-2-

31.9K 898 73
                                    

Uyandığımda sabah saat
06:30'u gösteriyordu.

Bugün yeni oyuncaklarımla tanışacaktım. Bu psikopatça düşünce gülümsememe sebep oldu.
Hızla yattığım yerden doğrularak , banyoya yöneldim . Soğuk su yüzüme çarparken biraz da olsa uykumun açılmasına yardımcı olmuştu.

Aşağı indim annemin işe gitmeden önce düzensizce hazırladığı kahvaltıdan birkaç bir şeyler atıştırdım.. Okula geç kalmak istemiyordum çünkü şu son yaptıklarımla müdürün gözüne iyice batmaya başlamıştım .

Odama çıkıp kıyafetlerimi giydim.

Kapıya yönelerek hızla evden çıktım . Sabah olmasına rağmen etraf hala aydınlanmamıştı. Hava düne oranla soğuktu. Etrafta benden başka hiç kimse görünmüyor gibiydi. Sakindi. Ürkmüştüm. Bu düşüncelerden sıyrılmak istercesine kafamı iki yana salladım. Böyle şeyler düşünmemem gerekiyordu çünkü etraf korkmamı sağlayacak derecede sessiz ve ıssız görünüyordu.

Bu düşüncelerden kurtulmanın tek yolu da ,müzikti.
Çantamdan kulaklığımı alarak en sevdiğim şarkı Birdy-skiny love'yı açtım . Bu kıza gerçekten bayılıyordum.

Okula az bir mesafe kalmıştı, bu yüzden rahat davranıyor sabah temiz havanın ciğerlerine dolmasına izin veriyordum. dün gördüğüm kahverengi gözlerin sahibi bir arabanın arkasından bana bakıyordu.. Hızla yolun ortasında durarak gözlerimle etrafı taradım , ama az önce gördüğüm Savaş'ı  göremeyince afallamıştım. Saniyeler içinde nereye kaybolmuştu ki? bu imkansızdı...

Bu kullandığım ilaçların yan etkisi ve gördüğüm halüsinasyonlardan dolayıdır diyerek kendimi avutmaya çalışıyordum. Kalbim sanki ağzımda atıyormuş gibi hissediyordum.  sakin olmalıydım...
Hızla çantamdan anti-depresan haplarımı çıkararak tek hamlede suyla mideme indirdim. Bu ilaçları içince hiçbir şeyi umursamıyordum açıkcası...
___________________________

Okula gelmiştim. Bekçi yine beni baştan aşağı süzerek yüzündeki o iğrenç ifadeyle önüne döndü.

İçimdeki gökçe bana pis pis sırıtıyordu, ama aynı zamanda herkesin antipatisini kazanmayı nasıl başardın diyerek kendini yumrukluyordu.
Hızlı adımlarla okula girerken , bir kaç kişinin bana dönüp baktığını ve ardından bahçeden uzaklaştıklarını gördüm .
sınıfa girdiğimde yeni gelen bir kaç kız ve bir erkek vardı. Bütün sınıf onların başına doluşmuş sürekli bir şeyler sorup duruyorlardı . hızla çantamı sırama fırlattım yeni gelenlerin yanına gittim. Yenilerle tanışmak gerekiyordu tabii . Yeni eğlenceler.

"Hey, millet çekilin bakalım oradan , şu yeni arkadaşlarla bende tanışayım değil mi?" diyerek pis pis sırıttım.

Aslında hiç böyle bir insan olmak istememişimdir ama , insanların bana yaklaşımı ve ruhsal olarak yaşadığım sıkıntılar hiçte kolay bir durum değildi , ve bu yöntem duvarlarımı korumamı ve insanların beni korkusuz olarak görmesini sağlıyordu sağlıyordu. Yoksa içten içte korkak olduğumu kendimde biliyordum .

Bütün gözler üzerime dikilerek kenara çekildi. Kalabalığı yararak yenilerin yanına gittim .

"Merhaba, ben Sıla " diyerek gülümsedi. Çok güzel bir kızdı gülümsediğinde yanaklarındaki gamzeler belirginleşmişti ve bu onu daha sevimli kılıyordu .

"Merhaba, ben de Gökçe. Memnun oldum " diyerek gülümsedim , ama hiç de içten ve samimi bir gülümseme değildi bu. Kendimi bildim bileli insanlara iyi iletişim kuramazdım, ve çok soğuk görünürdüm. Açıkcası bu tavırlarım yüzünden insanlar benimle iletişim kurmamakta haklılardı. Bu kızın benim karşımdaki tavrına ve sevecenliğine hayran kalmıştım. Garip.

Diğerleri benimle tanışmak için tek bir adım dahi atmadılar. Zaten benimde öyle bir niyetim yoktu.

Sadece şu Sıla denilen kıza biraz ısınmıştım. İyi bir kıza benziyordu.
Arkamı dönüp tam sırama yönelmiştim ki büyük bir el kollarımı kavrayarak beni durdurdu.

" Merhaba, daha önce kantinde tanışmıştık ama ben de yenilerdenim ve görünen o ki artık daha sık görüşecek gibiyiz..." diyerek yüzündeki o kendine has gülümsemesiyle baştan aşağı beni incelemeye devam etti. "Bu arada sormadın ama, Adım Savaş."

Gözlerim iri iri olmuş onu izlerken, günlerdir beni takip edenin o olduğunu ve ürkmeme sebep olduğunu yüzüne karşı bağırmak istiyordum, fakat ya o değilse diye bir yandan kendime avuntular yaratıyordum.

Ben öylece dururken hareketlerimi izliyor gibiydi. Hızla kolumu çektim, Savaş denilen çocuk biraz afallamış gibi dursa da ne yapmaya çalıştığımı anlamamış gibi beni izliyordu .

Belki de ben öyle sanıyordum ama gerçekten tıpa tıp benziyordu bu gözler. Her gün beni izliyordu etrafımda sürekli bu gözlerle karşılaşıyordum.
Ürkek bir şekilde geriye sendeledim, bütün sınıf bizi izliyordu . İlk defa beni bu halde gördüklerinden emindim.

Hızla çantama doğru yönelirken, elleri yine bileklerimden kavramıştı .

" O ellerini üzerimden çek! " derken sinirden tısladım .
"Gökçe , üzgünü. .. Sana karşı yanlış bir harekette mi bulundum neden böyle davranıyorsun? " diye bir soru yöneltti.

Açıkcası ne diyeceğimi bilemiyordum o yüzden tek kelime dahi etmedim .
Arkadan bir kaç ses " O hep böyledir takma sen " diyerek aralarında bir kahkaha patlattılar .

Kulağıma ilişen sesler artık bir uğultu gibi geliyordu . Kanın beynime sıçradığını hissediyor gibiydim...hızla çantamı kenara fırlatıp, hemen arkamda duran sürtük Berna'nın üzerine hücum etmeye başladım.

Şaşkın bakışlarla beni izliyordu, umursamaz tavrını takınmaya çalışıyordu fakat tedirginliğini gözlerinde görebiliyordum .
Arkamdan bir sesi "Gökçe sakin ol! " diye ciyakladı. Ama bunu umursamayacak kadar sinirliydim ve sinirlenince gözlerim hiçbir şeyi görmüyor adeta patlamaya hazır bir volkana dönüşüyordum.

Berna'nın yanına ulaştıktan sonra destekli bir şekilde yüzüne tokadı geçirdim. elimin yanağı ile birleşmesi sonucu çıkan ses havada asılı kalmıştı sanki.
Berna kafası yana düşmüş bir şekilde saçlarının arasından şaşkın bir ifadeyle beni izliyordu .

Sinirden köpürüyordum .
hızla çantamı alarak sınıftan çıktım . Arkamdan bağırma sesleri ve birkaç 'sakin ol berna' diye sesler duyuyordum .

Hızlı adımlarla etrafıma nefreti yayarak okuldan çıktım . Şaşkın gözler beni izliyordu. Bir an önce eve gitmek istiyordum . Beynim artık bana sürekli oyunlar oynuyordu ve tuzaklar kuruyordu . Kafam patlayacakmışcasına zonklarken kendimi bir boşlukta gibi hissediyordum .

Muhtemelen yarın müdürün odasına çağırılacaktım ve okuldan atıldınız sözleri bir tokat gibi yüzüme çarpacaktı.
Asıl olaylar bundan sonraki yaşayacaklarımdı.


TAKINTILIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin