rahat edemiyordum.

" Kevin benim odamda birkaç işim var da onları halledip tekrar geleceğim. Siz burdan ayrılmayın olur mu." dedim.

" Rahatına bak biz burdayız merak etme." dedi Kevin.

Onun bu rahat tavırları beni çok güldürüyordu. Jackın, kevine sert bakış atmasıyla birlikte kevin'ın gülümseyen yüzü hemen asıldı.

Kevinla çok iyi bir dost olmuştuk keşke bunu Jack içinde söyleyebilseydim. Doğruyu söylemek gerekirse Jackten biraz çekiniyorum. Bu yüzden hep Kevin ile iletişim halindeyim. Umarım aramızdaki bu tuaf mesafe kaybolur diye geçirdim içimden.

Karşımdaki ikiliyi gülümseyerek izlerken
benimde izlendiğimi farkettim. Prens henry beni izliyordu. Gülümseme mi silip hemen odadan çıktım. Onun beni izlemesinden çok rahatsız olmuştum.

Bende onun gibi insanım niye o kadar çok bakıyor ki? 

Düşüncelere dalmışken bana verilen odaya kadar geldiğimi yeni farkettim. Odaya girip ilk önce kendimi yatağa atım. Gerçekten çok yorulmuştum biraz dinlendikten sonra hemen kısa bir duş alarak tekrar odama geçtim. Odanın içindeki giysi dolabını açtığım da kendi kıyafetlerimi görememiştim. Sanırım daha yıkamamışlardı kıyafetleri mi.

Geçmişe  YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin