3

1.6K 136 525
                                    

"Peki...Sadece...Biraz yalnız ve güçsüz hissediyorum...Ayrıca üşüyorum ve zayıf hissettim...Bu yüzden..."

"Hah! Sen güçsüz değilsin ki Zenitsu...Her ne kadar biz görmemiş olsak da, son seçimden ve o örümcek iblisten tek başına kurtuldun. Sana güveniyorum...Tüm bu hissettiklerinin farkındayım...Yalnız hissetmeni engelleyeceğim ve sen evlenene kadar, seni koruyacağım!"

  ~~~ 

Zenitsu hala gözlerinden düşen yaşları tutmaya çalışıyordu. Tanjiro neden ona bu kadar güzel davranmıştı ki? Kim sürekli peşinde dolaşan bir bebeği isterdi ki? Kim en gereksiz şeye ağlayan birini dinlemek isterdi? Kim güçsüz, kendini koruyamayan birini korumak isterdi ki? Neden yani?

Tanjiro aniden Zenitsu'ya sarıldı. Çok sıkı değil, çok gevşek değil. Sevgi dolu, rahatlatıcı bir sarılmaydı. Bir yandan Zenitsu'nun kokusunu içine çekiyor, diğer yandan elini saçlarının arasında gezdiriyordu. 
Bu Zenitsu'ya ağırdı. Çok ağırdı. Kalbini daha da hızlandırıyor, düşüncelerini engelliyordu. Bu his...Aşktan başka bir şey değildi belli ki. Çok güzel bir histi artık. Her dakika hissetmek, bu aşkı tatmak istiyordu. 

Tanjiro sonunda Zenitsu'yu bıraktığında Zenitsu, kızarmıştı ve öncekinden daha şaşkın haldeydi. Tanjiro'nun hissettiklerini fark etmemesi için dua etmekten başka çaresi yoktu. Sakinleşmişti, artık ağlamayacaktı. 

"Sarılmak hep iyi gelmiştir! Hehe..." Tanjiro kıkırdayıp üzerindeki yeşil-siyah kimonoyu çıkardı. Zenitsu'nun sırtına attı.
"Ben uyumaya giriyorum...Kimonom sende kalsın! Uykun gelince çadıra girer ısınırsın. Ama dışarıda kaldığın sürece üşüme. Çok da durma artık...İyi geceler, Zenitsu." 

Ve Tanjiro, arkasında tekrar şaşkın ve kızarmış bir Zenitsu bıraktı. Ama bu sefer, bunu biliyordu. 


~~~

Sabah saat 7'de ilk uyanan Inosuke oldu. En erken uyuyan o olduğu için, daha enerjik ve erken uyanmıştı. Tabi Zenitsu ve Tanjiro'yu hala mışıl mışıl uyurken görmeyi beklemiyordu. 
Özellikle Zenitsu'yu, Tanjiro'nun kimonosu ile sarılmış, yine Tanjiro'nun elini tutmuş halde görmeyi hiç beklemiyordu. Neler olmuştu şimdi? Çok merak etmedi. Zenitsu'nun Tanjiro hakkında bir şeyler hissettiği belliydi. Tanjiro ne hisseder emin değildi, her şey olabilirdi. 

Inosuke ikisini de uyandırmadan gidip yemek yemeyi planlıyordu ama Zenitsu'nun ayağına takılmasıyla Zenitsu uyandı. İlk önce çığlık attı ve ardından kendini çadırın en köşesine attı. Bu sese Tanjiro da uyandı. Bir Inosuke'ye bir de kendisinin kimonosuna sarılmış Zenitsu'ya baktı. İkisi de birbirine bağırıyorlardı. 

"Ne diye ayağıma basarsın ki!?" 
"Ne diye çığırıyorsun lan sen!?" 
"SABAH SABAH NE BU LAN!?" Tanjiro ikiliyi ayırma amaçlı bağırdı ve araya girdi. Inosuke Tanjirou'nun bağırmasıyla sustu ve Zenitsu ise hala çadırın en kenar köşesinde Tanjiro'nun kimonosuna sarılmış duruyordu. Bu şekilde tatlı durduğunu fark etti. O gerçekten tatlıydı. Neden kızlar ondan hoşlanmıyordu ki? En azından dış görünüşe bakarak, bir kız gelip Zenitsu ile konuşsaydı, belki Zenitsu yalnız kalmaz, kızlara yılışık davranmazdı. 

Ancak, böyle olması daha iyiydi. Zenitsu'ya yakınlaşabilirdi, onun duygularını daha net anlayabilmek için. Ve belki de, sadece onunla olmak istediğinden. Emin değildi. Zenitsu ile göz göze geldiklerinde düşüncelerinden koptu. Gözlerini kaçırdı ve Inosuke'ye baktı. 

"Hadi yemek yiyelim. Çok açım!" Inosuke çadırdan çıkarken söylendi. Çantadan yiyecek ve içecek bir şeyler çıkarıp yerdeki bir örtüye koydular. En sonunda hepsi örtünün üstünde toplanmış yemek yiyorlardı. 

Crybaby (Zenitsu x Tanjirou)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon